Livaneli'den alegorik ve sarsıcı bir roman... Darbeci bir başkan, emeklilik yıllarını geçirmek üzere, herkesin her şeyiyle hoşnut olduğu cennet bir adaya yerleşir. Başkan, ruhuna dek işlemiş olan yıkıcılık potansiyelini, geçmiş politik gücünden de yararlanarak kullanmaya kararlıdır. Bu doğrultuda tüm adayı etkileyecek müdahalelere girişir. Önceleri sıradan görünen bu müdahaleler, sonunda düşmanı düşmana kırdırmaya dek varacaktır. Başta martılar olmak üzere, ada halkı dahil tüm canlılar Başkanın acımasızlığından payını alacaktır. Bu arada durdurulamaz görünen bu gidişe direnen bazı sesler de vardır... Livaneli Son Ada'da, düşsel bir ülkede yaşanan aslında hepimizin aşina olduğu olayları alegorik bir anlatımla verirken, politik ve kişisel ihtiraslarla topluma ve doğaya müdahalelerin sonuçlarını da gözler önüne seriyor.
Livaneli'den alegorik ve sarsıcı bir roman... Darbeci bir başkan, emeklilik yıllarını geçirmek üzere, herkesin her şeyiyle hoşnut olduğu cennet bir adaya yerleşir. Başkan, ruhuna dek işlemiş olan yıkıcılık potansiyelini, geçmiş politik gücünden de yararlanarak kullanmaya kararlıdır. Bu doğrultuda tüm adayı etkileyecek müdahalelere girişir. Önceleri sıradan görünen bu müdahaleler, sonunda düşmanı düşmana kırdırmaya dek varacaktır. Başta martılar olmak üzere, ada halkı dahil tüm canlılar Başkanın acımasızlığından payını alacaktır. Bu arada durdurulamaz görünen bu gidişe direnen bazı sesler de vardır... Livaneli Son Ada'da, düşsel bir ülkede yaşanan aslında hepimizin aşina olduğu olayları alegorik bir anlatımla verirken, politik ve kişisel ihtiraslarla topluma ve doğaya müdahalelerin sonuçlarını da gözler önüne seriyor.
"Şimdi buradayız işte.İşlediğimiz günahın kefaretini ödüyoruz.Bir adam tarafından kandırılmaya izin vermiş,onun peşine körü körüne takılmış olmamızın kefaretini;başkaldıran insan tanımını unutma,bencillik,öngörüsüzlük,vurdumduymazlık,diktatöre boyun eğme,küçük hırslarımıza kapılma günahlarının kefaretini.Gündelik yaşamımız içinde küçük boyun eğişlerimizden oluşan,küçük günahların hikayesi bu." sanırım kitabın içindeki bu sözler, kitabı anlatan en iyi sözcüklerdir
Dünya edebiyatı için Orwell'ın 1984 romanı ne ise, Türkiye için de Son Ada kitabı odur diye düşünüyorum. :) Faşizan bir düzenin bir toplumu ne şekilde , ne hale getirebileceğine dair etkileyici bir roman. Oldukça anlaşılır ve sade bir dille yazılan bu güzel Livaneli eseri, kısalığına aldanmayıp günümüz şartlarında, üzerine düşünülerek sindirilmesi gereken bir kitap.. İyi okumalar :)
Adada yaşayan 41. dairenin sahibiymişim gibi, sanki öyküm anlatılıyormuş gibi, aslında hiçbir zaman yaşamadığım anılarımı yüzüme vuruyormuş gibi, elimden bırakıp bir daha almak istemeyecek kadar öfkelenerek, heyecanlanarak, hüzün seline kapılarak, umut ederek okudum. İşte böyle duygudan duyguya sürükledi beni bu kitap.
Görmeyi bilenin gözlerini açar.
Bu kadar güzel anlatılamaz yaşananlar.Okurken sanki adada yaşıyorsunuz,tüm ağaçlara,bitkilere,hayvanlara acıyor,bakkalın sakat oğluna ağlıyor,çokça da düşünüyorsunuz. Ama en çok da hak veriyorsunuz.. Livaneli kaliteli bir yazar.
Bu kitap o kadar güzel anlatıyor ki her şeyi.Bir diktatörün ister kocaman ülkeyi ister küçücük bir adayı bir mahalleyi hatta bir aileyi bile nasıl mutsuz edebileceği dağıtabileceği daha iyi anlatılamazdı.ve insanların ne kadar unutkan olduğu gerçeğini.
Zülfü Livaneli'nin mutlaka okunması gereken kitaplarından biri.
"Son Ada"yı okuyun; bürokrasiden nefret edeceksiniz, tanıdık insanlarla karşılaşacaksınız. Martılara başka bir gözle bakacaksınız.
Livaneli'nin ilk kitaplarındandı yanılmıyorsam, hoş, basit ve sıcak bi yalınlığı var, geçmişte yazılmasına karşın halen günümüzde yaşanan konulara değiniyor ve "doğru be abi" dedirtiyor, okunması gerekli diye düşünüyorum.
Çok eğlenceli,su gibi okunan bir kitap.Tavsiye ediyorum.
Karton Cilt, Edebiyat > Roman (yerli) , 183 sayfa
2009 tarihinde, Remzi Kitabevi tarafından yayınlandı