Kazuo İşiguro'dan yer yer hüzünlü, yer yer gülümseten sıcacık okurken sizi kitabın içine çekiveren harika bir roman. Yazar konu olarak 20 yy ortalarına kadar İngiltere'de çok saygın bir meslek olan baş uşaklık mesleğini seçmiş. Lord Darlington malikanesinin baş uşağı Stevens günün birinde malikaneyi Amerika'lı bir iş adamı alınca kendine altı günlük arabasınıda vererek izin verir. Bu altı günlük tatili geri dönüşlerle Stevens'ın günlüğü haline gelir yazar. İngiltere'de eski zamanlarında geçen roman ve filmleri çok seven biri olarak Günden Kalanları çok beğenerek okudum. Bana merakla izlediğim Downton Abbey adlı diziyi oldukça fazla anımsattı o dizide de başuşak Carson'u çok beğenmiştim. Son olarak kitap ödüllü ve baş rolünü Anthony Hopkins'in oynadığı filmi çekilmiş. Okumanızı tavsiye ederim....
Kısacık, masal tadında, tipik bir Murakami çalışması.
Kıran Desai 1971 doğumlu olan yazar Yeni Delhi'de doğmuş ve 14 yaşına kadar burada yaşamış. İkinci romanı olan Kaybın Türküsü ile 2006 yılında Man Booker ödülünü kazanmıştır. Roman Yargıç Jemubhai Patel ve torunu Sai çevresinde gelişiyor. Geri dönüşlerle 1920 - 1988 yıllaı arasında Hindistan'nın etnik ve dinsel çatışmalarını yurt dışında Hintlilere yapılan aşağılamaları ve bakış açısını anlatırken Hintlilerin İngiliz ve Amerika hayranlığınıda vurgu yapmış. Yazarın ülkemizde yayınlanan Kaybın Türküsü ilk ve tek romanı. Çok beğenerek okuduğumu söyleyemem. Çok metafor yapmış ve romanda çok dip not var. Romanın sanırırım baskısı tükenmiş. Bulabilirkerse Hindistan'a ve kültürüne ilgi duyanların ilgisini çekebilir...
Amerikan edebiyatının temel taşlarından biri olan Zora Neal Hurston'un yazdığı en önemli kitabı olan Tanrıya Bakıyorlardı liselerde seçmeli derslerde üniversite edebiyat bölümlerinde zorunlu olarak okutulduğunu kitabın ön sözünden öğrendim. Harika, akıcı, sıcacık bir romandı çok beğendim. Janie Woods harika bir karakterdi. Janie'nin yer yer mizahi yer yer duygusal ve hüzünlü hikayesi nefisti. Kitabın baskısı yok. Ben epeyce önce almıştım kitaplığımda duruyordu. Eğer bulabilirseniz okumanızı çok tavsiye ederim. Janie'yi eminimki çok seveceksiniz.....
Reha Çamuroğlu'nun çok severek okuduğum Son Yeniçeri adlı romanın ikinci cildi olan Kalem Efendisi aynı tatda ve heyecanla devam ediyor. İlk roman Osmanlının 1769 ile 1826 yılına Yeniçerilerin Sultan Mahmut taeafından yok edilmesine kadar olan süreci işlerken. Kalem Efendisi 1828 ile 1878 yılı arasındaki Sultan Abdülaziz, Murat ve Abdülhamit dönemlerini işliyor. Çok güzel anlatım harika betimlemeler. Kısaca çok severek okudum herkese tavsiye ederim...
Reha Çamuroğlu'dan nefis bir tarihi roman. Oldukça akıcı, kolay okunan, okurken düşündüren ve yer yer hüzünlendiren günümüzlede bağlantılar kurduran bir roman. Roman 1769 yılında bir rus seferi sırasında Yeniçeri zabiti Arif ağanın Beltsi kasabasında Petru adlı 19 yaşında bir genci esir alması ve İstanbul'a getirmesiyle başlar. Kısaca Yeniçeri tarihine o büyük ocağın bozulup yozlaşmasını, kendi sonunu hazırlamasını 1826 yılında Sultan Mahmut tarafından yok edilmesine kadar olan süreyi harika anlatıyor. Çok beğenerek okudum. Din adamlarının çıkarcılığını kaypaklığını çıkarlarına ters gelen bir şeyler olduğunda nasıl dini kullanarak insanları birbirine acımasızca kırdırdığını üzülerek ve yok aslında değişen bir şey diyerek okudum. Tavsiye edeceğim bir roman Son Yeniçeri özellikle tarihi sevenler ve yakın tarihimizi merak edenler severek okuyabilirler...
Kısaca küçük bir çocuğun büyüme evresi. Okuduğu kitaplardan, tanıştığı kişilerden etkilenmesi. Cinsel dürtüleri. Hayalleri vs vs. Betimlemeler ve edebi dil güzel olsada oldukça durağan geldi bana. Hani tekrar okumak isterim, çok kısaydı keşke uzun olup bitmeseydi denilen kitaplar vardır. Bu bende öyle bir izlenim bırakmadı...