Bahar Şenliğim'deki bir madde için seçtiğim Kızıl, uzun zamandır ayrı kaldığım Zweig'in ne kadar zeka dolu bir kalemi olduğunu hatırlamamı sağladı. Adından dolayı kızıl hastalığının daha çok yer kaplamasını bekliyordum. 72 sayfalık kitapta anca 10 sayfa yer kaplaması başta şaşırtmıştı. Zweig'in genelde buhranlarla dolu, psikolojik olarak zorluklar yaşayan karakterleri ele aldığını bilmeyenimiz yoktur. Fakat son zamanlarda yaşadıklarımdan dolayı canımın sıkkın olmasından dolayı olsa gerek, kitabı okurken içim yandı. Baş karakterin dünyaya ayak uyduracağım derken kendi benliğinden giderek nefret etmesini okumak, her geçen gün daha da çaresizliğe doğru yol almasına şahit olmak ruhumu daralttı. Onun canı yandıkça benim içim daha da sıkıntılı oldu. Tam umudunu kazandı derken onu talihsizce kaybetmesi işin en üzücü kısmı oldu. Yanlış anlamayın, kitap oldukça iyiydi ama kötü bir ruh halindeyseniz bu kitabı okumanızı tavsiye etmiyorum.
Yine bir yazarın çok bilinen bir eseri yerine görece daha az bilinen bir kitabıyla karşınızdayım. İntihar Kulübü'nü yaklaşık 2 sene önce almıştım ama Nilgün arkadaşımızın mevsimsel olarak yaptığı Okuma Şenlikleri için -özellikle yeşil kapaklı kitaplar maddesi- bekletiyordum. Sonunda 2021 Bahar Şenliği ile o zaman geldi ve listedeki ilk kitabım olarak okuma rahatlığına eriştim. Fazla incelemediğim için 3 farklı hikayeden oluştuğunu sanıyordum ama birbirleriyle bağlantılı novelladan oluşuyormuş. İlk kısım olan Kremalı Turtaları Olan Genç Adamın Hikayesi kesinlikle değişikti, çarpıcıydı, ürkütücüydü ve ahlaki açıdan sorgulayıcıydı. Haliyle en favori kısım oluyordu. Karakterler hatalarının farkında ama aptalca da olsa sonuçlarıyla yüzleşmeye hazırlardı. İkinci kısım olan Doktor ile Saratoga Sandığının Hikayesi en entrikalı kısım olurken, son bölüm olan Fayton Macerası diğer kısımlara göre sakin ama kesin bir sonla bitiyordu. Ayrıca İthaki'nin kapağı novellayı harika bir şekilde özetlemiş.