Satıgül Yüksek, 366 adet değerlendirme yapmış.  (14/53)
Sevdanın Külleri
Sevdanın Külleri

6

Beyaz dizi tadında bir romandı diyebilirim, derine inmeden yüzeyinden geçilen bir kurgusu var.... Deniz yurt dışında bir şirkette çalışıyor, evli bir adam olan patronu tarafından istemediği bir olaya maruz kalınca ülkesine dönüyor ve abisi gibi gördüğü Ayaz'ın zoruyla eskiden tanıdığı ve sert mizacından sürekli ürktüğü Ahmet ile evlenmek zorunda bırakılıyor.... Ahmet yıllardır Deniz'e aşık, ama bunu söyleyememiş bir türlü zira Deniz'in ona karşı hiç ilgisi yok, oda bu gerçeği kendisine saklayarak başka biriyle evlenmiş ama Deniz'in gölgesi hiç eksik olmamış bu evliliğin üzerinden, bir süre sonra karısını kaybedince oğluyla tek başına kalmış,sonrasında da kendisini işine vermiş.. Ahmet aslında bu evliliği içten içe isterken bilmediği bazı gerçeklerden dolayı evliliğin her anını Deniz'e zehir ediyor, ben Deniz karakterini hiç sevemedim, başına gelen o olay onun dışında gelişti kabul ama sonrasında hala o adamla sanki bir araya gelme ihtimali varmış gibi hareketler sergilemesi beni sinir etti ki bunu o pisliğin ağzından öğreniyoruz... Ayrıca kitap boyunca Deniz 'in aşkı da hiç inandırıcı değildi, Ahmet'in bu kızın nesine aşık olduğunu da bir türlü çözemedim, açıkçası her şeyi sahteydi...

Adı: Aylin
Adı: Aylin

4

Kitabın ilk çeyreğindeki karakter yoğunluğundan başım döndü, çok fazla insan kalabalığı vardı bana göre, zaten bir süre sonra kim kimin nesiydi hatırlamadım bile :) Aylin Radomisli Cates'in hayatında başarılı olduğu tek şey mesleği, onun dışında neye dokunsa küle çevirmiş maalesef : ( Yakınlarından ve arkadaşlarından özür dilerim ama bence Aylin, hayatı boyunca ne istediğini bilmeyen, şımarık, aykırı olacağım diye hata üstüne hata yapan ve battıkça batan bir kadın, kendisi oldukça iyi bir psikiyatr ama en çok kendisinin bir doktora ihtiyacı varmış, keşke tedavi görseydi... Kitabın ilk kısımlarında Osmanlı' zamanından yani büyük babalarından başlayarak soy ağacı hakkında bilgilendiriliyoruz, sonra ailesi, çocukluğu, gençliği, okul yılları, arkadaşları, zenginliği, şaşalı hayatı derken, yetişkin Aylin'le tanışıyoruz, sonrasında ise bolca, Aylin'in, aldattığı kocalarını , genç ve yaşlı sevgililerini okuyoruz, bu yaşlı sevgililerin bazılarının sadece flört olduğu söyleniyor ama bu da durumu kurtaramıyor maalesef, kitapta benim en sinir olduğum olaylardan biri üçüncü kocası Mişel' le olan evliliklerinde yaptığı hareket, evliliklerinden bunaldığını söyleyip, adam kendisinden biraz uzak dursun diye, kocasına bir sevgili arayışına çıkıyor, arkadaşlarına, kocama birini ayarlayın da beni az rahat bıraksın diyor, bu nasıl bir fantezidir anlamadım.. Aylin'in ölüm anı hakkında akıllarda soru işareti hala devam ediyor, nasıl çözülemedi bilmiyorum, nette biraz araştırınca Aylin ve yakınlarının, Fethullah Gülen'le olan dostluklarından, Beyaz Saray tanışıklıklarına kadar kafa karıştıran bazı durumlar var.. Bu arada Ömer Koç'u Papaz kıyafeti içinde düşündüm de, yok yok düşünemedim :)) Olayların kaleme alınışı fena değil, ama okumasanız da bir şey kaybetmezsiniz bana göre : )

