mucdem, 1715 adet değerlendirme yapmış.  (28/245)
Kır Çiçeği
En Tatlı Kaçış
En Tatlı Kaçış

9

Eğlenceli, keyif aldığım bir kitaptı. Başlarda karakterlerin bazı davranışlarına sinir olsam da genel anlamda sevdiğim bir kitap oldu. En çok da Nico’yu sevdim. Ama en çok ilgimi çeken gizemli Christian oldu. Serinin ikinci kitabında Christian’ı okuyacağız. Sabırsızlıkla devam kitabını bekliyorum. ****** “Senin hakkında çok şey duydum, Elena Abelli. Beklediğim gibi olduğunu söyleyemem.” Bu adamın benim hakkımda ne duyduğunu bilmek bile istemiyordum. Popüler bir konu gibi görünüyordum ve bunun, iyi yönden olduğuna da inanmıyordum. “Varsayımların seni ölüme götüreceğini duymadın mı sen?” “Kulağa Ace’in el kitabından fırlamış bir söz gibi geliyor,” dedi alayla.

Tahtın Köpeği
Tahtın Köpeği

7

Yazarın “Hava Uyanıyor” serisinden tanıdığımız Prens Baldair ve altın muhafızlarının başlangıcına iniyoruz. Jax Wendyll, hatırlamak istemediği suçların cezası olarak ömür boyu tahta hizmet etmeye mahkum edilmiştir. Hem arkadaşları hem muhafızları olan Erion’unda saraya gelmesiyle, üçü de gizemli ve ünlü korsan Adela’nın ve kayıp hazinenin peşine düşüyor. Maceraya atılan bu üçlüyü okurken her sayfası ayrı bir gizeme ayrı bir heyecana sürükledi. Prens Baldair’in arkadaşlarına verdiği değer ise hiç ummadığım ama hoşuma giden bir durumdu. Özellikle de belli etmeden Jax’in üzerine düşmeleri, sahip çıkmaları çok ama çok hoştu. Serinin ikinci kitabını fazla beklemeyiz umarım.

Fable
Fable

8

Başlarda durağan ilerlese de, ilerledikçe kitap kendine daha çok bağlıyor. Küçük yaşta hırsızlarla dolu bir adada terk edilen Fable, hayatta kalmak için dört yıl boyunca, babasının öğrettikleri ve annesinden aldığı yeteneğiyle, denizin dibine dalıp çıkardığı mücevherler sayesinde hapsolduğu adadan kurtulmaya bir adım daha yaklaşıyor. Serinin ilk kitabı olarak çok sevdim. Kitap öyle bir yerde bitti ki; şimdiden devam kitabı için fazla beklemeyiz diye umuyorum. -------- “Senden neden hiç hoşlanmadım, biliyor musun?” Ben de ona sırıttım. “Neden?” “Yalancı olduğundan değil. Bu adada herkes yalancıdır. Senin sorunun, Fable, iyi bir yalancı olman.” “Yani, seni oldum olası sevmişimdir, Koy.” Yelkeni çekerken güldü ve kayık yavaşladı. “Gördün mü? Az kalsın inanıyordum.”

Londra’dan Sevgilerle
Pervane
Pervane

7

Yıllarca kadınlar için mücadele eden, kadına şiddete karşı sesini çıkarmaktan geri durmayan Eser, ummadığı bir gün o sesi çıkmayan kadınlardan biri olacağını düşünmemiştir. Ailesinin koruyabilmek için benliğinden, ideallerinden vazgeçmiş bir kadın Eser.. Tek bir gecede hayatı değişen Eser’in dostlarının desteğiyle yeniden ayağa kalkmasını, sevmeyi sevilmeyi öğrenmesini okuyoruz. Kısa tadımlık bir hikayeydi. Bazı kısımlarda olayların hızlı geliştiğini, içeriğinin daha doldurulabileceğini düşünsem de hikaye çok dokunaklı ve yazar maalesef hayatın bir parçası olan kadına olan hem fiziki hem de psikolojik şiddeti, Eser’in içinde bulunduğu çaresizliği çok güzel yansıtmış.

Ya Yarın Yoksa
Ya Yarın Yoksa

6

Kitapla ilgili olumlu olduğu kadar olumsuz yorumlar bir hayli fazlaydı. Ama yazarın ismi kitaba ön yargıyla başlamama mani oldu ve çok da iyi oldu. Diğer kitaplarıyla kıyaslayınca ortalama bir kitap da olsa ben beğendim. Lise son sınıfa giden Lena, geleceğe dair planlarını bir gece verdiği yanlış bir karar ile mahvedince, içindeki pişmanlıkla, keşkelerle yaşamaya çabalıyor. Ve bu süreçte Sebastian’ın dostluğu bir an bile Lena’yı yalnız bırakmıyor. Yapılan yanlış bir tercihin, anlık bir dalgınlığın nelere sebep olabileceğini ve bunun sonucunda Lena’nın yaşadığı pişmanlığı, acabalarını okuyoruz. Dram ağırlıklı bir kitaptı.