ilk defa okuduğum bir yazar, kaç kere tahminde bulunup sonunda ters köşe oldum, ancak severek okudum...tevsiye ederim, sıkılmadan okuyacaksınız....son ana kadar heyecanı bitmeyen, anlatımı güzel bir kitap...
tüylerim diken diken oldu okurken, bu kadar kötü insanlar bu dünyada yaşamamalı....bir kadın nasıl bu kadar fazla acıya dayanabilir, her sayfada gözümün yaşı çoğaldı, sinirden dişlerimi sıka sıka bitirdim.....Michelle Knight dilerim bundan sonraki hayatında hep güzellikler olur....okumalısınız, okutmalısınız, insanların ne kadar kötü olabileceklerini anlatmalısınız, küçük çocuklarınıza değil belki ama anlayabilecek yaştaki genç kızlarınıza da okutun derim ben ya da anlayabileceği bir dille anlatın.....Allah kimseye o 3 kadının yaşadıklarını yaşatmasın
özlediğim İnci Aral, okumayalı uzun zaman olmuştu, dilini, üslubunu gerçekten çok özlemişim.....insanı, ilişkileri, kadını, erkeği, sevgiyi, özlemi, kısacası hayatı en iyi anlatanlardan biri....gözyaşlarıyla bitirdim Cihan ve Ayşe'nin hikayesini....tavsiye ederim, eminim hoşunuza gidecek....ancak insan o kadar keyif alarak okurken karşılaştığı yazım hatalarını farkettikçe keyfi kaçıyor, bu da Kırmızı Kedi yayınevine bir eleştiri....kitap basıyorsunuz, çeviri olsa anlarım yanlış çevrilmiş hata olmuş gibi ama Türkçe'ye her zaman olduğundan daha fazla sahip çıkmamız gereken bu zamanda Türkçe yazım hataları yapamazsınız; noktayı, virgülü unutabilirsiniz ama baskıda dizgide sıkıntı varsa bence bir kitabı basmadan 5 kere kontrol ediyorsanız bundan sonra 28 kere kontrol edin...
beklentim çok yüksek olarak aldığımdan olsa gerek biraz hayal kırıklığı yaşadım ancak, içimi ısıtan gözlerimi dolduran kısımlarda oldu gülümsediğim anlar da....illa ki okumalısınız diyemem, okusanız da zaman kaybı yaşamazsınız....benim için orta şekerli bir kitaptı....
beklentimi yüksek tuttuğumdan mıdır nedir bilemedim ama sevmedim, zoraki bitirdim....yazım hataları çileden çıkartacak düzeydeydi üstelik...seriye devam etmeyi düşünmüyorum...kesinlikle okuyun diyemem okumanız bir şey kazandırmaz, okumazsanız da kaybetmezsiniz yani...
her sayfada hüzünlendim, bazı anılarda gülümsedim, ama bitirirken gözyaşlarıma hakim olamadım....sadece büyüklerimden dinlediğim, okuduğum kitaplardan öğrendiğim bir dönemdi....ancak şu anda o kadar canlı ki sanki az önce evimin kapısından çıktı Abim "Deniz"....Denizler biz yaşadıkça bizimle yaşayacak...bizlere bu imkanı sunan Can Dündar'a ve Hamdi Gezmiş'e çok teşekkürler....okumalısınız okutmalısınız...bu ülkede adaletin gerçekten bir kadın ismi olmaktan öteye gitmediğini, hayatları sadece intikam ve gözdağı olsun diye ellerinden alınan o 3 Fidanı çocuklarımızın da öğrenmelerini tanımalarını sağlayalım....devlet affetmemiş ama Deniz'in de dediği gibi tarih onları beraat ettirdi bizlerin gözünde....
kitabın anlatımından ve de kedilere olan hayranlığımdan dolayı elimden bırakmadan, zaman zaman kahkahalarla, bazende gözyaşlarıyla okudum....kedisi olanlar okumalı ki minik patilere olan hayranlıkları artsın....fotoğraf ekleme şansım olsaydı kucağımda kızım zaman zaman sayfa hışırtısına attığı patiler eşliğinde beraberce okuduğumuz anları sizin de görmenizi isterdim...içimi ısıtan böylesi bi hikayeyi yazdığı için GwenCooper'e ve hayata yaşamaya bağlı küçük kahraman Homeros'a teşekkürler....