Senden Bebek İstiyorum
Senden Bebek İstiyorum

10

Az çatlak, pek sevimli bir büyükannenin torunlarına oynadığı küçük bir oyun, onların tüm hayatını değiştirmek üzereydi, ne evlenmeye ne de birbirleri ile iyi geçinmeye niyetleri olmayan Yiğit ve Mert amca çocukları, eğer aile mirasının tek sahibi olmak istiyorlarsa, bir an önce evlenmeli ve üstüne birde çocuk yapmaları gerekmekte,çünkü ilk baba olacak olan mirasın sahibi olacak, zira büyükannenin tek şartı bu... Fakat hem yakışıklı hemde çapkın kuzenlerin hiçte o taraklarda bezi yok, ama hayatın onlar için güzel sürprizleri var, Yiğit geçmişten tanıdığı, aralarında kötü olaylar yaşanmasına rağmen hala unutamadığı Feyza'nın kapısını çalarken, Mert annesinin ameliyat parasını ödemeyi vaad ettiği Sedef'in aklını çelmeye çalışır... Karakterleri çok sevdim özellikle Yiğit ve Feyza karakterleri favorim oldu, Beyaz dizi tadında bir kitaptı, kalın olmasına rağmen çabuk okunuyor oldukça akıcı bir dili vardı yazarın, zevkle okudum :) http://gulunkitapligi.blogspot.com.tr/

Tan Ateşi
Tan Ateşi

4

Dürüst olmak gerekirse yazarın "Bir Bebek Daha"adlı kitabı bundan iyiydi, nasıl desem bu kitap pek olmamış, zira onsekizinde olduğu söylenen ama bana göre sekizine bile girememiş ergen bir kızın sürekli ağlak ve hastalıklı hallerini okumak beni buhrana sürükledi :) Dedesi sayesinde asosyallik de tavan yapmış bir kızın sevdiği adama aşkını itiraf etmesi ve reddedilmesi sonrasında ( ki o sahne yeşil çam filmlerine taş çıkartırdı söylemedi demeyin ) kendisini neredeyse çöllere vuracak olması gerçekten abartılmıştı, aslında o sahnede Devrim karakterininde tepkisi hiç sağlıklı değildi üstelik onun geçmişine dair yaratılan gizem beni pek tatmin etmedi, sonrasında ise erkeğin kıza kendini affettirmesi ve bu zaman zarfında ona aşık olması işlenmiş .. Kitabın yan karakterler fena değildi ki bunlardan biri ilk kitabın küçük bebeği Anka idi,kendisini Cemre'den daha çok sevdim belirteyim, Aslında bence kitabın sağlam bir kurgusu yoktu, özellikle kadın karakterin gereksiz alınganlıkları, çıkışları,fazlaca saf ve sürekli hastalıklı halleri ( kız resmen yerden kalkmadı ) bana fazla ağır geldi üzgünüm :) Ama daha genç okuyucuların fikirleri farklı olabilir, bunu da göz ardı etmemek lazım : ) http://gulunkitapligi.blogspot.com.tr/

