Martı Yayınları’ndan çıkmış olan “KELİMELERİN DERİN SESSİZLİĞİ “adlı kitabı okuyup bitirmiş bulunmaktayım . Kitabın ilk tanıtımını görür görmez ve konusunu okuduğumda , bu kitap benim olmalı ve ben bunu okumalıyım diye düşündüm ve alıp okudum .İyi ki de alıp okumuşum . Kitap, cidden ön kapağında yazan yazıya harfiyen uymuş “Bu kitap ürkütücü bir şekilde kusursuz “ Evet kitap kusursuzdu . Öncelikle kitabın çevirisi son derece akıcı bir çeviriye sahip .Kelime hatası yok denecek kadar az, yazı puntosu tam istediğim gibiydi .Hemen hemen bütün kitap yorumlarımda bu konulara değiniyorum ama bir kitabın okunmasını sağlayan olmazsa olmazlar benim için napabilirim Kısacası titiz bir çalışmanın ürünüydü. Kitabın konusuna kısaca değinecek olursam ; kitapta Hong Kong’tan annesiyle birlikte Amerika’ya göç etmiş Kimberley adlı bir kızın , yılmadan –pes etmeden zorluklara nasıl göğüs gerdiğini , tüm zorlukları nasıl aştığını aşama aşama okudum ve okurken ki beni her kitap kolay kolay ağlatamaz , duygulandırır ama ağlatamaz bu kitap beni ağlatmayı başardı . Kimi zaman yüzümde bir gülümseme de oluşmadı değil . Onlar olayları yaşarken sanki ben uzaktan onları izliyordum . Kitapta aynı zaman da ; arkadaşlığı , dostluğu , aile bağlarını ,hele bir tane teyze vardı ki düşman başına (Paula Teyze ) git saçını başını yol , yolasım geldi Ne diyordum hım aile bağlarını , aşkı , yazar öyle güzel bir şekilde anlatmış ki arada hiçbir kopukluk yok . Kitapta ders alınabilecek pek çok nokta da var .Bunlardan bir tanesi; insanın şansını kendisinin yarattığıdır . Çok doğru . Neyse bu kadar cümleden sonra kısacası diyorum ki bu kitabı tereddüt bile etmeden alıp okuyun ve okutturun , pişman olmayacaksınız . Unutmadan birde puan verirsem bu kitaba on üzerinden yüz veriyorum .Birde bizlerle bu kitabı buluşturduğu için “MARTI YAYINLARINA “çok teşekkür ederim .Saygılarımla….
Eksik Parça Yayınları’nın ilk kitabı olan “KAREN KİNGSBURY’NİN –ŞANS “adlı kitabını okumuş ve bitirmiş bulunmaktayım . Öncelikle kitap çıkmadan önce ilgimi çeken bir kitap olmuştu .Konusu çok hoşuma gitmişti açıkçası . Bana sinyal gönderen kitaplardan bir tanesiydi ve okuduğuma pişman olmadığım için mutluyum . Çevirisi sade ve akıcıydı .Bazı yerlerde kelime hataları da yok değildi, vardı .Fakat bu okurken çok fazla göze batmıyor ve cümlenin gidişatını bozmuyordu . Biraz önce de söylediğim gibi yayınevinin ilk kitabı.Gerek sayfa kalitesi , gerek iç kapak tasarımı ,gerek yazı puntosu benim için çok iyi idi , kitap titiz bir çalışmanın ürünü olduğunu gösteriyordu . Konusuna kısaca değinecek olursam ; Ellie adlı bir kızın , ailevi sorunlardan ötürü çok sevdiği arkadaşı ve ilk aşkı Nolan’dan ayrılmak zorunda kalması, lakin ayrılmadan önce birbirlerine verdikleri bir söz , bu söz ki onları aradan yıllar geçse de birbirine bağlayacak ve belki de son şansları olabilecek bir söz. .Bakalım bu sözü yerine getirebilecekler mi? (Okuyup göreceksiniz ) Kitapta; arkadaşlığı – dostluğu , ailevi bağları , aşkı , inancı ,affetmeyi , sevgiyi ve mektupların etkisini yazar çok güzel bir şekilde anlatmış . Kitap aynı zaman da