1998 yilinda yazilmis bir kitap ve yazildigi donemin şimdiye gore nispeten sukunet dolu ortamina bakildiginda oldukca romantik bir bakis acisiyla yazilmis. Lakin aradan gecen 24 yilin ardindan o koprunun altindan cok sular gectigini soylemem lazim. Gereksiz yere cikarilan savaslar yuzunden dunya ve en basta kendi ulkem korkunc bir multeci akinina ugramisken yazarın fikirlerine katilmak mümkün degil. İdealize ettigi sey minik 3 5 gocmenle olabilecek birsey cunku. Elitist bir tavirla bunu soylemesi , fikrini ve egilimini ifade ederken pesinden aslinda bunu savunmuyorum diyip eklemesi hic samimi degil. Bulundugu ve hitap ettigi cogunluk cografya bu taraf oldugundan ne sis yansin ne kebap tarzi bisi olmus. Bazi yerlerde ortadogulu kimligi degilde batili kimligi daha baskin. Bu da inandiriciligini azaltmis bence.
Muthis bir kitap olmus. 1.Gokturklerin en parlak zamanlarini ,Mukan Kağan'ı hep merak etmiştim kitap butun sorularima karşılık verdi ,soluksuz okudum. Kutlu Kağanlık Kitap Açıklaması İlk kitabı Demirdağın Kurtları ile Türklerin Ergenekon'a hapsolmasını ve buradan çıkış mücadelesini anlatan yegane romanın yazarı Hasan Erimez, ikinci romanı Kutlu Kağanlık "Gök Türklerin Doğuşu" ile karşınızda. Uzun yıllar Aparların boyunduruğunda kalan Aşinalar, Bumin Han ve kardeşi İstemi Yabgu önderliğinde Aparları yenerek Gök Türk Devleti'ni kurarlar. Ancak asıl zorluk, bu kutlu kağanlığın kurulmasından sonra başlar. Bütün Türk boylarını tek bir çatı altında birleştirmek isteyen Gök Türkleri hem içerde hem de dışarda çetin mücadeleler beklemektedir. Türk adını kullanan tarihteki ilk Türk devletinin kurucuları, "büyük ülkülerini" gerçekleştirebilmek için kan deryalarından sabırla geçmek zorundalar. Hasan Erimez, tertemiz bir Türkçe ve duru bir üslûpla bizi Ötüken Yış'tan Asya'nın dört bir yanına götürerek, Gök Türk Devleti'nin destansı kuruluş mücadelesini anlatıyor. (Tanıtım Bülteninden)
Tuhaf. Ama Auri'yle ilgili tatli bir oyku. Onunla birlikte gezeleyip birseyler topladim sanki cok acayip. Merak ettirip okutturuyor kendini.
İlgi cekici bir konusu ve baslangici var. Bununla birlikte bir o kadar cok olay ve karakter oldugu icin bir yerde ipin ucu kacabiliyor. Yazar tek bir olay degil bir suru seyi birden anlatmaya calistigi icin okuyucu acisindan biraz sinir bozucu bu. Collette ve Luc'un travmasi, hazine soygunu, radyum kizlari derken kosarak kitap okuyormusum gibi hissettim acikcasi. Merakla okudum evet ama ne bileyim yordu beni. Neyse bahaneyle radyum kizlari konusunu merak ediyordum.Konuyla ilgili kitap arayisindayim simdi.
Ne desem eksik kalacak gibi. Farkli bir gozle baktiriyor hayata. İlginc.
Donemi icin bu kadar agdali ve betimlemeli bir dil onemli olsa da, gunumuz icin fazlasiyla boğucu. Yesilcam filmi izliyormus tadi veriyor ama bilemiyorum 1 cumle sadece virgul koyularak 1 sayfa surmemeli bence. Noktayi mi kacirdim acaba diye dondum durdum sayfa boyunca.
Olumlamalari guzel. Son kisimdaki hastaliklarin asil sebepleri da cok aciklayici. Diger kisimlar ise bilindik seyler.