gökyüzübenim, 68 adet değerlendirme yapmış.  (3/10)
Dokunma Dersleri
Dokunma Dersleri

7

En sevdiğim öykü yazarıdır Yalçın TOSUN. Öncesinde okuduğum 2 öykü kitabında da ( Anne, Baba ve Diğer Ölümcül Şeyler) ( Peruk Gibi Hüzünlü) işlenen konular oldukça ağır gelmiş, kitapları elim kalbimde, uzun uzun düşünerek bitirmiştim. Dokunma Dersleri’ni alalı bir yıl kadar oldu ancak okumaya cesaret edememiştim bir türlü. Bugüne kısmetmiş. Korktuğum gibi olmadı. Diğer öykü kitapları kadar sarsıcı değildi. Çok daha hızlı okudum ve duygusal olarak o kadar fazla zorlanmadım. Ama onlar kadar etkilemedi de beni. Yine de okuduğuma pişman olmadım. Yalçın TOSUN hep yazsın hep okuyayım istiyorum.

İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam Arayışı

7

Kitap 3 kısma ayrılmış. İlk kısım; yazarın ne yazık ki bizzat deneyimlediği, toplama kampında geçirdiği anlar ve bu anların psikolojik değerlendirmesinden oluşuyor. Çok etkileyici ve duygusal olarak çok ağırdı. Böyle bir felaketten kurtulduktan sonra tüm bu yaşananları kaleme almak eminim yazar için de kolay olmamıştır. Bu yönüyle benzerine az rastlanabilecek bir kitap bu. Özellikle af yanılsaması kavramı ve Kapolar, bu kitabın bana kattıkları oldu. 2. ve 3. Kısım ise yazarın logoterapi kuramı ile ilgili bilgileri aktarmasına dayanıyor. Psikolojiye özel ilgisi olanlar için dikkat çekici olacaktır. Bu yöne ilgim olmadığı için ilk kısımdan çok daha ağır okuduğumu söyleyebilirim.

Barbarın Kahkahası
Barbarın Kahkahası

7

Şu pandemi günlerinde yaz tatilinde geçen bir roman okumak çok keyifliydi benim için. Yazarın dili de zaman zaman karmaşık gelse de oldukça güzeldi. Bu karmaşa henüz ilk kitabını okuyup onun tarzına aşina olmadığımdan olsa gerek. Bir filme çevrilse insanların derin analizler yapacağı güzel bir festival filmi olurdu diye düşündüm. Anlamlandıramadığım bazı kısımlar da vardı ama çok rahatsız edici değildi. Kitapta “Tenezzül Makamı” başlıklı kısmı ve Selçuk- Alikâr konuşmasını özellikle sevdim. Yazarın diğer kitaplarını da okuyacağım.

Kardeşimin Hikayesi
Kardeşimin Hikayesi

3

Bu zamana kadar dost olmak istediğim çok roman kahramanı oldu. Ama böylesine muhabbetini çekemediğim karakterlerle karşılaşmamıştım doğrusu. Öncelikle baş karakterin gazeteci kıza tavrı, davranışları oldukça rahatsız ediciydi. Tipik bir sapık imajı uyandırmaktan öteye gidemedi. Gazeteci kızınsa Ahmet’in anlattığı hikayeyi hem böylesine merak edip hem de dakikada bir uyuyakalması okur olarak beni gerçekten yıldırdı. Yazarın hikayeyi uzatmak için başvurduğu bir yol gibi görünüyor ancak hoş durmamış. Ayrıca yazarın okuyucuya bir şeyler katma çabasını anlasam da bambaşka bir konuşmanın ortasında araya sıkıştırılan bilgiler oldukça abes durmuş. 2 kısımdan oluşuyor roman ve bu iki kısım arasında neredeyse hiç bağlantı yok. Öyle ki 2. kısma geçtiğimde ilk kısımdaki olayla ilgili minicik merak duygumu çoktan kaybetmiş durumdaydım. Romanda benim için akıcı olan tek yer Rusya’da geçen anlardı. Ancak sayfa sayısı dikkate alındığında oldukça küçük bir kısma denk geliyor. Bu kısımda da dünyanın en etkileyici aşk hikayesi olduğu defalarca tekrarlanan, karasevda olduğu ileri sürülen aşk hiçbir şekilde yansıtılamamış. 2. kısım bittiğinde yazar “İlk kısımdaki boşluklar da ortadan kalksın da roman tamamlanmış olsun” zihniyetiyle roman sonuna bir karar metni iliştirmiş. Teşekkür metnine bakılacak olursa hukukçulardan da faydalanılmış ancak sanırım onlar da metne fazla müdahale edemediler. Çünkü yanlışlarla doluydu ve gerçeklikle ilişkisi yoktu. Keşke bu şekilde yazılacağına dümdüz bir metin olarak yazılsaydı. En azından bu kadar göze batmazdı. Romanda gizem unsuru olarak kalması gereken temel konu baştan belli edilmiş. Yazarın çabasına rağmen açıklanmamış pek çok soru işareti de mevcut. Maalesef sevemedim.

Daha
Daha

7

Hakan GÜNDAY’ın okuduğum tüm romanlarında aynı şeyle karşılaşıyorum. Beklenmedik, güzel bir fikirle başlıyor her şey. Sonra yazar bu fikri lastik gibi sündürmeye başlıyor, kopana dek. Okur olarak kendimi “Tamam, tadında bırak artık.” derken buluyorum. Ve maalesef roman benim için çok güzel başlayıp ortalama düzeyde sona eriyor. Yine öyle oldu. Oldukça karanlık bir romandı benim için. Kurgusu tahminlerimin dışına çıktı, merakla okudum. Ana karakterle bağ kurmam pek mümkün olmadı. Ama Rastin çok uzun süre aklımda kalacak. Hatta spiral yönetim şemasıyla ilgili kısmı tekrar tekrar okuyabilirim. Öyle sevdim. Yazarın diğer romanlarını da takipte olacağım. Belki bir romanda uzlaşabiliriz, kim bilir.

Kün
Kün

9

Çok sevdim. Karakter hikayelerinin birbirine bağlanmasındaki kurgu şahane. Uzun sayılabilecek bir roman ama insan elinden bırakamıyor. Başlangıçta Konya şivesini okurken akıcılığı kaybettim. Sonra öyle bir alıştım ki kitabın sonuna doğru artık bundan mahrum kalacağım için üzülmeye başladım. Okurken zaman zaman sesli gülmekten alamadım kendimi. Kitabın sonuysa çok beklenmedikti. Uzun bir süre daha aklımda yer edecek.

Diriliş
Diriliş

5

Maalesef umduğumu bulamadığım romanlardan biri oldu. Yazarın klasik tarzından çok farklı ve fazlasıyla durağan ilerliyor. Okurken pek çok kez uyuyakaldım. Beni romana bağlayan şey arka kapakta yazan “ Stephen KİNG’in şimdiye dek yazdığı en dehşet verici sonla noktalanan roman olduğu” vaadiydi. Ancak bu vaadi karşıladığını düşünmüyorum.