Hıristyanlık dinini biraz fazlaca ele almış, bu benim için biraz sıkıcı olmadı desem yalan olur fakat buna rağmen kendi inancımıza da uygulayabileceğimiz bir takım nasihatleri de içinde barındırıyor. Kitap, asıl gelişme bölümünde heyecanlı bir hale dönüştü .Sonlara doğru acaba ne olacak merakıyla okudum . Kısacası ben bu kitabı beğendim ve severek okudum . Kitabın içerisinde alınabilecek çok güzel dersler ya da nasihatlar diyeyim , var. Okumayanlara , okumak isteyen kişilere kesinlikle okumalarını tavsiye ediyorum .Eksik Parça Yayınları’na da bu kitabı biz okuyucularla , buluşturdukları için çok teşekkür ediyorum .İnşaallah yazarın diğer kitaplarını da okumak nasip olur . Unutmadan , kitaba bir puan verecek olursam ; ON ÜZERİNDEN SEKİZ PUAN veriyorum . Saygılarımla…
Zülfü Livaneli’nin Kardeşimin Hikayesi adlı kitabını okumuş ve şu an itibariyle bitirmiş bulunmaktayım. Aslında biraz daha erken bir süre içerisinde bitebilirdi lakin , kurs ödevlerim- sınavım , kişisel meseleler ve sıcaklığı da ekleyince ,bitirmem azıcık geç oldu . Zülfü Livaneli ,üstad , gene yapmış yapacağını , sayfaları döktürmüş resmen . Kitabı okurken zaman kavramı ortadan kalkıyor ve siz o olayların içerisinde kendinizi buluyorsunuz , kitap cidden çok akıcı . Ve her sayfa da acaba ne olacak merakıyla okuyorsunuz . Ve bu kitap hiç beklemediğiniz ya da tahmin edemeyeceğiniz sürprizlerle dolu . Yazar beni kendisine bir kere daha hayran bıraktı . Kitabın konusuna gelecek olursak ; Arzu adlı bir kadının bir gün bir davet sonrasında, esrarengiz bir biçimde öldürülmesi , bu ölümün arkasında neler olabileceği merakıyla Podima adlı bir köye bir gazetecinin gelmesi , olayları araştırmak istemesi ve Ahmet Bey’den olayı aydınlatacak bilgiyi ona aktarmasını istemesi , Ahmet Bey’in bildiklerini aktarması , aktarırken bir hikayeyi de – kardeşinin hikayesini- anlatması ve bunun akabinde gelişen olaylar , süper bir şekilde aktarılmış . Yorum yazarken kelimelere dökmekte zorlanıyorum , çünkü anlatılmaz okunur dedirtecek bir kitap oldu benim için. Film tadındaydı . Ve bu kitabı bana hediye eden arkadaşıma çok teşekkür ederim .O kendisini biliyor . Bu kitabı okuyun ,cidden okuyun .İçinde tüm güzellikleri (aşkı , sevgiyi , dostluğu , aile bağlarını , polisiyeyi vb ) barındırıyor . Son bir cümle daha , “ ZÜLFÜ LİVANELİ’NE “ bu kitabı yazdığı için ve “ DOĞAN KİTAP’TA “ bu kitabı çıkardığı için çok ama çok teşekkürler .Saygılarımla (D)
Arkadya Yayınları’ndan çıkmış olan SARAH JİO’NUN YAĞMUR SONRASI “ adlı kitabını okumuş ve bitirmiş bulunmaktayım . Aslında bitmesin diye baya uğraştığım bir kitap oldu .Lakin her güzel şeyin bir sonu vardır , bu kitapta onlardan bir tanesiydi . Öncelikle kitabın çevirisi çok akıcı ve kitapta kelime hatası bile yok, desem yeridir. Kitap zaten kapağıyla bile beni gel oku diyen bir kitap . Yazı puntosu tam istediğim gibi, aralarda bazen duraklamak için konulan ı semboller kitabı daha rahat okunacak bir kıvama getirmiş . Bu saydıklarımın hepsi , bu kitapta emeği geçen kişilerin titiz bir çalışmayla bu kitabı ortaya koyduklarının bir göstergesi . Kitabın konusuna