'Dünyaya bir kadının eli değse Zeyna! Şöyle ağır bir halı gibi çırpılsa Tozlar havalansa...' Çok güzelsin be.Fazla güzelsin.
Sonunda ağlayacağımı bile bile çok sevdiğim bir filmi izlemek gibiydi.Sanki ne kadar yavaş okursam o kadar geç katledileceklerdi. 'Büyüme Deniz' dedim içimden çoğu kez.O son sayfayı çevirdiğimde satırlar onu ölü kılsa da fikrimdeki Deniz bir kez daha canlandı. 25 yıllık bir ömrü 43 yıldır konuşuyor olmaktır Deniz'i büyük yapan.25 yaşında ülküsü uğruna,yalvarmadan,af dilemeden,başı dimdik yürümesidir kendisine hayran bırakan.Hayata karşı bir duruştur onların hikayesi.Fikirlerini benimsemeyebilirsiniz,eylemlerini doğru bulmayabilirsiniz bunlar mümkün.Fakat ideal sahibi olmak,ülkü sahibi olmak,mert olmak,yiğit olmak,gözü dönmüş bir anlayışa karşı ipe dimdik yürümek ne demek öğrenmek isterseniz okuyun bu kitabı.Onu tanıyın.Ne kadar emek verildiği her satırından belli olan bu belgesel tadında eseri mutlaka edinin. Küçük bir sızı kalıyor insanın içinde bitirince.Kendi 25 yaşını düşünüyor insan.Hangi çizgideyiz? Ne kadar bağlıyız ülkümüze? Neleri göze alabilir insan fikirleri uğruna? Belki tüm bu soruların cevabıdır bugün doğan ve doğacak olan binlerce çocuğun 'Deniz' olması.Adına türküler yakılan biri olmak kolay değil zira...
Bir insan 10 yılda ne kadar değişebilir? 'hiç değişmedim' diyenler bu kitabı okuduktan sonra da aynı fikirde olursunuz umarım..Sıcak,içten ve 'siz hatalısınız','insanlar değişir' mesajını tepemize vura vura anlatmayan bir kitap.Bir de geçmiş ilişkilerinize sempatiyle bakmanızı sağlıyor ki taze ayrılık sonrası elinize geçtiyse barışmanız uzun sürmeyecektir :)
Son cümlesi gözlerimden kayıp gidince 'bitti mi yani' hissi uyandıran enfes bir yapıttı benim için.Evin bir köşesinden izler gibi akıp gitti sayfalar.Okurken anladım ki hepimizin hayatında köhneleşip kaderimize terk edildiğimiz anda,viraneye dönecekken yılmadan,umutla bahçemizdeki ayrık otlarını temizleyip,ortancalar yeşerten bir Ursula var.İlk kez bir kitabı daha bitirmiş olmanın hazzını hissedemedim sonuç olarak. Ve Marquez...Yıllar içerisinde tekrar tekrar okuyacağım bu başyapıtı başucuma koyup,aziz hatıranın önünde saygıyla eğiliyorum..
Hayatının ciddi kararlarını bir insana göre belirlemek,gözünü karartmak ya da deli cesareti..Bunların hepsinin tek sebebi var mutlu olmaya çalışmak.'mutlu olmak için bıdı bıdı bıdı yapın' diyenlerin aksine 'mutsuz olmak için yaptıklarımı yapmayın' diyen bir seriydi bana göre. Eğlenceli bir dille yazdığı için belki de 'boş kitap' yaftası vuruldu.Hepimizin içinde bir parça PuCCa var itiraf edelim.Hayatımızın merkezine bir kişiyi koyup dünyayı onun etrafında döndürmedik mi hiç? Defalarca vazgeçip geri dönmedik mi? Soyadı bana yakışıyor mu diye içinizden isminizin ardına eklemedik mi soyadını? ya da delirecek kadar kıskanmadık mı birini? Biraz kendimize karşı dürüst olalım bence.Onu/kendimi okudum,ona/kendime kızdım,onun/kendim için ağladım..Ve sevdim seni kadın.
'Kimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilir ben ayrılıkların Kimi insan ezbere sayar yıldızların adını ben hasretlerin' Öyle büyüksün ki Nâzım yeterli olmuyor anlatmaya hiçbir kelime..