George Orwell' dan muazzam bir sistem aslında bir iktidar eleşitirisi, sonu hangi -izm le biterse bitsin aslında erki, iktidarı elinde tutanların,tüm politikalarının bunu kaybetmemek veya nasıl daha uzun vadeli ellerinde tutabilmek için halkların nasıl manipüle edildiğinin, alegorik, simgesel yer yer fantastik bir anlatımla taçlandırılmış hali, Ne güzeldir 1984.. Romanın aynı isimle ve adına itafen 1984 yılında çekilen filmi de, romanın o muhteşem ayrıntılarıyla tam bezenemeği için yetersiz kalmış gibi geldi bana ama son tahlilde muhteşem bir romandı son zamanlarda en çok etkileyen diyebilirim..
Eğer Japon kültürel öğeleri ve geyşalık hakkında bilgi edinmek, bunu da geyşa olmak için eğitim alan küçük bir kız çocuğunun gözünden görmek istiyorsanız mutlaka okuyun, Zihninizde, sağda solda duyduklarımızla oluşan geyşa algısının yıkılıp yerine yenilerinin gelmesini sağlayacaktır, Dili yalın, süslü püslü anlatımlardan uzak duru ve sade.Adeta sizi alıp şöyle bir Japonya' ya götürüyor..
Bu roman ne kadar muazzamdır, nasıl harikadır, okurken nasıl büyüler insanı ve bence eşi vardır edebiyat dünyasında ne de benzeri, Raif Efendi de, Maria Puder de benim dünyamda hâlâ bir yerlerde yaşamaya devam ediyor o kadar sahiciler.. Sebattin Ali Türk Edebiyatı' nın en muhteşem kalemlerinden bence..
Grange' ın o harika olay örgüsü bu romanda,polis kahramının,Japon eşiyle,bitmekte olan evliliği veJapon kültürüyle bezenmiş, romanın başında katil belli, asıl kahraman onun peşinde gibi dururken, aslında olayın hiç de öyle olmadığı anlaşılıyor, Grange bu romanında da bende yine bir film izliyormuşçasına bir etki yarattı mesela romandaki asıl kahraman komiser Passan hep Dexter' daki Komiser Angel Batista gibi canlandı zihnimde.