kısaca değenirsek , nişanlı olan bir kızın (Anne Calloway) , İki Dünya Savaşı esnasında arkadaşı Kitty ile birlikte Bora Bora adlı bir adaya gönüllü hemşire olarak gitmeleri , bu ada da başlarına gelen olaylar, savaşın acı yüzü , arkadaşlık –dostluk ilişkileri , ailevi bağlar, aşk , fedarkarlık , ada da esarengiz bir şekilde gerçekleşen bir cinayet ve bu cinayet sonrasında gelişen olaylar ve en önemlisi de aradan ne kadar zaman geçerse geçsin aşkın gücünün kaybolmadığını , umudun her zaman var olduğunu , yazar SARAH JİO , çok güzel bir şekilde olayları birbiriyle harmanlayarak ve arada hiçbir kopukluk olmadan , film tadında biz okuyuculara aktarmış . Ben kitabı okurken aynı zaman da kitabı yaşadığımı da hissettim . Bu çok nadirdir benim için, kitabı okurken aynı zaman da yaşamak . Dediğim gibi kitap bir film tadında idi .Bu yüzden öncelikle yazarını tebrik ediyorum sonrasın da ise bizi bu yazarla tanıştırdığı ve özenli çalışmayla bu kitabı bizlere sundukları için ARKADYA YAYINLARI’NA teşekkür ü borç bilirim . NOT: Kitaba puan veriyorum , yüz üzerinden bin beş yüz ;) Saygılarımla…
Yabancı Yayınları’ndan çıkmış olan “ Jamie Mcguire’nin Tatlı Bela kitabını”, okumuş ve bitirmiş bulunmaktayım , bitireli iki gün oluyor ama bugünlerde biraz yoğun olduğumdan yorum yazmaya ancak fırsat bulabildim . Öncelikle şunu söyleyebilirim kitabın adı gibi kendisi de çok tatlı bir kitap .Çevirisi akıcı lakin bazı yerlerde kelime hataları fazla idi .Ve bazı yerlerde bu hatalar göze batabiliyordu, ne yazık ki .Gene de kitabın geneline baktığımda nazar boncuğu olarak , o yazım hatalarını varsayıyorum. Kitabın konusuna kısaca değinecek olursam ; Abby adlı bir kızın( ki bu kız kendi halinde ,dersleriyle ilgilenen , küfür bile etmeyen ve alkol kullanmayan bir kız ) bir gün arkadaşlarıyla bir dövüşü izlemeye gitmesiyle, evet yanlış duymadınız, bir dövüşe gitmesiyle, ora da deli dolu ,sempatik ama aynı zaman da bela biri( tatlı bela ) olan Travis♥ ile tanışacaktır .Ve hayatı ,bu tanışmayla birlikte yavaş yavaş değişime uğrayacaktır . Kitapta ; aşkı , arkadaşlık ve dostluk ilişkilerini ,aile bağlarını , fedakarlığı vb . okuyacaksınız . Kitabı okurken , çoğu yer de olayların gidişatını da tahmin edebilmeme rağmen ,çoğu yer de beni şaşırtan olaylar da yok değildi .Süprizler de vardı .Okursanız göreceksiniz .:) Aynı zamanda , Abby ile Travis ikilisinin ve arkadaşlarının arasında geçen diyalogları okurken çoğu yerde güldüm ve bazı yerlerde duygulandım .Bazı yerler de de sinir oldum :) Buna rağmen ben , bu kitabı çok sevdim. Kısacası , okumayan herkese, özellikle genç yetişkin kitaplarını seven herkese, tavsiye ederim . Ve serinin ikinci kitabını da merakla bekliyor olacağım .Yabancı Yayınları’na da bu kitabı çıkardıkları ve bizlerle buluşturdukları için , teşekkür ederim .Saygılarımla …
