Otuz iki yıllık bir zaman diliminde yazılan İnce Memed dörtlüsü düzene başkaldıran Memed'in ve insan ilişkileri, doğası ve renkleriyle Çukurova'nın öyküsüdür. Yaşar Kemal'in söyleyişiyle 'içinde başkaldırma kurduysa doğmuş' bir insanın, 'mecbur adam'ın romanı.
Çiçekli Mahmut Ağa, Çiçeklideresi köyündeki topraklarını işleyen köylüleri İnce Memed'i korudukları için topraklarından atar. Bunun üzerine Memed Çiçekli Mahmut Ağa'yı öldürür. Zulmedenlerin öldürmekle bitmeyeceği yönündeki kuşkuları, "bir İnce Memed gitse de, yerine bin Memed gelir" fikriyle umuda dönüşür.
"Büyük bir yazar, büyük bir kitap... Demek ki hem çok okumuşlara hem az okumuşlara seslenen bir eser yazılabilirmiş. Bir eser ki hem destan hem de bireysel nitelikli; bir eser ki yürekle aklı birleştirmiş."
Anne Philippe, Liberation, (Fransa)
'Yaşar Kemal yalnızca Türkiye'nin en büyük romancısı değil, dünya edebiyatının da bir devidir.'
-Alain Bosquet, Magazine Litteraire, (Fransa)
Otuz iki yıllık bir zaman diliminde yazılan İnce Memed dörtlüsü düzene başkaldıran Memed'in ve insan ilişkileri, doğası ve renkleriyle Çukurova'nın öyküsüdür. Yaşar Kemal'in söyleyişiyle 'içinde başkaldırma kurduysa doğmuş' bir insanın, 'mecbur adam'ın romanı.
Çiçekli Mahmut Ağa, Çiçeklideresi köyündeki topraklarını işleyen köylüleri İnce Memed'i korudukları için topraklarından atar. Bunun üzerine Memed Çiçekli Mahmut Ağa'yı öldürür. Zulmedenlerin öldürmekle bitmeyeceği yönündeki kuşkuları, "bir İnce Memed gitse de, yerine bin Memed gelir" fikriyle umuda dönüşür.
"Büyük bir yazar, büyük bir kitap... Demek ki hem çok okumuşlara hem az okumuşlara seslenen bir eser yazılabilirmiş. Bir eser ki hem destan hem de bireysel nitelikli; bir eser ki yürekle aklı birleştirmiş."
Anne Philippe, Liberation, (Fransa)
'Yaşar Kemal yalnızca Türkiye'nin en büyük romancısı değil, dünya edebiyatının da bir devidir.'
-Alain Bosquet, Magazine Litteraire, (Fransa)
hani bu kitaba yorum yapmak ayıp olur şimdi yaşar kemal in 4 ciltlik bu kitabı muhakkak okunmalı her ne kadar ben geç tanışmış olsamda siz bu hataya düşmeyin hemen alıp okuyun derim
http://kitapeylemi.blogspot.com/2013/03/26-ince-memed-3-yasar-kemal.html
Artık İnce Memed'lik bir durum kalmamış kitapta , Memed başka hikayelerin içerisinde tohumlanmış sadece. 1 ve 2'ye göre daha bir olgun olmuş Memed ayrıca. Ağzı laf yapan birisine dönmeye başlamış. Eh tabi bunuda 400-500 sayfa sonra görebiliyoruz. İlk 3'ü okuyan bir insan için sanırım 4'ü okumak biraz sıkıcı yada yorucu olabilir. Fazla zorlamayın biraz ara verin sonrasında da bir ara devam edersiniz :)
Serinin en derin ve en durgun kitabı. Diğer iki kitaptan çok farklı ve daha renkli. Kahramanımız ince memed 200'lu sayfalara kadar yok.
Serinin bu kitabında ağalar ve koyluler daha çok ön plana çıkarılmış, ince memed ikinci plana atılmış gibi geldi bana.
Ben seriye ara vermedim. Okurken hiç sıkılmadım. Hürü ana ve seyran beni çok duygulandırdı.
Serinin bu kitabında hiç tartışmasız eğlenceli karakteri murtaza ağaydı. Çiçekli mahmut ağa hakkında fazla bir şey yoktu.
İnce Memed ağaların zulmüne başkaldırmaya devam ediyor, içine düşen umutsuzluk tohumlarından Battal Ağa ve Ferhat Hoca vasıtasıyla kurtuluyor, dünyaya bir ağa gider bir ağa gelirken, İnce Memed'ler de boş durmaz, İnce Memed'lerin de biri gider bini gelir. Ağalar az, fakir-fukara çok.
İnce Memed bu ciltte bir taraftan yakalanmama mücadelesi verirken, bir taraftan da ağalar tarafından başlatılan itibarsızlaştırma politikası ile de mücadele ediyor. Hedefinde herhangi bir insan yokken onun yüzünden zulmedilen Çiçeklidere Köylülerine armağanı oluyor Mahmut Ağa ölümü.
Ferhat Hoca ile aralarında oluşan ietişim ve diyaloglar oldukça başarılıydı. Fakat bu ciltte açıkçası İdris Bey için bazı gelişmeler bekledim. Memed'le yoldaş olmaya karalı, dürüst bir insandı İdris Bey. Şu an için kuru kuruya gittmiş oldu.
Serüvene yeni dahil olan Müslüm'ü de zekası, azmi, yüreğiyle çok beğendim.
İNCE MEMED 3: Yine muhteşem betimlemeler ve yine renkli karakterlerin ilginç diyalogları çok güzeldi. Sayfanın sonlarına doğru ağaların, beylerin kirli oyunları gün yüzüne çıkıyor. Amaçları çukurova'nın değerli topraklarını aralarında pay etmek. Efsane devam ediyor...
Tüm seri için değerlendirmedir.
“İnsan olmak başka iş, insanlık başka iş.” İnce Memed 2, S.32
Müthiş bir gözlem gücü, müthiş bir analiz. Gerçekten dev bir esermiş. Yaşar Kemal’in kaleminde sözlü edebiyatın gücü var. Betimlemenin derinliği bir yana adeta bir köy odasında capcanlı anlatılanı dinliyormuş etkisi bırakıyor. Öyle bir gözlem ve tasvir yeteneği ki musalla taşı olmayan bir köy camisinde cenazenin koç başı ve asma kabartmalı bir taşın –yani mis gibi antik kent kalıntısı- üzerine konulması gibi en ince detaylar bile satır arasında geçiyor. Ancak Anadolu’yu karış karış gezmiş biri bu kadar detaya hakim olabilirdi. Sıcakta gevşemiş Çukurova toprağının yumuşaklığı, su pürenlerinin kokusu, yağ yakılmış tarhana… İnsanın aklına saplanıp kalan nice tasvirler. Bir diğer etkileyici yanı ise insanları yargılamadan, tarafsızca olduğu gibi yansıtması. En aklı başında görünen bile şaşabiliyor, en nefret edilenin bile bir iyiliği dokunabiliyor. Yani hayatın kendisi gibi kimse tek renk değil. Hem coğrafyası hem insanıyla genç cumhuriyetin en net analizi denilebilir. Bir diğer hayret edilesi yanı ise bu büyük eserin yazarın ilk romanı olması. Nice kitaplardan sonra ulaşılabilecek bir seviyede başlamış yani. Kendi dilimizden kendi toprağımızdan çıkmasından gurur duyduğum bir eser. Okunmasının bir vakti varmış ve benim için doğru vakitmiş.
640 sayfa