Mine Ercan, 51 adet değerlendirme yapmış.  (7/8)
Senden Sonra Ben (Senden Önce Ben, #2)
Serenad
Sır
Sırça Tuzak
Sırça Tuzak- 2 Şeytanın İflası
Sis ve Gece
Tarihçi
Tarihçi

10

Yıllar önce henüz bir öğrenciyken çok yakın bir arkadaşımdan duymuştum adını. Bir türlü alamadığım ama aklımdan da atamadığım bir kitaptı "TARİHÇİ"... Hiç olmadık bir anda ve yerde kendini yeniden hatırlattığında artık bu anlamsız kavuşamama durumuna bir son vermek için hemen sipariş ettim. Elime ulaştığı Cuma gününden haftasonu programım belliydi. Tatilim bu gizemli sayfalarla geçecekti. Ve haftasonu tatili elbette ki yetmeyecekti. Söylemeden geçemeyeceğim; elinizden bırakamasanız da bir solukta okunacak türden bir kitap değil karşınızdaki. Bazı yorumlarda denk geldiğim ortak kanı betimlemelerin çok yoğun olduğu yönündeydi ancak bence kitabın atmosferi ancak bu şekilde sağlanabilirdi. Yazarın anlatım gücü o kadar başarılı ki olay örgüsü içinde bahsi geçen mekanı birebir hayal etmenizi sağlıyor. Kitapta yer alan bütün yerler gerçek olduğundan kafamda canlandırdığım yerin fotoğrafına bakmak için sıklıkla okumamı bölmek durumunda kaldım. Ve internette karşıma çıkan fotoğraf tıpkı ben çekmişim gibi karşımda duruyordu. Dracula efsanesi yüzyıllardır bir edebiyat figürü olarak var olsa bile Kazıklı Voyvoda'dan doğuşu öyle gerçekçi şekilde işlenmişti ki çoğu yerde acabalara düştüğümü itiraf etmeliyim. Kalkıp İstanbul'a gitmek, Sultanahmet'te gezmek ve Elizabeth Kostova'nın anlattığı tarihi görmek istedim. Adı gibi tarihin tozlu sayfalarında gezen TARİHÇİ bence "muhteşem" bir deneyimdi. Kitabın kalınlığına sakın aldırmayın. Yazarın anlatmak istediği o kadar çok şey varmış ki tıklım tıkış bir olay örgüsü kurmak yerine rahat rahat anlatmış. Ve gerçekten çok iyi yapmış. Kitabın içine girdikten sonra Oxford'tan İstanbul'a, Bulgaristan'dan Romanya'ya uçarak değil sayfalar arasında koşarak varıyorsunuz. Şehirlerin sokaklarında, kütüphane arşivlerinin rafları arasında dolaşıyorsunuz. Kitapların tozlarını alıyor, eski haritaların üzerine eğilip ipuçlarını bulmaya çalışıyorsunuz. Kendimi sayfaların içinde o kadar kaybettim ki yaklaşık bir hafta sonunda kitabı bitirmek üzereyken ben şimdi ne yapacağım endişesi duymaya başladım. Sanki her anınızı birlikte geçirdiğiniz çok yakın arkadaşlarınız denizaşırı bir ülkeye taşınıyormuş gibi bir duyguydu. Ve bu gerçekten her zaman yakalanabilen bir his değil ne yazık ki... Kitabı okurken Loreena McKennitt'in "The Mask and The Mirror albümü eşlik etti bana. O mistik melodilerle birlikte gezdim bu tarihsel kurgunun koridorlarında.. Belki denemek isteyen olur diye; naçizane tecrübem ve tavsiyemdir. Yazara, sanatçıya ve çevirmen İdem Erman'a saygıyla...