Martı Yayınları’ndan çıkmış olan “ SALLY GOLDENBAUM – KIYIYA VURAN HAYATLAR “ adlı kitabı şu an itibariyle bitirmiş bulunmaktayım . Bu sıralar , bazı sorunların üst üste gelmesi ve yoğun olmam sebebiyle kitabı ancak bugün bitirebildim . Bu tamamen benden kaynaklanıyor , bunu belirteyim . Öncelikle kitabın dili çevirmenin de etkisiyle çok sade ve akıcı .Kitapta yazım hatası yok denecek kadar az .Yazı puntosu da tam istediğim gibi idi . Kitap, biraz Debbie Macomber ‘ın kitaplarına benziyor ama farklı . Kitap, bir kadının(İsmi : Angie ) esarengiz cinayeti ile başlıyor ve bu cinayeti çözmeye kararlı insanların birbiriyle arkadaşlık –dostluk ilişkilerini , aile bağlarını ve aynı zaman da aşkı ve sevgiyi de okuyorsunuz . Ne yaşanırsa yaşansın asla pes etmeyen ve birbirinden kopmayan insanlar . Cinayeti çözmeye çalışmaları esnasın da , bende acaba ne olacak kim öldürdü , neden yaptı ? gibi sorulara cevap bulmaya çalıştım. Her sayfa da heyecanın dorukta olduğu , süprizlerle dolu bir kitaptı, benim için. Yazar, konuları birbiriyle çok güzel arada bir kopukluk olmadan harmanlamış ve ortaya güzel , en azından benim için bir kitap konmuş . Kısacası , ben bu kitabı çok beğendim .Ve bir puan verecek olsam 10 üzerinden 9 puan verirdim . Martı Yayınları’na da bu kitabı bizlerle buluşturduğu için çok teşekkür ederim .Serinin devamını bekliyor olacağım ( seri demişken ,sanırım birbirinden bağımsız kitaplar olacaklar) Saygılarımla….
Arkadya Yayınları’ndan çıkmış olan Darien Gee’nin Dostluk Ekmeği kitabını okumuş ve şu an itibariyle bitirmiş bulunmaktayım . Kitaba başlayalı bir haftayı geçmişti ama bu kitapla alakalı bir geçkinlik değil , bugünler de benım biraz yoğun olmamdan kaynaklandı . Öncelikle şunu diyebilirim ki ; kitabın konusuna bakmadan sırf kapağı için bile alınabilecek bir kitaptı benim için .Cidden çok güzel bir kapak tasarımı olmuş , gerek dış kapak , gerekse iç kapak tasarımı , sayfa kalitesi ve yazı puntosu da benden tam puan aldı , her şeyden önce benim için yazı puntosu çok önemli ( gözlerim açısından ) ayrıca aralarda sembolik işaretler olması , bölüm başlarına gelmeden de okurken ara vermemi sağladı ( sağlıyor ). Kitabın çevirisi de son derece akıcı ve sade.Kelime hatası bile yok , en azından ben rastlamadım . Kitabın konusuna gelirsek ; bir gün bir kadının kızıyla birlikte(Julia ve Gracie ) eve geldiklerinde kapının önünde bir ekmek bulmaları ve bunu pişirmeleri sonucunda gelişen olaylar , Julia’nın yaşadığı acı tatlı olaylar , günün birinde Madeline ve Hannah adlı iki kadınla tanışması , bu iki kadınında kendilerine has yaşadıkları acı tatlı olaylar , bu üç kişinin arkadaşlık – dostluk süreçleri , ailevi ilişkiler – bağlar , aşk , yardımseverlik vb . konular o kadar güzel ve yalın bir biçimde arada hiçbir kopukluk olmadan anlatılmış ki , sanki kitabı okumuyor da orda ki kişilerle birlikte ben de onlarla o anı paylaşıyordum . Kitabı okurken, hayatla ilgili çıkarılabilecek çok güzel dipnotlar ve dersler var .Onlardan bir tanesi de ; küçücük bir dilim ekmeği bile paylaşırsanız onun size bir şekilde geri döneceği ; bir arkadaşlık bir dostluk olarak geri dönebileceği ve sevgiyi arttırma da etkin rol oynadığı (oynacağı ) idi . Bu kitabı kesinlikle tavsiye ediyorum , okuyun ve hatta okutturun . Ve on üzerinden on bir veriyorum .Bu kitabı bizlerle buluşturduğu içinde “ ARKADYA YAYINLARI’NA “ çok teşekkür ederim .Saygılarımla..