gzddrk, 13 adet değerlendirme yapmış.  (1/2)
« geri  
Kasap Çırağı
İçimizdeki Şeytan
Hayat Bir Kervansaray
Nana
Nana

3

emile zola'nın birkaç kitabını okumuş, çok beğenmiş ve onu natüralizmin önemli bir temsilcisi kabul etmiştim. gelgelelim nana oldukça zor bitirdiğim bir kitap oldu. bana kalırsa edebi değer taşıyıp taşımadığı da tartışılır. kitabın tamamı iç mekanların ve eşyaların detaylı tespiti ve nana'nın kitapta adı geçen tüm erkeklerle yatmasından oluşuyor. klasikler arasına giremeyecek kadar zayıf bir eser bence. nana'nın aşırı para harcama tutkusunun ve erkekleri köleleştirmesinin ruhsal sebeplerini bile anlayamıyoruz. çünkü ruhi çözümleme çok çok az. sadece birkaç yerde nana'nın ölüm korkusuna yer verilmiş. sonunda ne olacak diye 3 günümü ayırıp okudum. açıkçası zaman kaybı olarak gördüm. bu kadar yerden yere vurdum ama şunu da belirtmeliyim ki, nana para harcadıkça ben de yaptığım gereksiz harcamalardan dolayı vicdanen rahatsız hissettim kendimi. sanırım kitabın hayatıma tek olumlu katkısı para harcarken durup nanayı düşünmek olacak.

Kanatsız Kuşlar
Beyoğlu'nun En Güzel Abisi
Beyoğlu'nun En Güzel Abisi

6

öncelikle lakap konusu gerçekten çok can sıkıcı. herkesin lakabının olmasından "böö" geldi. --- spoiler --- ahmet ümit'in okuduğum birkaç kitabının sevdiğim yanı, illa ki tarihle bağlantılı olan bir tarafının olması ve ufaktan bilgi vermesiydi. bu kitapta bir tek şöyle bir 6-7 eylül olaylarına değinilmiş. yine de bu bile genç okurlar için ilgi uyandırıcı olabilir. yakın tarihimiz okullarda okutulmadığından gençler ülkemizde böyle olayların olup bittiğini ancak romanlardan öğreniyorlar. konu çok ilgimi çekmedi, tarlabaşı'nın mafyatik kumarhane sahiplerinin hikayesi çok bağlamadı beni. açıkçası bitsin diye öfleyip püflediğim bir kitap oldu. tarlabaşını, oranın havasını çok seven biri olarak hem de. başkomiser nevzat kitabın ortalarında bir yerlerde katili tahmin ediyor ve içinden düşünüyor. o ara okuyucunun da kafasına bir giriyor sadri'nin azize'ye gereğinden fazla ilgi duyduğu. daha şaşırtıcı bir katil beklediğim için o da beni pek tatmin etmedi. son olarak ahmet ümit'in kitabın orasından burasından çıkması da hoşuma gitmedi. gerçeklik duygumu yitirdim. ahmet ümit bunun bir roman olduğunu yüzümüze yüzümüze çarpmayaydı iyiydi. hatta sonlara doğru herhalde nevzat ölüyor, seri bitiyor diye düşündüm. kitabın adının da cinayetle ilgili değil, nevzat ile ilgili olması bunu düşündürdü. --- spoiler --- bence filmi çekilmeli. konu oldukça müsait. tarlabaşında çekilen her film gibi onu da bayıla bayıla izlerim.

Yumuşak Makine
Yumuşak Makine

2

büyük heveslerle aldığım ama ne yazık ki okuyamadığım bir kitap oldu. çokça beğenilen "cut out" tekniğini okumayı başaramadım. her şey çok fazla kopuk, anlam bütünlüğü yakalamak çok zor. belki amaç bu ama okuma zevki kalmıyor bir süre sonra. kendimi epey zorladım ama bitiremedim.

« geri