Fantastik kurguya yahut bilim kurguya yakınlar tarafından "insanlığın merkezinin çöküp oradan kurtulanların sıfırdan başlaması" kavramı pek yadırganmayacak bir önermedir. Fakat böylesi bir olguyu, bu kadar net ve somut yakın tarih ögeleriyle bir arada görmek, ilişkilendirmek beni epeyce heyecanlanmıştı. Bu tip kurgusal olaylara yakınlığı en çok yazılan isim Adolf Hitler olmuştur. Ve fakat burada, insanlığın sanat-bilim merkezinin araştırılması için emir veren isim olarak Büyük Mustafa Kemal'i görüyoruz. Enteresan, konuyla ilgili derinlemesine bilgi sağlamasa da konuya merakta ve kaynağa yöneltmede etkili bir kitap.
Aldıktan bir sene kadar sonra okuduğumda keşke daha evvel okusaydım dediğim, edebiyat mekan seçimi olarak çok çok az rastgelinen "su altını" konu almış akıcı ve sürekleyici bir roman. Bir grup bilim adamının Atlantis arayışını konu alan kitap, yer yer Amerikan aksiyon filmi tadı vermesine rağmen -ki pek hazzetmem- dil olarak akıcı, kurgusal olarak şaşırtıcı. Güneşlenirken yahut yolda okunacak iyi bir kurgu.
Şair deyince, şiirden bahsedince hep Nâzım Hikmet, olanca kalabalığı ve kudretiyle resmî geçit yapar zihnimde. Hiç bir şair Nâzım kadar üzmedi beni, hiç biri onun kadar sevindirmedi. Okuduğum üniversitede zorbalar tarafından tartaklandığım vakitler kendi derdime değil, Nâzım'a yapılan haksızlıklara kinlendim her kapağını açışta bu kitapların, sevgilimden ayrıldığımda giden kadına değil, Piraye'ye, Hatice'ye hasret kaldım, gecelerin kör vakitleri soğuk odalarda Nâzım'ın ağrılarını hissettim böbreklerimde, onunla gittim İstiklâl Harbi'nin en gözüpek cephelerine... Ben Nâzım'ı çok sevdim. İyi ki Türkçe okuyorum dedirten en mühim şairdir bende. Kordon boyundan çok şiirlerini okuduğum İzmir Körfezi'ne. Eğer okumadıysan Nâzım'ı, ama öyle internette olmaz; adam gibi kitaptan, bu kitaptan okumadıysan, oku. Mutlaka. "Öylesine sevilecek dünya, "yaşadım" diyebilmek için"
Şair deyince, şiirden bahsedince hep Nâzım Hikmet, olanca kalabalığı ve kudretiyle resmî geçit yapar zihnimde. Hiç bir şair Nâzım kadar üzmedi beni, hiç biri onun kadar sevindirmedi. Okuduğum üniversitede zorbalar tarafından tartaklandığım vakitler kendi derdime değil, Nâzım'a yapılan haksızlıklara kinlendim her kapağını açışta bu kitapların, sevgilimden ayrıldığımda giden kadına değil, Piraye'ye, Hatice'ye hasret kaldım, gecelerin kör vakitleri soğuk odalarda Nâzım'ın ağrılarını hissettim böbreklerimde, onunla gittim İstiklâl Harbi'nin en gözüpek cephelerine... Ben Nâzım'ı çok sevdim. İyi ki Türkçe okuyorum dedirten en mühim şairdir bende. Kordon boyundan çok şiirlerini okuduğum İzmir Körfezi'ne. Eğer okumadıysan Nâzım'ı, ama öyle internette olmaz; adam gibi kitaptan, bu kitaptan okumadıysan, oku. Mutlaka. "Öylesine sevilecek dünya, "yaşadım" diyebilmek için"
Şair deyince, şiirden bahsedince hep Nâzım Hikmet, olanca kalabalığı ve kudretiyle resmî geçit yapar zihnimde. Hiç bir şair Nâzım kadar üzmedi beni, hiç biri onun kadar sevindirmedi. Okuduğum üniversitede zorbalar tarafından tartaklandığım vakitler kendi derdime değil, Nâzım'a yapılan haksızlıklara kinlendim her kapağını açışta bu kitapların, sevgilimden ayrıldığımda giden kadına değil, Piraye'ye, Hatice'ye hasret kaldım, gecelerin kör vakitleri soğuk odalarda Nâzım'ın ağrılarını hissettim böbreklerimde, onunla gittim İstiklâl Harbi'nin en gözüpek cephelerine... Ben Nâzım'ı çok sevdim. İyi ki Türkçe okuyorum dedirten en mühim şairdir bende. Kordon boyundan çok şiirlerini okuduğum İzmir Körfezi'ne. Eğer okumadıysan Nâzım'ı, ama öyle internette olmaz; adam gibi kitaptan, bu kitaptan okumadıysan, oku. Mutlaka. "Öylesine sevilecek dünya, "yaşadım" diyebilmek için"