Filmi çekilmiş Bir Ahmet Ümit romanı daha. Önce kitabı sonra da filmini öneririm.Güzel bir anlatım ,heyecan verici bir kitap + güzel karelerle film bir arada tam doz Sis ve Gece etkisi yapıyor. Ben kitabı bitirir bitirmez filmini izledim ve çok keyif aldım. MİT görevlisi Sedat'ın genç sevgilisi Mine'nin kayboluşunun ardından onu bulma serüveni. Daralan zaman içindeki koşuşturma. Sedat'ın bu gizli aşkını ifşa etmeden arayış çabaları. İstihbarat örgütü içindeki entrikalardan ,İstanbul'a ,İstanbul'daki azınlık ve yaşadıklarına dair her şeyi sığdırmış içine kitap. Okurken farklı bir çok karakterlerle tanışacağınız bu kitapta sonuna kadar merakınızı koruyacaksınız. Ve çok etkileyici bir son ile karşılaşacaksınız. Okumanızı, izlemenizi, bu heyecanı yaşamanızı öneririm.
Rizzoli&Isless serisi 5.kitabı olan Siliniş hikayesi bakımından diğerlerinden biraz farklı. Bu hikayede, bir cinayet ve bunu işleyen katili değil rehinecileri konu alıyor Tess Gerritsen. Konusu ise; Bir gün otopsi için morguna gelen ceset torbasını açan doktorumuz Maura Isless cesedin gözlerini açtığını gördüğünde dehşete kapılır.Kadının yaşadığını anladığında onu hemen hastahaneye götürür. Kadın kendine geldiğinde hastanede kaçmak ister bu esnada da güvenlik görevlisini öldürür.Kaçamayacağını anladığında da oradakileri rehin alır.Rehineler arasında da doğumunu yapmak üzere hastaneye gelmiş dedektifimiz Rizzoli Isless vardır. Rizzoli içeride kendisinin polis olduğunu belli etmemeye çalışıp bir yandan silahlı,çıldırmış rehineci kadını ikna etmeye çalışırken diğer yandan da doğum sancıları ile baş etmeye çalışmaktadır. Hastane kapısında ise FBI ajanı olan kocası Gabriel ile Maura içerideki Rizzoli için endişe ederken rehineci kadının kimliğini öğrenmeye çalışırlar. İşin ucu yurtdışından Amerika'ya gençkızları fuhuş için getiren ve bu kızları zorla alıkoyan bir çeteye çıkar. İçerideki zorlu saatleri ve dışarıdaki zorlu bekleyişle koşuşturmayı gözlerinizi kırpmadan okuyacaksınız.
Başrolünü İNSAN’ın oynadığı bir hayat tiyatrosunda 60 yıllık bir AŞK’ın daha doğrusu yarım kalan bir AŞK’ın hazin hikayesini konu alıyor eser. Ve aşk ile birlikte yaşanan Yahudi Soy kırımının hikayesi. Siyasi sorunlar yaşanırken bozuk para gibi harcananın hep insanoğlu olduğunu görüyoruz. Profesör Maximilian Wagner üzerinden çok uzun yıllar geçmesine rağmen hala ilk günkü gibi aynı aşkı hissedebilen, aşk ile birlikte çok acı tecrübeler edinen eşsiz bir bilim insanı. Sevdiği Kadını gözleri önünde siyasi oyunlar yüzünden İstanbul’un soğuk sularına bırakan ve onu hiç unutmayan bir adam. Ve bu Eşsiz Aşk’ı ucundan kıyısından görmeyi başarabilen Üniversite çalışanı Maya. Bilinmeyen gerçekler Zülfü Livaneli sayesinde ne kadarda basit bir anlatımla bizlere aktarılmış. Dili, dini, ırkı ne olursa olsun sonuçta insan olan herkesin savaş sırasında hissettiği acı aynıdır. Bu acıya bu kitapta ortak olmak çok ama çok güzeldi. Muhteşem bir Aşk ve üzeri toz tutmuş bir Tarih-i hikaye idi. Soluksuz okuduğum ve yer yer yüreğime milyon tane iğnenin batırıldığını hissettiğim romanlardan biridir. Sıkmayan bir uslüp ve anlatım tarzı ile SERENAD okunulası bir kitaptır. Şiddetle tavsiye edilir…
