Bir Kanbağı Romanı.
Sydney Sage bir Simyacı. Büyüyle uğraşarak insanların dünyasıyla vampirlerinki arasında köprü görevi gören, vampirlerin sırlarını ve insanların hayatlarını koruyan bir grubun üyesi.
Sydney derinden sarsıldığı yasak bir anın sonrasında, Simyacı öğretileriyle kalbinin arzuları arasına bir çizgi çekmeye çalışıyor. Sonra nihayet, ele avuca sığmaz ve büyüleyici Marcus Finch'in izini buluyor. Marcus, teşkilatın varlığını reddettiği eski bir Simyacı ve artık hayatını bir kaçak olarak sürdürüyor. Sydney, Marcus'un yardımıyla, hayatı boyunca sadık kaldığı grubun, gerçeği kendisinden gizlediğini fark ediyor.
Altın zambak dövmesinin Sydney'in üzerinde sandığından daha büyük bir etkisi olabilir mi? Sydney yaşadıklarıyla uzlaşmak için çabalarken, bir yandan da, giderek artan büyülü güçleriyle, genç ve güçlü cadıları hedef alan şeytani bir büyü kullanıcısının peşine düşmek zorunda kalıyor. Büyü yapmak şimdiye dek öğrendiği her şeye ters, ama tek umudu bu özelliğini kucaklamak, yoksa sıradaki kurban bizzat kendisi olabilir. Yolunu çizmek Sydney için sandığından da zor. Ama belki mantığının yerine kalbini dinlerse, nereye ait olduğunu bulabilir...
Bir Kanbağı Romanı.
Sydney Sage bir Simyacı. Büyüyle uğraşarak insanların dünyasıyla vampirlerinki arasında köprü görevi gören, vampirlerin sırlarını ve insanların hayatlarını koruyan bir grubun üyesi.
Sydney derinden sarsıldığı yasak bir anın sonrasında, Simyacı öğretileriyle kalbinin arzuları arasına bir çizgi çekmeye çalışıyor. Sonra nihayet, ele avuca sığmaz ve büyüleyici Marcus Finch'in izini buluyor. Marcus, teşkilatın varlığını reddettiği eski bir Simyacı ve artık hayatını bir kaçak olarak sürdürüyor. Sydney, Marcus'un yardımıyla, hayatı boyunca sadık kaldığı grubun, gerçeği kendisinden gizlediğini fark ediyor.
Altın zambak dövmesinin Sydney'in üzerinde sandığından daha büyük bir etkisi olabilir mi? Sydney yaşadıklarıyla uzlaşmak için çabalarken, bir yandan da, giderek artan büyülü güçleriyle, genç ve güçlü cadıları hedef alan şeytani bir büyü kullanıcısının peşine düşmek zorunda kalıyor. Büyü yapmak şimdiye dek öğrendiği her şeye ters, ama tek umudu bu özelliğini kucaklamak, yoksa sıradaki kurban bizzat kendisi olabilir. Yolunu çizmek Sydney için sandığından da zor. Ama belki mantığının yerine kalbini dinlerse, nereye ait olduğunu bulabilir...
Mead'in kitaplarında bir kural olsaydı ben bu kuralın şöyle olduğunu söyleyebilirdim:
Yazar sırasıyla düğümler oluşturur ya da önceden oluşturduğu düğümleri okura tasvir eder. Sonra sırasıyla ya da bazen patır patır bunları çözer.
Sanırım bu kitapta da böyle bir örüntü var; ama bunda düğümler arap saçına döndü, ben okurken çok bunaldım. Bu durumda düğüm diye bahsettiklerim bütünde sahip oldukları minik önemlerle çok fazla yer kaplamış. Okuma isteğimin söndüğünü belki söyleyemem ama gözlerimi parlatacak derecedeki heyecanımın kaçtığını söyleyebilirim. Bu da sanırım ilk iki kitabına tam puan verdiğim serinin bu kitabının puanını açıklıyordur :(
En azından sonda olaylar toparlandı ve tüm bunlara rağmen yazar hâlâ hayata dair farkına varmadığımız güzel noktalar yakalamayı başarmış :)
“Yaşamaya değer bütün hayatlar risklidir."
