biraz şişirilmiş de olsa okunabilir bir kitap.

nedir ne değildir,neden bu kadar olay haline getirilmiştir diye merak edip kitaplarını okuduğum yazardır sinan yağmur.bana göre fasondur. bu kitapta da evirip çevirip 2-3 cümleyi önümüze sermekten başka bişey yapmamıştır. tasavvufa bu kitapla nail olduğunu zannedenler,tasavvufu şemsten mevlanadan ibaret zannedenler,insanların maneviyat ihtiyacında ekmek arayanlar vs. size bir çift lafım var: "abdülbaki gölpınarlı"

bir yazarın belki de en büyük kabusu eserlerinin sürekli birbirleriyle karşılaştırılması,bir okurun belki de en büyük hatası yazardan her defasında çıtasını yükseltmesini beklemektir. fakat yazarın diğer kitaplarından bağımsız olarak değerlendirsem bile sonuç değişmiyor.yazılmak için yazılmış.ben de okudum,bitti.o kadar.

kitabın tanıtımında yazarların uzun süren çalışmaları sonucu oluşturulmuş olduğu ve sadece 1111 adet basıldığı yazıyordu.bu sebepten biraz beklenti ve merakla satın aldım diyebilirim.birkaç sayfa menteşilikten bahsedilen önsözün sonrasında bir sayfada yerine göre bir cümlenin yerine göre 2-3 cümlenin yer aldığı ve bu cümlelerin yanında sayıların yazıldığı bir kitap.bana göre kitap iki sebepten okunur.birincisi güzel vakit geçirmek için,ikincisi ufku genişletmek için.net olarak söyleyebilirim ki bu kitap bana ikisini de vermedi.sırrına vakıf olamadım.kitabın tek ilginç yanı sayfaların tam ortasına damgayla basılmış ve ışığa tutulduğunda görülebilen "%100 cotton" yazısıydı.sonuç olarak pamuk israfı.