Kitabı çok tutkuyla okumadım açıkçası, yani öyle çok sürükleyici değildi; ama okuduğum kitaplar içinde çok üst sıralarda bir yer edindi kendine. Bazı hayatlar vardır bize çok uzak, ne düşünürler neyi neden yaparlar hep merak ettiğim. Bu kitaptaki karakterin hayatı da onlardan biri benim için. Bir akıl hastasının, bir şizofrenin ne düşündüğünü neyi neden yaptığını ve bunun dışardan nasıl göründüğünü okumak çok güzeldi. Kendine has çok orijinal bir roman. Şiddetle tavsiye ederim.
Serinin bu ikinci kitabında olay örgüsü ilkine göre epey genişliyor. Yani ilkine göre heyecan dozu çok daha yüksek. Bu seri taht oyunlarına çok benziyor kanımca. Çünkü daha çok kraliyet entrikalarıyla alakalı. Yani taht oyunlarını okuyup beğenmiş birisi için bu seriyi çok rahat önerebilirim. Tabii aynı tadı vermez çünkü ordaki olay örgüsünün, belirsizliğin ancak onda biri var burada. Bu, serinin kötü olduğu anlamına gelmesin ama. Kesinlikle fantastik kitap severlerin okumasını öneririm. En azından şimdiye kadar hiç başkahramanı assassin olan bir seri okumamıştım. Onun eksikliğini kapatması bile gayet tatmin edici.