Hacmine bakıp gözünüz korkmasın, henüz okumadıysanız "Disconnectus Erectus"larla tanışmak için geç değil. Çok fazla söze gerek yok. Türk romanında benzeri hala pek gözlenmeyen, anlattığı hikayenin yanı sıra yazınsal teknikleriyle de öne çıkan, sagudan bilinç akışına bir çok tekniğin kullanıldığı, yazıldığı tarihin çok çok ötesinde bir eser.
Genelde Oğuz Atay denince akla hemen "Tutunamayanlar" gelir ama ikisini de okumuş bir insan olarak bu kitaptan ve tabii ki Hikmet'ten çok daha etkilendiğimi belirtmek isterim. Öyle bir kitap ki bazen Hikmet mi konuşuyor, diğer karakterler mi konuşuyor, araya Oğuz Atay'ın iç sesleri mi giriyor ayırt etmek kolay olmuyor. Hem hüzünlendiren, hem güldüren, varoluşsal sıkıntı denen şeyin ne olabileceği hakkında insana fikir veren, dönüp dönüp okuduğum, Seyyar Sahne tarafından sergilenen tiyatrosunu 4 defa seyrettiğim tek kelimeyle bir şaheser. Hayatımın bir numaralı kitabı...
karakterlerin kişiliklerine ve ruhsal çatışmalarına yönelik oldukça etkileyici psikolojik gözlem ve analizlerin yapıldığı muhteşem bir eser.