31 mart vakasını kuşbakışı değerlendiren ve hem yerel hem yurt dışı kaynaklarını da ele alan hoş bir kitap. Necmettin bey'in daha öncede okumuştum ve sanırım okumaya devam edeceğim.
Üstad'ın şiir ve diğer kitaplarını tercih ederim :) Bu arada kitabın son sözü; Abdülhamid'i anlamak her şeyi anlamak olacaktır. Muazzam bir özet.
Kitap, Abdülhamid ile Herzl’in “Kanla alınan yerler kanla verilir” iddiasını çürütme üzerine kurulu. Pazarlık ismi ise kitap için fazla iddialı ve alakasız olmuş. Çünkü ortada bir pazarlık değil, daha çok Herzl’in Abdülhamid ile görüşmek için giriştiği ve Siyonizm uğruna verdiği çabayı anlatıyor. Bu çerçevede ana kaynak Herzl’in hatıratı olmuş diyebilirim. Her ne kadar kitabın yazarı başka biri olsa da, sayfalar buram buram Murat Bardakçı kokuyor.
Kitap, Osmanlı'daki Arnavutların durumlarını ve isyan süreçlerini ele alarak girizgah yapıyor. Kitabın bu bölümü sade ve anlaşılır. Açıkçası en keyifli yerlerde burasıydı. Ama kitabın asıl konusu Abdülhamid Han'ı meşrutiyetin ilanına götüren ve tüm olayların fitili olan Şemsi Paşa'nın şehid edilmesidir. Çocukluktan bu yana duyduğumuz "Şemsi Paşa" kimdir? İttihatçılık dönemini merak edenler, 31 mart'ı araştıranlar için ideal bir kitap.
Bugüne kadar Abdülhamid Han hakkında okuduğum en sade, en anlaşılır ve en farklı kitap. Kesinlikle okunmalı.
"Enver'le ortaçağ müslümanlığı tüm yeşilliğiyle devam edecekti" Kitabın benim hafızamda iz bıraktığı cümlesi bu oldu. 1.Dünya harbinde güney cephemizdeki çaresizliğimizi ve Cemal Paşa'nın cephe röntgenini çeken hoş bir kitap.. Çaresizlik ve çöl.. Ecdadımızın ruhu binlerce kez şad olsun..
Kitapta oldukça fazla boşluklar var. Yakup Cemil öyle bir anlatılıyor ki bir an Rambo geliyor insanın aklına.İttihatçı olupta yatağında ölebilen yok galiba..