Bu kitabı okurken bir çok not almışım. Öncelikle buradan başlamak istiyorum. Çünkü bu kitap bir olayı anlatan roman değil;içinde küçük hikayelerin olduğu bir "Deneme". Neden bu kadar nota gelince ise ,Ahmet Ümit tarafından beğenilen ,önerilen ,yada beğenilmeyen ama adı ve tasviri geçen kitap,film,yazar,yönetmen isimleri var. Mutlaka bu nasıl bir şeymiş acaba diyerek okumak yada seyretmek isteyeceksiniz. Bende iyi bir liste yapmışım şimdi bunları yazarken fark ettim ki bitmemiş liste hala. Alışılmış polisiye Ahmet Ümit kitaplarından olmadığı için açıkçası okuması o kadar sürükleyici değil. Daha çok bilgi verici türünde. Bazı yazıları ağır bile gelebilir.Ama sabırla okunduğunda hayatınıza katacak birkaç artısı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Üç ana başlıkta toplanmış kitap. Bu başlıklar ve içindekilerden bazıları ise : 1)BİR İNSAN YARATMAK: *İnsan Ruhunun Haritası *Bir İnsan Yaratmak *Ceza Eğitmez,Sadece Evcilleştirir 2)İNSAN RUHUNUN KAŞİFLERİ: *Edgar Allan Poe *Mistik Cinayet Romanları Yazarı Dostoyevski *Edebiyatımızın Ağır İşçisi Orhan Kemal 3)İNSAN RUHUNUN KARANLIK YÜZÜ: *Patricia Highsmith *Dedektif Hamlet
Okunması gereken bir Ahmet Ümit kitabı. Okudukça içinden çıkamayacağınız bir kaosun içine gireceksiniz. Hepinizin bildiği Susurluk kazası ile gün yüzüne çıkan devlet-mafya-polis üçgeninin çarpık ilişkileri üzerine kurgulanmış konusu. Kitabın detayına gelince ; Geçmişte çok parlak işler çıkarmış ama şimdi ununu ipe sermiş eski bir gazeteci olan Adnan bir sabah gazeteye gittiğinde giriş kartı çalışmaz.Artık tamamen emekli olduğunu anlamıştır. Uzun zamandır alkol ile ilgili sıkıntıları,eski eşi ile ilgili sıkıntıları derken birde işsizlik kendisini bir -hiç- olarak hissetmesine neden olur. Aynı gün; yıllardır hapiste olan ve hapiste olduğu dönem boyunca da hiç görüşmediği üvey kardeşi çıkar karşısına. Üvey kardeşi Doğan, çocukluğunda babası ve Adnan karşısındaki ezikliğinin acısını çıkarmak için onların karşısında yer alarak ,siyasi işlere bulaşır.Sonrasında ise devletin karanlık işlerini yürüten bir adam olup çıkmıştır. Aralarının hiç bir zaman iyi olmadığı kardeşi yıllar sonra karşısına çıkmış ve elinde çok gizli bilgi ve belgelerin bulunduğunu ve bunları kullanırsa gazetecilikte eski günlerine geri döneceğini söyler. Ama Doğan'ın başı beladadır. Bu güne kadar tüm yasa dışı işlerini yaptığı devleti karşısına almış ve hayatı tehlikededir. Adnan bir taraftan eski habercilik günlerine dönmek ,diğer tarafta ise devlet-çete-mafya-polis karanlık güçlerine bulaşmak arasında kararsız kalırken kardeşinin arabası direksiyona kelepçeli tamamen yanmış bir ceset ile bulunur. Polislerin sorgusu ile başlayan süreçte artık ister istemez olaya dahil olmuştur Adnan. Tek sorun kimin yanında kimin karşısında olduğu çözemeden olayların ve yeni ölümlerin çok hızlı ve çok karmaşık gerçekleşmesidir. Arabada yanan cesedin kimlik tespiti yapılan kadarki süreçte polisler,soruşturma,tehdit telefonları ile hayatı alt üst olmuştur. Doğan'ın vermek istediği belgelerin onda olduğunu düşündüklerinden tüm oklar Adnan'a doğrulmuş ve üvey kardeşi başını büyük bir belaya bulaştırmıştır. Bu beladan alnının akı ile kurtulabilecek mi ? bu karmaşık ilişkileri çözebilecek mi ? Aslında yanında olanlar mı karşısında ,karşısında kiler mi yanında .? ASIL SORU İSE ; KUKLA KİM ? ADNAN MI ? DOĞAN MI ?
624 sayfa bir tarih kitabı nasıl okunur?" gibi bir yargıya sahip olarak başladığım kitabı inanılmaz duygularla bitirdim. Tarih kitapları ile arası iyi olmayan , yada tarih kitaplarını sıkıcı bulanları bile bir film,üstelik heyecanlı bir film seyrediyormuş hissine kapılarak okuması sağlıyor Beyazıt Akman. Ana tema İstanbul'un Fethi ve fetih sürecinin alt yapısı olsa da kitabın içeriğinde Osmanlı dönemine ait çok güzel anlatımlarla bilgi sahibi olabiliyorsunuz.Dönemin giysilerinden ,yemeklerine ,eğitimlerinden ,sporlarına kadar her şey hakkında bilgi veriyor. Üstelik kitapta en beğendiğim noktalardan biri de Osmanlı döneminde padişahların,vezirlerin,sultanların çocukluktan beri aldığı muazzam eğitimler. Her konudaki eğitime verdikleri önem etkileyici ve gurur verici.