Okumaktan haz duyan birinin asla ama asla sıkılmayacağı bir kitap.Yine muhteşem, yine çok güzel. Kendini asarak intihar etmiş kasaba halkı tarafından pek sevilmeyen bir doktorun cenaze töreninden -tören bile denemez aslında, sadece birkaç saat defin için izin bekleme saati- birkaç saati aktarıyor yazar bize. Kasaba halkı geçmişte doktorun sergilediği bir takım davranışlardan dolayı doktora büyük bir kin beslemekte ve bu kin o kadar büyük ki kendileri cenazeyi asla kaldırmaya yanaşmadıkları gibi bir başkası tarafından kaldırılmasına da büyük ölçüde tepkililer. Fakat geçmişte yaşanan bir iyilikten dolayı kasabada saygınlığı olan bir Albay bu cenazeyi kaldırmak için gönüllü, verdiği sözü tutmak istiyor ve bu defin işlemi için yanında kızı ve küçük torunuyla cenaze evine geliyor. İşte o birkaç saat bekleme süresinde büyük bölümü geriye dönüşteki zamanlardan oluşan bir öykü Yaprak Fırtınası. Aynı olayların farklı bakış açılarından anlatılması muazzam, ağızda mükemmel bir tat bırakıyor kitap, şiddetle tavsiye. Büyük usta Marquez'e Tanrı'dan rahmet, kalemine sağlık..
Buram buram üzerinde merhamet tüten bir roman. Hasan Ali'nin sıradan gibi görünen küçük hayatların ayrıntısını büyük özveriyle ve sıradışı şiirsel diliyle anlatmasını çok seviyorum. Yine mükemmel bir anlatım yine çok güzel bir kitap, su gibi akıp gidiyor. Vaktiniz varsa birkaç saatte bile bitirilebilir ve sizi zerre yormaz. Sevgili Yıldız Ecevit'in de dediği gibi Hasan Ali Türk Edebiyatından geleceğe kalacak en iyi birkaç kalemden biri kesinlikle. Kitaptaki olağanüstü merhametli anne karakteri ve anlatıcı olan inanılmaz ilgili evlat karakteri insanı imrendirecek cinsten. Akrabalar keza öyle. Yine babanın minibüs tutkusu, evin kapısındaki asmayı kestirmemesi, az konuşması, ecel atı, anlatıcıya bir kaybolup bir görünen beyaz gömlekli küçük çocuk kitapta diğer dikkat çeken ayrıntılar. Hasan Ali'nin nakış nakış işlediği kurgudaki güzel ayrıntılar. Kitap babasını kaybetmiş olanlara daha bir dokunur cinsten fikrimce, zira bende öyle oldu. Özellikle kitabın en vurucu cümlelerinden biri olan 'babalar, alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır' cümlesiyle. Henüz Hasan Ali'nin büyülü diliyle tanışmamış olanlara kesinlikle tavsiyemdir, evet diğer kitaplarına nazaran anlatımını sadeleştirmiş fakat okuyucuya geçen etkisi asla azalmamış. Kısacası Hasan Ali Toptaş okuyun ve okutun. Sevgiler... "Ben az öteden, onlara bakıyordum o sırada; kısa görünen uzun bir cümleye, etkisi aylar sonra hissedilecek olan hüzünlü bir sahneye ya da derinliği yüzeyine gizlenmiş, kenarları günlük hayatın meşgalesiyle çevrili muhteşem bir resme bakar gibi bakıyordum." (Aralık 2016 12. Basım - Sf. 123)