İnsana ders verici öykülerden oluşan, içinde özlü sözlerin de bulunduğu ve adı gibi kitap menekşe kokuyor ve yanındaki menekşeli ayraç da ayrı bir güzel. Kitabın tasarımı ve albenisi içinde yazılanların ötesine geçmiş. Özgün bir eser oluşturmaktan daha çok kitap satmaya yönelik akıllıca bir yöntem bulmuşlar ve bu haliyle bu seri çok tutacağa benziyor. İnsana, bakalım sırada hangi öyküler var yerine, bakalım sırada hangi çiçek var dedirtiyor. Kitaptaki öyküler oradan buradan toplanmış. Kitapta pek özgün öykü bulunmuyor. Sayın Qender Haluq Dharince! Bir sonraki kitabı Ender Haluk Derince derlesin. İçinde Kahlil Gibran'dan değil de Halil Cibran'dan özdeyişler olan...
İnsana ders verici öykülerden oluşan, içinde bazı sözlerin de bulunduğu ve adı gibi kitap papatya kokuyor ve yanındaki papatyalı ayraç da ayrı bir güzel. Kitabın tasarımı ve albenisi içinde yazılanların ötesine geçmiş. Özgün bir eser oluşturmadan daha çok kitap satmaya yönelik akıllıca bir yöntem bulmuşlar ve bu haliyle bu seri çok tutacağa benziyor. İnsana, bakalım sırada hangi öyküler var yerine, bakalım sırada hangi çiçek var dedirtiyor. Kitaptaki öyküler oradan buradan toplanmış. Kitapta özgün öykü bulunmuyor.
Serinin bu ikinci kitabı serinin ilk kitabını aratmayacak nitelikte. Bu anlamda birinci kitapla ikinci kitap arasında bir kopukluk yok. Ancak bu kitapta Yaşar Kemal İnce Memed'i daha sorgulayıcı bir kişiliğe büründürmüş gibi görünüyor... Kitabın pek çok yeri birinci kitabın tekrarı gibi olmuş. İkinci kitabın "gelen gideni aratır" mesajından başka, birinci kitaptan daha farklı bir mesajı yok.
Eşkıya olmaktan başka bir seçeneği kalmamış bir insanın ve ezilen köylülerin destansı mücadelesi anca bu kadar yalın ve gerçekçi anlatılabilirdi. Bu kitap romandan çok bir destana benziyor. Yazar Çukurovayı gözünüzle gördüğünüzü hissettirecek kadar canlı ve net bir anlatım sergiliyor. Yaşar Kemal bu romanda işlediği insanları ve yöreleri çok iyi özümsemiş olduğu görülüyor ki, bu da o yöreleri çok iyi tasvir etmesine olanak sağlamış. Roman çok iyi kurgulanmış ve uzun zamanda yazılmasına rağmen eserde hiç kopukluk yok... Bu romanı bitirdiğimde aklıma şöyle bir fikir geldi: Dağa çıkmış bir insan zalimin amansız düşmanı, mazlumun en narin dostu ise ona "eşkıya", eğer hem zalimin hem de mazlumun düşmanıysa veya sadece mazlumun düşmanıysa ona "terörist" denir.
Doğu-Batı çatışmasını ve Doğu-Batı arasında bocalamayı farklı iki semtle sembolize ederek anlatan küçük hacimli bir roman. Psikolojik tahlilleri iyi ancak konu çok sıradan geldi bana. Bir mesaj vermesi açısından iyi bir roman sayılabilir ama öykü çok kısa ve pek heyecanlı değil, olaylar çok yüzeysel kalmış. Öykü oldukça kısa ve yüzeysel olmasına rağmen ana fikri rahatlıkla verebilmesi en artı yönü bence... Bu kitabı bitirdiğimde, batılılaşma ile çağdaşlaşmanın farklı şeyler olduğunu düşündüm ve çağdaşlaşmamız gerekirken aksine batılılaşmayı çağdaşlaşmak diye birbirimize yutturma sahtekarlığını gösterdiğimiz için sinirledim durdum.
Kırgız yazar Cengiz Aytmatov bu romanında devrime inanmış, bütün hayatını ona adamış ve devrime tam bir bağlılık göstermiş Tanabay adlı bir Kırgız ile ünlü ve cins bir at olan Gülsarı'nın öyküsünü, ikisinin yaşlanmasına kadar geçen yaşamlarını, Gülsarı ölürken sahibi Tanabay'ın geçmişi hatırlamasıyla anlatmaya başlıyor. Bütün kitap Gülsarı etrafında dönüyor olsa da arka planda bir dönemin yani Sovyet devrimine gönülden inanmış Kırgız gençlerinin yaşadıkları zorlu hayatın ve hayal kırıklıklarının tanıklığı yapılıyor ve o dönemin kişi ruhunda bırakmış olduğu derin izleri ve değişimi yalın ve etkili bir şekilde anlatıyor.
Kısa ve yalın cümlelerin usta yazarı Cengiz Aytmatov bu eserinde II. Dünya Savaşı döneminde yaşanan dramları bir ananın gözünden yalın ve etkileyici bir şekilde anlatmış. Yürek burkan, insanı duygu seline kaptıran ve savaşa lanet ettiren bir eser... Bu kitap bize en kötü barışın bile en iyi savaştan daha iyi olduğunu ve bozkır kadınının erkeğinden hiç aşağı kalır yanı olmadığını hatta bazı yönlerden erkeğinden daha üstün olduğunu ve savaşları asıl kazananın veya kaybedenin 'Toprak Ana' ve analar olduğunu kanıtlıyor.