yazar düzenlemeleri
ykcsuryoyo, 153 adet değişiklik yapmış.  (19/31)
ykcsuryoyo, Doğu'nun Armağanı Baharatın Yolculuğu başlıklı kitabın adını düzenledi

"Doğu'un Armağanı Baharat Yolculuğu" olan kitap adını "Doğu'nun Armağanı Baharat Yolculuğu" olarak değiştirdi.
13 yıl, 2 ay
ykcsuryoyo, Atlas Dergisi Ağustos 2002 başlıklı kitabın adını düzenledi

"Atlas Dergisi" olan kitap adını "Atlas Dergisi Ağustos 2002" olarak değiştirdi.
13 yıl, 1 ay
ykcsuryoyo, Yalnızlar başlıklı kitabın açıklamasını düzenledi

eski halini göster | yeni halini göster | değişimi göster

Zaven Biberyan, Türkiye’nin yakın tarihine farklı bir açıdan baktığı Yalnızlar adlı bu romanında, siyasi iktidarın el değiştirmesiyle toplumun da hızlı bir dönüşüm geçirmeye başladığı 1950′li yılların başlarında, İstanbul’un Anadolu yakasında bir sayfiye yerinde, Erenköy’de, bir yaz hafta sonunda yaşananları anlatıyor. Yazar, bu iki günde yaşananlarla, toplumsal sınıfların ve beraberinde çeşitli statülerden bireylerin iç dünyalarının derin bir psikolojik tahliline girişirken, başta insanlar, sonra da Türk, Ermeni, Yahudi, Rum toplulukları arasında iletişimsizliği, ruhların derinliklerinde gizli şiddet eğilimlerini ve bunların sonucunda kişisel-toplumsal davranış kalıplarında oluşan tahribatın getirdiği yalnızlaşmayı konu ediniyor.
Marjinalliğe zorlanmışların içeriden bakışına sahip, Ermenice ‘Lıgırdadzı’ kitabının Türkçe versiyonu olan Yalnızlar, toplumsal yalnızlığa itilenlerin öfkesiyle bireysel gerçekliklerin kesiştiği noktaya götürüyor bizleri.

“Büyük buzdolabının önünde genç bir kız duruyordu. Boyu aşağı yukarı bir yetmiş beşti, dümdüz mokasenlere rağmen. Açık pembe organzeden elbisesi belden dizkapaklarına kadar konik iniyordu. Bacakları birer şaheserdi. Altın rengi parlak saçlarının ortasında dünyanın en nazik, sevimli çehresi gülümsüyordu. Seventeen’in kapağından inme bir resimdi ve herkes bu resmi seyrediyordu. Kız ise camın arkasından istediği pastaları gösteriyordu. Bir kelime bile Türkçe bilmiyordu. Kovboy filmlerinden ‘yap, okay’ gibi kelimeler belleyenler, kızın etrafında pürtelaş tercüman kesilmişlerdi. Seventeen’in kapak resmi, istediklerini kolayca aldı, aldanmadan parasını ödedi, ifadesi imkânsız bir gülümseyişle, ömründe hiçbir müşteriden bir teşekkür ifadesi duymamış çırağa ‘Thank you.’ dedi, gidip kaldırımın kenarında bekleyen spor arabaya bindi, çalıştırdı. Bütün bakışlar onu uğurladı.
Ağır sesizlik içinde, birisi mırıldandı.
‘Yeni gelen Amerikalılar…’
‘Diplomatın kızı değil mi?’
‘Diplomat mı, Marshall teknisyeni mi?’
‘NATO albayı imiş dediler.’
13 yıl, 1 ay
ykcsuryoyo, Cihanyandı Lütfiye Hanım / Son Dönem Osmanlı İstanbul'unda Fuhuş başlıklı kitabın adını düzenledi

"Cihanyandı Lütfiye Hanım Son Dönem Osmanlı İstanbul'da Fuhuş" olan kitap adını "Cihanyandı Lütfiye Hanım / Son Dönem Osmanlı İstanbul'unda Fuhuş" olarak değiştirdi.
13 yıl, 1 ay
ykcsuryoyo, Cihanyandı Lütfiye Hanım / Son Dönem Osmanlı İstanbul'unda Fuhuş başlıklı kitabın açıklamasını düzenledi

eski halini göster | yeni halini göster | değişimi göster

Çeviri Orijinali Osmanlıca olarak1924 Yılında basılan kitap gazeteci Şevket Nezihi’nin Kadıköy Paris Sokağı’nda genelev sahibi Lütfiye Hanım ile ropörtajını içeriyor.
“Bizde kadın mesailini en ziyade tetkik ve hususta kalem oynatanlar Ahmed Midhad Efendi merhumla Halid Ziya, Ahmed Rasim, Hüseyin Rahmi, muhterem Rauf Bey üstatlarımızdır.

Ben kendi kendime dedim ki: Böyle bir şeyi menbaında tetkik etmek daha muvafıktır.

Herhangi bir kuvvet ve saika ile fuhşa düşmüş olanlara samimi, hayırhah bir dost gibi giderek mazilerini, hallerini ve dertlerini sordum. En evvel Cihan-yandı Lütfiye Hanım’dan başlamak gayet tabii idi. Çünkü ben doğmadan çok zaman evvel babalarımızla aynı yaşta olanların hayatına Lütfiye Hanım karışmıştı. Lütfiye Hanım Jean Jacques Rousseau’ya bile “Aferin!...” dedirtecek bir tabiilikle bana bütün macerasını anlattı. Ben de ağzından çıktığı gibi karşılıklı konuşmalarımızı ve Paris sokağında diğer gördüklerimi yazdım.”

Şevket Nezihi 1924
                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                    

Çeviri
: Tamer Erdoğan
13 yıl, 1 ay