Türk'e olanca düşmanlığına rağmen zihnimde saygın bir insan izlenimi edinmiş İlk Ermenistan Başbakanı Ovanes Kaçaznuni'nin; kendi partisini, partizanlığını, milletini ve milliyetini mantığın ve doğruculuğun azami kullanımı ve olabildiğince de tarafsızlık ile eleştiren, yeren, yücelten; Taşnaksutyun Terör Organizasyonu / Partisi'nin 1923'te yapılan yurtdışı konferansına sunduğu raporu. Mantıklı ve tarih bilinci gelişmiş bir Ermenî gözünden Ermenî-Ermenî, Sovyet-Ermenî, Avrupa-Ermenî ve Türk-Ermenî ilişkileri/keşmekeşi. Ve Türk'e yapılan mezalimin, Türk'e açılan savaştaki kalleşliklerin resmî belgesi.
Enteresan adını ve D&R'daki yıkıcı indirimini görünce meraklanıp aldığım, pek bilgi sahibi olmadığım "savaşta sivil esaret" konusunda beni gayetle bilgilendiren, görevini iyi yapan bir kitap. Anlatımı rahat ve akıcı; fakat yine de edebiyattan uzak akademisyen anlatısının kokusunu duyumsuyorsunuz.
Bir yerlerde arka yazısına denk gelip okuduğumda, Türkiye'de geçen bir bilim-kurgu olduğu için ve isminden mütevellit Türk-İslâm motifleriyle bilim-kurguyu birleştirdiğini düşündürdüğüm için (ki bilim-kurgulardaki inanç sistemi yokluğu büyük eksikliktir bende) doğruca Yakın'a gidip sipariş ettiğim, neredeyse bir ay da beklediğim kitaptır Derviş Evi. İlk sayfalardaki akıcı ve çekici anlatım uzun zamandır çetrefilli bir bilim-kurgu okumamış bünyeme iyi geldiyse de sonuç iki haftada kendini zar-zor okutan, tam bir Amerikan romanını kitaplığıma kaldırmam oldu. Amerikan popüler roman geleneği sanırım; yazar, kişiler hakkında tanıtım yapmadan, kahramanları içselleştirmeyi geçin, şöyle bir merhabalaşmamıza bile izin vermeden birbirinden tamamen kopuk ve alâkasız mekanlarda geçen bir sürü öyküye bodozlama dalıveriyor. Hikaye vasat. Klasik "Bizimkisi bir aşk hikayesi + 8 yaşındaysanız hayat gerçekten çok zor + Mavi hap mı, kırmızı hap mı = 3?" cümlelerini verdiğim işlemlere tâbi tutmuş. Sona doğru da hikâyeleri olur-olmaz yerlerinden birleştirip Trois Couleurs üçlemesindeki gibi tek sahnede kaynatmaya çalışmış. Araya biraz da azınlık mevzuatı yedirmeye çalışmı. Ama olmamış. Ne kurgusu kurgu, ne bilimi bilim. Sevgili McDonald (Old McDonald had a farm :), bilim-kurgu yazarı yaratıcı olur, canım benim. Minority Report izleyip Matrix izleyip gördüğünü yaz tatilini kompozisyon olarak yazan öğrenci gibi kaleme almaz. Ayrıca, o arka yazısı da sanırım bir başka kitaba ait; çünkü sadece isimler tutuyor, geri kalan anlatı kitabın içinde yok, olan da kırıntı. Toplamak gerekirse; Teletubbies çok daha bilim-kurgu. Üstelik daha heyecanlı bölümleri de var. (Sarılalım sıkı sıkı.)
Uzun zamandır bilim-kurgu seçkisi yayınlanmayan bir ülkede yaşıyorsanız, MonoKL'ye saygı duymaktan başka şansınız yoktur. :) Kitap duyurulur duyurulmaz Yakın'a gidip "Böyle böyle bir kitap çıkacak, aman deyim getirin"li yakarışlarım karşı konulacak gibi değildi. Kitabın bir bilim-kurgu seçkisi olması dışında, MonoKL'nin "Başka Dünyalar" adı altındaki yeni serisinin ilk kitabı olması da cezbetti beni çünkü özellikle bilim-kurgu dalında bu tür diziler mühimdir ve benim çağımda hiç böyle bir dizi girişimi olmadı. Ben ya Metis'in "Kurgu Bilim Serisi"ni yahut Baskan'ın "Bilim Kurgu Serisi"ni okuyarak geldim bugünlere. Her ne kadar sadece bilim-kurgu türünü içermeyecek olsa da "Başka Dünyalar", çağımda yayınlanacağı için mutlandım. Ve lâkin kitabı açtığımda mutluluğum gölgelendi. Bunun birinci sebebi -ki en kıl olduğum mevzuudur-, okurken can sıkıcı bir süreklilikle sayfa çevirmeye sebebiyet veren dizin. 120 küsur sayfalık kitabın gerçek değeri yaklaşık 50 sayfa. Gel gör ki; basan arkadaşlar yaymışlar da yaymışlar. İkinci can sıkan özellik ise, tüm hikâyelerin daha evvel Türkçe'de, hem de çok yakın çevirilerle yayınlanmış olması. Cep Yayınları zamanında pek çok öyküyü yayımlamıştır evet; fakat bu durum, bu öykülerin tekrar yayınlanmasını gerektirmez. Her şeye rağmen yeni bir seri, yine bir bilim-kurgu seçkisi diyorum ve ilerleyen kitaplarda saydığım can sıkıcılıkların giderilmesini, tüm insanlık ve dünya-dışı zekî yaşam formları adına diliyorum.
Okumayanın çok şey kaçırdığına inandığım, okuyup da beğenmeyenin gözümden düştüğü şaheser.