çok çok çok güzeldi yaa. sanırım serinin en güzel kitabıydı. tamam sonu öyle pek mutlu falan bitmedi ama yine de harikaydı. kadının hayal gücüne hayranım ya bir günde bitti kitap , hiç sıkmadı. ayrıca karakterlerine aha da ısındım. tamam meghan bir rose , alex falan olmayabilir ama gerçekten iyi bir savaşçı ve de gerçekten fedakar biri. duygulandım resmen okurken. keşke ash'le bu kitapta mutlu olup bitirseydi yazar çünkü şimdi son kitabını nasıl bulacağım derdine düştüm. Daha Türkçeye bile çevrilmedi! yani bildiğim kadarıyla çevrilmedi. çevrilseydi koşa koşa gidip alırdım zaten. o kadar merak etti yani. meghan çok güçlü bir konuma geldi artık ve de ash'in ona ulaşması lazım. dördüncü kitap da ash'in ağzından anlatılacakmış, daha ne isteyebilir ki bir insan. bu konuda araştırma yaptım ama maalesef yakın zamanda diğer kitabını okuyamayacağım. bu seriyi kesinlikle tavsiye ederim. hele bu kitap ilk kitabı bin basar,ki bence birincisi de gayet güzeldi, ve ikincisinden bile daha güzel. kesinlikle okumalısınız.
bu kitapta milyon tane şaşırdığım şey vardı ama en çok da vlane yaa. aklımın ucundan bile geçmemişti çünkü gerçekten sevdiğim bir karakterdi. barrons'tan bile daha çok sevdiğim zamanlar olmuştu çünkü çok kibardı ve mac'a karşı iyiydi. her neyse kitap harikaydı. diğer kitaplarından daha daha güzeldi. onlara hep dokuzla on vermek arasında kaldığım için hiç puan vermiyordum ama buna tereddütsüz on verebilirim. oldukça uzun bir kitap olmasına rağmen sıkmadı da. çünkü hiçbir konu uzun uzadıya anlatılmamış ve her bölüme farklı değişik bir konu katılmıştı. belki de bu yüzden kafam aşırı bir şekilde karışmıştı ama en son itap bittiğinde aklımda hiçbir soru kalmadı. dani dışında. onun da yeni kitabı çıkacağı için hiçbir sorun yok. iced kitabının en yakın zamanda çevrilmesi dileğiyle...
çok sevdiğim bir serinin çok güzel bir kitabı daha. açıkçası puanı sırf karakterlerine hayranlığımdan veriyorum. yoksa VA'ya göre sönük ve yavaştı. daha sıkıcıydı. altın Zambak'tan daha güzeldi ama VA gibi değildi ya. strigoisiz richelle mead kitabı olmamalı. onların üzerimde yarattığı etki çok korkunç. o yüzden çok seviyorum onları. Dimitri'yi her halinde severdim yani. adrian'ı da o kadar sevmiyorum üstelik. adrian Dimitri kadar kontrollü ve mükemmeliyetçi değil. sydney'in karşısında zayıf duruma düşüyor. tamam Dimitri'nin de zayıf birkaç anını gördük ama adrian'ınkiler çok canımı sıktı. Sydney de acayip sevdiğim bir karakter ama benim iyi dövüşebilen kızlara düşkünlüğüm var. ve sydney dövüşemiyor. ama zekasını takdir etmem lazım. gerçekte çok zeki. çözülecek bir iş varsa Sydney'e bırakın. büyüler cadılar falan iyiydi o kısımlar ama ilk seride takılı kaldım ben.
tess gerritsen harikalarından biri daha! kadın ne kadar harika yazıyor ya. cidden insan elinden bırakamıyor. hem sürükleyici, meraklandırıcı, aksiyonlu. yani sanki katil hemen arkandaymış gibi hissediyorsun. ve katili ne kadar bulmaya çalışsam da tutmuyor. ne kadar beklenmeyen kişiyi atsam da kafamdan tutmuyor. tutturanlar var mı diye merak ediyorum. açıkçası okuyanların %90'ının tutmuyordur heralde. öyle şaşırtıcı oluyor yani. sön bölümlere kadar işte katil işte katil diyoruz ve sonra bambaşka biri çıkıyor. üstelik diğer cinayet romanlarının aksine cinayet sahneleriyle insanın içini de sıkmıyor. okuyun yani bu kitabı. tavsiye ederim.
birinci kitaptan daha güzeldi bu kitap. sanırım bunun will'le bir ilgisi var çünkü her ne kadar onu çok sevsem de davranışları çok sinirimi bozuyordu ve nedenini öğrenmiş olduk. tabi bu onların tessa'yla mutlu sona erişmesini falan sağlamadı. kapağından da anladığımız üzere tam bir jem kitabı oldu. üçüncü kitapta gerçekten zor bir seçim bekleyecek tessa'yı. her neyse sonuç olarak çok meraklandırıcı bir yerde bitti. acilen mekanik prensesi almam lazım.tavsiye ederim.