Seni İstemiyorum
Seni İstemiyorum

5

Maalesef kitabı pek sevemedim, yani çok kötü değildi ama töre ve kan davası gibi ağır konuları işleyen bir kitabın karakterlerinin daha olgun olmasını beklerdim ama karşımda hareketleriyle, diyaloglarıyla, iki ergen aşık buldum, bu da beni kitaptan soğuttu, yani seveni çoktur bir şey diyemem ama ben çok zor okudum... Aralarında kan davası olan birbirine düşman iki aile, iki tarafta kayıplar vermiş, ve bunların ilk görüşte birbirlerinden nefret eden ve üstüne zorla evlendirilen çocuklarının bir gecede aşık olması çok zorlamaydı, bence bu tarz kitapların içeriğindeki aşk yavaş yavaş gelişmeli, iki tarafın kan yangını, yerini tutkulu ve güçlü bir aşka bırakmalıydı ama olmadı.. Kitaplarda karakterleri kendi ağızlarından dinlemeyi severim üçüncü şahıs anlatımını sevmiyorum, bu da bir eksiydi bana göre, ama özellikle bir konuda yazar çok kararsız kalmış kızın göz rengi, neredeyse her sayfada farklı anlatıldı, önce ela, sonra yosun yeşili, sonra yeşilimsi sonra tekrar ela :) http://gulunkitapligi.blogspot.com.tr/

Aşkın Melodisi  (Stage Dive #4)
Aşkın Melodisi (Stage Dive #4)

7

Bir serinin daha sonuna geldik ama finali iyi yapamamış yazar zira okurken biraz sıkıldım :) Stage Dive grubunun bas gitaristi Ben'e yasak olan tek kızdı Lizzy, zira kendisi grubun bateristi Mal'ın eşinin kız kardeşi oluyor, o nedenle başta Mal olmak üzere herkes kız kardeşi gibi görüyor Lizzy'i , fakat kızımız Ben'e çılgın gibi aşık, gözü kimseyi görmüyor, uyarılara da kulak asmıyor, Vegas'ta yaşanan tek bir gece sonrasında hamile kalınca ikilinin hayatı kökten değişiyor... Lizzy bir aile kurmak isterken, Ben, benden aile babası olmaz, yalnızlığıma düşkünüm,bebeğin sorumluluğunu alırım ama bize gelince sadece arkadaş kalalım modunda, fakat bir yandan da birbirlerinden uzak duramıyorlar, kitap boyunca ortalık alev aldı desem yeridir :) hikaye bir kısır döngüde dolaşıp durdu, bir öyle bir böyle derken Ben'in dengesiz halleri kitabın sonuna kadar devam ediyor... Kitabı pek sevemedim ama finaldeki doğum sahnesini sevdim :) ve bir kez daha anlaşıldı ki benim favori karakterim ve kitabım değişmedi Mal Ericson ve Aşkın Ritmi :)

Kaçak Yolcu (Malory-Anderson Family #3)
Kaçak Yolcu (Malory-Anderson Family #3)

7

Serisinin üçüncü kitabıydı, anlaşılan o ki yazar kalabalık aileleri seviyor, sonlardaki gereksiz uzatmaları saymazsak güzel bir kitaptı, Georgina yıllar önce kaybolan uzatmalı nişanlısı Malcolm'ı aramak için yanında aile dostları Mac ile birlikte ingiltere'ye bir yolculuğa çıkar, kızımız erkek kılığına girer ve Mac ile birlikte şehrin en pis yerleri dahil aramaya başlarlar, Nişanlısının yıllardır kayıp olduğunu düşünürsek ben şahsen adamın öldüğünü falan düşünmüştüm, ama bulduklarında gördük ki adam ölmemiş hatta çoğalmış :) Kızımız yaşadığı hayal kırıklığından sonra evine, Amerika'ya geri dönmek için hareket eden ilk gemiye biner ama erkek kılığında, zira uzun bir deniz yolculuğu yapacaklardır ve bu bir kadın için pekte güvenli değildir, geminin sahibi eski bir korsan olan kaptan Hawke'ın bir kamarota ihtiyacı olduğunu öğrendiklerinde, Georgina bu işin altından kalkacağını düşünür. Hesaba katmadığı şey ise, aslında bunun kaptanla ikinci karşılaşması olacağı ve adamın onu ilk gördüğünde erkek kılığında olmasına rağmen bir kadın olduğunu fark etmesidir, gemide bu bilgiyi kendisine saklayarak Georgina ile eğlenceli bir kedi fare oyununa başlayan Hawke farkında olmadan geminin yönünü aşka doğru sürecektir :)