Değişmez bazı şeyler vardır! * Savaşmanın amacı her zaman, verilecek başka bir savaşta daha iyi bir konumda olmaktan başka bir şey değildir!! * Kitabı yorumlamaya yetmiyor cümlelerim. Okurken her cümlesinde durup durup düşündüğüm toplumsal gerçekliği bu denli iyi bir şekilde yansıtabilen cümlelere hayran kaldım!
Tüm sorumluluğu ele almak demek, o andan itibaren hiç bir mazeretimizin kalmaması demektir! Cengiz Erşahin, küçük ve anlamlı hikayelerle kendimize bakışımızı değiştirmemiz gerektiğini ne de güzel anlatmış! Başa çıkamadığımız problemlere bakış açımızın " suya düştüğümüzde boğulacağımızı sandığımız yanılgısıyla daha da kendimizi bıraktığımız" şeklinde olduğunu fark ettiğim kitap. Oysa suya düşünce değil, suda kalınca batıyoruz! Hikayeleri çok eğlenerek ve hayatıma uyarlamakta hiç zorlanmadığım içselleştirmeler yaparak okudum! Hepimizden o kadar çok şey var ki kitapta!! Küçük fikirlerin, büyük bir fikre zarar veremediğini, Bir şeyi başarıp başaramayacağımı ben dahil kimsenin bilemeyeceğini, Denemekten başka seçenek olmadığını, Hayır demenin beni, o anki durumumdan daha kötü bir yere götürmeyeceğini, Ertelemelerin ruhumdaki ağırlığının beni ne kadar yorduğunu ve daha kendimle ilgili bir çok keşfi eğlenerek yapmamı sağladı bu kitap.. Aslında hepimizin bildiği hikayeler, sadece pencere ve algılar başka..
İnsanların sömürü düzenine başkaldıran, daha eşitlikçi bir düzen kurmak isteyen hayvanların hikayesi... İktidarı güzel söylevlerle ele geçiren domuzlar. iktidar sarhoşluğu içinde tarihteki örnekleri gibi acımasız,baskıcı bir düzen kurarlar. ''Dışarıdaki hayvanlar, bir domuzların yüzlerine, bir de insanların yüzlerine bakıyor, ama birbirlerinden ayırt edemiyorlardı. İnsanlar domuzlara, domuzlar da insanlara dönüşmüşlerdi.'' Dünya edebiyatında yergi türünün başyapıtlarından biri ve kitaplığımın önemli kitaplarındandır..
Adını, Robert Burns şiirinden aldığını öğrendim. 'En iyi planları, farelerin ve insanların, sıkça ters gider..... ...... “ Ben kendim de bayağı uzun bir süre göçmen işçiydim. Öykünün geçtiği yerlerde çalıştım. Karakterler bir yere kadar, çeşitli insanların karışımıyla ortaya çıktı. Lennie ise gerçek biriydi. Şu anda Kaliforniya'daki bir akıl hastanesinde. Onunla haftalar boyunca yan yana çalıştım. Gerçek Lennie bir kızı değil, bir ustabaşını öldürdü. Kızgındı, çünkü patron arkadaşını işten çıkarmıştı, Lennie de dirgeni karnına saplayıverdi. Bunu arka arkaya defalarca yapışını izlediğimi anlatmaktan nefret ediyorum. Onu, çok geç olmadan durdurmayı başaramadık. ” —John Steinbeck, The New York Times röportajı, 1937 Fareler ve insanlar, ulaşılamayan hayalleri, sahip olduğun şeyleri yok etme lüksünün sana ait olması gerekliliğini de anlatır.. Herkesin okuması gereken bir dünya klasiğidir Fareler ve İnsanlar..
Sokrates´in ´kimseye bir şey öğretemem, sadece düşünmelerini sağlayabilirim´ sözünün biçim bulmuş hali.. Mücadelenin her aşamasında bir bedel vardır! Dönüşüm, bir süreçtir. Bedel, iletişimsizliktir.. ve dönüşümün toplumdaki karşılığı ölüm'dür.. Franz Kafka, okunduğunda hemen anlaşılabilecek türde kitaplar yazmaz. Kafka'nın karakterleri olgunlaştıkça değer ve anlam kazanır. Kitaplığımın baş köşe kitabıdır DÖNÜŞÜM..
Altı Çizilesi: "Eğer bir şeyden eminseniz, kendinizi buna bir de başka açıdan bakmaya zorlayın; bunun yanlış ya da aptalca olduğunu düşünseniz bile." "Çoğu insan hayatını sessiz bir umutsuzluk içinde sürdürüyor. Neden bunu yapalım? Kendinize yeni zeminler aramaktan kaçınmayın." "Yarını düşlüyoruz ve yarın gelmiyor Gerçekten istemediğimiz zaferler düşlüyoruz. Yeni gün çoktan geldiği halde Yeni bir gün düşlüyoruz. Yapılması gereken savaşlardan kaçıyoruz. Çağrıyı duyuyoruz, ama hiç önemsemiyoruz Gelecek henüz bir planken, o gelecek için ümitleniyoruz. Her gün kaçtığımız bilgeliği düşlüyoruz Kurtuluş elimizdeyken, kurtarıcı için dua ediyoruz. Ve hala uyuyoruz. Ve hala uyuyoruz. Ve hala dua ediyoruz. Ve hala korkuyoruz..."
Beni büyülemeyi başarabilen nadir yazarlardan biridir Wilbur Smith, Nehir Tanrısı, 7 papirüs , Büyücüler Kralı, 11.Yazıt 4' lemesi ile bitmesini hiç istemediğim için son 10 sayfasını uzun süre okuyamadığım, hikayenin içine bu kadar girebildiğim nadir serilerden biri...Kitaplarındaki olaylar çok hızlı gelişir, kitapları genelde bitirilmeden elden bırakılmaz. Kalemi çok güçlüdür. Kitapta bahsi geçen kişileri gerçek hayatta bulamadığım için uzun bir buhran dönemi yaşamışımdır. Bugüne kadar okuduğum hiç bir roman karakteri Taita kadar haz vermemiştir bana. Wilbur Smith, kesinlikle tanımanız gereken önemli bir kalem. Sadece kitaptaki cennet yerler için Mısır'a giden arkadaşıma gülümsemeli sevgilerimle.)