Oldukça sürükleyici, tipik bir Trevanian eseri. Hayal ürünü karakterlerden kurguladığını açıklasa da kendi hayatından (ya da yazarın kelimeleriyle "kendi gerçeğinden") yola çıktığı belli. Yazar ölmeden önce yayınlanan bu "son" eserinde kendisinin büyüdüğü yer ve zamanda yaşayan yaratıcı ve zeki bir çocuğun geleceğini şekillendirme öyküsünü resmediyor.
Amin Maalouf'un değişmeyen etkileyici tarzı. 16. yüzyılın ilk çeyreğinde imparatorluklar arasındaki gerginliklerin yanı sıra günlük ve sıradan hayatı da konu alan, Ortaçağ doğu kültürünün kuvvetini ve ihtişamını, Ortaçağ batı kültürünün yozlaşmışlığını, yabaniliğini çarpıcı bir şekilde gözler önüne seren bir eser. Tavsiye ederim.