Yazar iyi sonlar yazıyor! 3. kitaptan sonra artık kararımı vermiş bulunmaktayım :) Yine çok heyecanlı ve akıcı bir kitaptı. Adrian ve Sydney bende ki yerlerini sağlamlaştırdılar. Okurken sürekli sırıtır vaziyetteydim. Ve Sydney beni delirtti ama artık sonunda aşık olduğunu anlaması derin bir oh çektirdi. İlk yarısında biraz sıkıldım çünkü Sydney sürekli aşık değilim triplerindeydi, Bir yakınlık olacak tam ya geri çekildi ya da azcık yakınlaştıktan sonra o iç sesi dır dır susmadı. Geri kalanındaysa her şey oturmaya başladı. Hareketlilik arttı. İlk iki kitaba göre en çok bunu sevdim diyebilirim. Kitaptaki her bir karakter tatmin ediciydi. Yani özellikleri cuk diye oturmuş üstlerine. Eksiklik hissettiğim bir şey olmadı. Bu seri VA' ı solladı haberiniz olsun okumayanlar bence başlasınlar :)
"Karanlıktaki ateşimsin. Biz birbirimizin etrafındaki gölgeleri dağıtıyoruz." -Adrian
Adrian; "Aklıma bir sürü sevgi sözcüğü geldi. Elmalı turtam. Çikolatalı pastam, akide şekerim."
"Neden hepsi yüksek kalorili yiyecek isimlerinden oluşuyor. Hiç romantik değiller."
"Ne dememi tercih edersin? Kereviz sapım mı" :D :D
Seride belki de en sevdiğim kitap bu oldu.Zira okuyanlar bilir neden Durumun böyle olduğunu.Adrian'ım mutlu olursa,bilin ki ben de mutluyumdur.
Geçenki yorumumu okuyanlar bilir,yazara ve Sydney'ye sövmüştüm.Bu kitap yorumumda böyle bir şey yapmayacağım.Çünkü 2.kitaba olan tepkim dikkate alınmış. 😊
Kitabın ortalarına doğru aslında yine sevmeyeceğim bir kitaptı kendisi.Çünkü gidişat bayağı kötüydü.Arada romantik şeyler olmadı değil,ama hep inkar edildi kızımız tarafından.Allah'tan sonunu toparladı yazar,bir oh çektim.
Şimdi kitabımızın kısaca konusundan bahsetsem biliyorum ki ağzımdan kaçacak bir spoiler,ben de vazgeçiyorum o yüzden,mazur görünüz
O ikinci kitap yorumumda dediğim bir üçlü çift vardı.Hani sonunu çözemediğim.O kısmen çözülüyor arkadaşlar,eminim diğer kitapta tam oturur rayına.
Bilmem bir daha vurgulamak gerekir mi ama Adrian Ivashkov'a bayılıyorum.Rose gerçekten büyük balık kaçırmış.Ben şahsen Dimitri'den daha çok sevdim serserimizi.Sydney'le diyalogları çok hoşuma gidiyor.Ne diyeyim,bize de şöyle Adrian gibisi gelse fena olmaz :)(sigara ve alkol dışında!)
Çabuk bitirdiğim bir kitap oldu kendisi,akıcıydı.Herkesin okumasını diler,gözlerim kitap okumaktan şiş bir şekilde,yorumu da kısa tutaraktan(normalde daha çok yazardım ama uykuuuu!) noktalıyorum düşüncelerimi.
güzeldi Adrian adamım benim zaten ama bazen sydney karakterine sinir olduğum durumlar olmadı değil çelişkili davranışlar sergiliyor, yine de aksiyon heyecan vardı bazı durumlar çözüme ulaşana kadar karın ağrısı çektim zor devam ettim sıkıldığım noktalar oldu ama genele bakarak okunabilir güzel...
Sonundaa !!! bu kitapla birlikte Adrian ve Sydney'i daha çok sevdimm ..
Bu kadinin kitaplarina bayiliyorum yine harika bir kitap yazmis ne zaman okudum ve bitti anlamadim yeni kitabi beklemek cok zor olacak :)
ya off niye bitirdim ki ben bu kitabı :'( adrian ahh canım benim <3 bu kadar harika bi kitap olamaz <3 serinin en sevdiğim kitabı olma yolunda , tabi diğer kitaplarıda okumam lazım :D sydney sonunda yola geldin be kızım :D
Ah Adrian ahhhh dedirten bu kan bağı serisini vampir akademisindn daha çok beğeniyorum..
şimdiye kadar hiç sıkmadı dördüncü kitabı bekliyorum.
Karton Cilt, 432 sayfa
Temmuz2013 tarihinde, Artemis Yayınları tarafından yayınlandı