Kuzeylilerin ve Güneylilerin savaşına tarafsız bir bakış açısıyla yazılmış bir roman Haw. Bu tarafsız bakışın kahramanı ise Mikasa. Mikasa, küçücükken annesi tarafından terk edilmiş, çiftleşmek için ille de aşık olacağı günü beklemiş ve uğruna her şeyi yapacağı aşkı Melsa'yı tam bulduğu anda yitiren bir köpek. Başıboş bir sokak köpeğiyken askeriyeye alınmış ve mayın arama köpeği olarak yetiştirilmiş Mikasa'nın hüzün dolu öyküsünü biraz ondan ve biraz da torununun ağzından okuyorsunuz. Öyle bir öykü ki Mikasa'nın öyküsü, boğazınızın düğüm düğüm olmaması imkansız okurken. Zaman geçişleri çok güzel kitapta. Heves Amca'nın buram buram hüzün kokan hikayesini merak ederken, Mikasa'nın hikayesinin kitabın sonunda düze çıkması için dua ediyorsunuz satır aralarında. Önemli bir diğer anlatıcı olan torununun Melsa'nın da kanını taşıyor olması için büyüttükçe büyütüyorsunuz umudunuzu. Alevli Kalpler çetesinin başına neler geldiği bir soru işareti olarak kalırken, Lafo dedenin sonu gelmeyen masalları gibi bir kitap okuduğunuzu hissediyorsunuz. Adıgüzel'in saf duygularıyla yoğurulurken düşünceleriniz Köpek Cengiz'in merhametli yönü içinizi ısıtıyor. Demem o ki güzel bir kitap Haw. Ve Kemal Varol kesinlikle Çağdaş Türk Edebiyatı'nın içerisinde isminin kalıcı olmasını hak eden bir yazar. Kalemi daim olsun.