Çok iyiydi. Duygudan duyguya sürüklendim tam anlamıyla. Jack London insanoğlunun her yüzünü göstermiş gerek Beauty Smith, gerek Scott ile. Emek ve sevgi vererek Beyaz Diş'in sevgiden korkmamasını sağladı Weedon Scott, vahşetin içinden gelen bir kurt olsa bile.
"Kolay elde edilmiş bir saadet mi, yoksa insanı yücelten ıstırap mı daha iyidir?" Bu, açık bir algıyla okuduğum ilk Dostoyevsky kitabım. En doğru zamanı bulmuşum diyorum kendime. Tabi zamanın çokluğuyla değil, hissiyat çokluğuyla ilgili bir durumdan bahsediyorum. Herkesin ara ara indiği bir yeraltı vardır sanırım, selam olsun oradan seslenenlere.
Tam bir fiyaskoydu benim gözümde. Sanırım bu kadar yüzeysel bir dille, birbirini tekrar eden yazım tarzı ile yazılmış, kendi etrafında dönen konuları okumak için 12 yaşında olmam gerekiyor. Çok kötüydü.
Daha önce yazarın bir kısa öyküsünü okumuştum ve daha çok geleneksel bir öyküydü. Beni Asla Bırakma'yı da hakkında hiçbir fikrim yokken aldım ve öyküsü gibi olacağını düşünürken beni çokça yanılttı. Dili çok sade, okunması çok kolay, yormayan bir kitaptı. Etkilendim. Ne kadar farklı bir dünya okumuş olsak da yazar bu dünyanın detayları yerine karakterlerin iç dünyasını yazmayı ve yansıtmayı tercih etmiş. Bu sebeple, bilim kurgu kitabı okuyormuş hissi vermedi. Çok dokunaklı bir konuydu, hüzne boğulmadım ya da ağlamadım ama yüreğim ince ince sızlamadı da değil. Yazarı çok başarılı buldum, önyargımı paramparça etti.
Yaklaşık 100 sayfalık bir kitap ama çok az ile çok fazla duygu hissettiren bir eserdi. London'ın kurtlar üzerinden yaptığı göndermeler çok iyiydi. Dili de oldukça akıcıydı. Sopalar ile, dayak ile ilkelliğini bulan Buck'ı ve diğer köpekleri okurken sıkılmadım.
Akıcıydı, bir solukta bitti. Shakespeare'den alıntılar olması harikaydı. İçinde çok fazla travma, suçluluk duygusu, gözyaşı ve acı bulunduran bir kitaptı. Karakterlerden sevmediğim kimse olmadı diyebilirim. Herkes kendi içinde acı çekiyordu, kendi savaşlarını veriyorlardı. Bunun yanında baş karakterlerin acılarını birbirleriyle paylaşmaları çok güzeldi. Romantik bir kitap olmasına rağmen sadece aşk değil, umut, birlikte ve güçlü kalma kavramlarını da işlemiş ve yazarın karakterlerin duygularını iyi aktardığını düşünüyorum. Çok hızlı okunan, ara ara duygulandığınız, kafa dağıtıcı, hoş bir kitaptı. Nefesimi kesmedi ama sıkmadı da. Ne eksik ne fazla.