Oblomovluk; tembellik, hiçbir şey yapmama isteği, sürekli planlar yapıp bu planları bir türlü hayata geçirememe hastalığı imiş :) Kitabı okurken sık sık uykum geldi hatta uyuyakaldığım zamanlar oldu. Ana karakter Oblomov o kadar uyuyor ki sizinde eşlik edesiniz geliyor :) Tembel olmasına rağmen saflığı ve temiz kalbiyle sevdiriyor kendini. Kitabın dili sade ve akıcı aynı zamanda planların çok fazla ertelenmemesi gerektiğini düşündürdüğü için öğretici de. Uzun uzun betimlemelerle ilerledikten sonra bir anda sonu kitabın akışına göre çok hızlı biterek beni şaşırttı.

Yazarın önceden iki kitabını okuduğum için hiç düşünmeden, araştırmadan, kitabın özeti bile okumadan başladım kitaba. Ama bunun bir hata olduğunu sonradan anladım. Kitabın başlarında uzun uzun siyasi tarih anlatılmış. Çok yabancı olduğum bir konu olduğu için başlarda o kadar sıkıldım ki :( kitabın dili sade olmasına sade ama konuya hakim olamıyorum diye yarıda bırakma kararı bile aldım. Sonradan yorumları okudum. İyi ki okumuşum kitabın ilerleyen sayfaların akıcılık kazandığını öğrenince kitaba kaldığım yerden devam ettim. Zaten birkaç sayfa okuyunca akıcılığa kapıldım :) gazeteci Nimeta'nın kocası ile yasak aşkı arasında kalışı ve o dönemde yaşanan Sırpların Boşnaklara yaptıkları zulümler anlatılıyor. İlk sayfaları okuyabilirseniz gerisi kendiliğinden gelecektir. Okunmaya değer bir kitap tavsiye edrim :)

Serinin ikinci kitabında Hz. Mevlana'nın ağzından kendi hayatını anlatıyor. Kitabı okurken içiniz huzur doluyor. Yalnız biraz hayal kırıklığı yaşadım çünkü biraz daha detaylı bekliyordum. Mevlana'nın eşleri çocukları çok yüzeysel anlatılmış. Ama yazar yine Şems ile olan hayatını daha ön plana çıkarmış. Mevlana Şems'in gölgesinde kalmış gibi hissettim. Ayrıca yazar ilk kitaptaki bazı bölümlerini tekrara düşmüş. Ama yine de okunmaya değer bir eser olduğunu düşünüyorum ben okurken keyif aldım :)

Kitap birbirinden farklı 15 hikayeden oluşuyor. Hikaye kahramanları sıradan insanlar. Oldukça akıcı ve mizah anlayışı çok güzel. Okurken bol bol güleceksiniz :)

Kitapta insana has özellikleri hayvanlara aktararak masalsı bir biçimde düzeni eleştiriyor yazar. Diktatör rejime isyan edip yerine kurulan rejimde başa geçen domuzlar neye inanırlarsa onu yönettikleri hayvanlara aşılıyor ve eskisinden daha fazla refah içinde yaşadıklarına inandırıyorlar. Bugünkü bir çok olayı sorgulatıp farkındalık yaratıyor diyebiliriz. dili akıcı ve oldukça etkili bir kitap bence. Çok geç kalınmadan okunması gerekir.. :)

Kitap Einstein'ın yaşamını anlatıyor. Düşünce deneyleri ve diğer bilim adamlarıyla olan yaşamı ön planda. Kitabın dili oldukça sade. Modern fiziğe ilgi duyanların zevkle okuyacağı ayrıca yardımcı ders kitabı olarakta kullanılabilecek bir kitap :)

Kitaba başlamak için çok tereddüt etmiştim 'Acaba sıkıcı mıdır ki?' diye. Kitabı okumaya başlayınca hemen geçti :) Kitabı sindirerek tadını çıkara çıkara okudum. Kitabın dili çok sade ve anlatım o kadar akıcı ki belgesel tadı veriyor. Kimi zaman coşturuyor, kimi zaman ağlatıyor, kimi zaman da kızdırıyor. Tarihimizi anlamak, vatanımızın nasıl kurtulduğuna okuyarak şahit olmak bile o kadar gurur vericiydi ki sık sık ''Ne mutlu Türküm diyene!'' dediğimi hatırlıyorum. Ben okumak için geç kaldığımı düşünüyorum eğer okumadıysanız daha fazla geç kalmayın bu gurura siz de ortak olun derim. Şimdiye kadar okuduğum kitaplar içinde ismiyle bu kadar uyum içinde olan bir kitap daha hatırlamıyorum :)