Kemal Tahir'in okuduğum 2. kitabıydı; şu an 5. kitabını okuyacağım (Devlet Ana) okudukça okunulası gelen Türk Edebiyatının vazgeçilmez bir yazarı. Serinin ikinci kitabı. İşgal dönemi İstanbul'unda siyasi bir suçlu olmasına karşılık, Kamil Bey suçunun iftira olması dolayısıyla (yanlış anlaşılma) kendisini külhanbeylerinin, acımasız katillerin ve uslanmaz kumarbazların arasında buluyor. Koğuş yaşamını, hapishane hayatını öyle bir anlatmış ki yazar sanki siz de orada Kamil Bey ile birliktesiniz. Hapishane jargonunun ve argo kelimelerin fazlasıyla kullanıldığı roman. Kesinlikle okunmalı.
Yasmi'nin Hayyam'a olan aşkı ve Hayyam'ın Yasmi'ye olan aşkı. Hayyam'ın aşkını bulmak için gitmediği yer başvurmadığı kimse kalmamıştı ve bulduğunda ise amansız hastalık olan vereme yenik düşmüştü. Hayyam'ın kendisini Yıldız Evine kapatıp yeni bir takvim üzerine çalışması ve yüzyıllardır kullanılan takvimin hatalı olduğunu ispatlayıp yeni takvimi çıkarması. Kitapta Ömer Hayyam'ın ilim ile ilgili yaptığı şeylere de denk gelip şaşıracaksınız. Kitapta Ömer Hayyam'ın hikayesini bekliyordum sadece ama bir anda Hasan Sabbah çıktı karşıma ve daha çok etkiledi beni. Sonra birden kayboldu sayfalarca ilerlememe rağmen iz yoktu Hasan Sabbah'tan sadece bir ipucu. Ve sonlara doğru artık Ömer Hayyam Alamut kalesinde Hasan Sabbah'ın yanında. Güzel sürükleyici bir kitap kesinlikle tavsiye ederim.
Sunay Akın'dan heyecanladıran ve oyuncaklar üzerine kaleme aldığı, sonu hep şaşırtan sıcacık hikayeler... Hayal dünyasının içine çekiyor sizi okudukça... Hayalleriniz oyuncaklar kadar büyüyor... Büyüyorsunuz sonra da küçülüyorsunuz... Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Dili çok güzel, geçişleri nasıl yaptığını fark edemiyorsunuz. Kitapta çok sıcak, naif hikayeler var. Kitap sizi yormuyor. Aksine dinlendiriyor. Şu an yetişkin hallerini bildiğimiz bir çok insanın çocukluklarındaki oyuncak hikayeleri. Kitap bittiğinde mutluluk dolduruyor içinizi. Siz de çocukluk zamanlarına dönüyorsunuz. Hatırlıyorsunuz oyuncak hikayelerinizi. Sunay Akın' ın sohbetlerini dinlemişliğim vardı ama hiç kitabını okumamıştım. Çok hoşuma gitti. Tavsiye ederim.
Aziz Nesin'in yine bizi eleştirdiği ama eleştirirken güldürdüğü güzel bir eseri. Her yaştan insanın rahatlıkla okuyacağı ve okuması gereken bir eser daha. Ayrıca bu kitapları alarak yardıma muhtaç birçok çocuğa yardımda bulunacağınız da aklınızda bulunsun.
Mars'tan görevden dönerken öldüğü zannedilerek unutulan bir astronotun Mars'ta tek başına yaşam mücadelesini anlatmaktadır. Diğer kurgusal kitaplara göre bu kitabın insana katabileceği artılar bulunmaktadır. Birisi şudur: insana inanılmaz bir beyin egzersizi yaptırır. Filmi izlediğinizde bunları anlamak veya hissetmek imkansızdır, zaten bundan dolayı film izlemek ve televizyon seyretmek pasiftir, izleyenin ve özellikle çocukların beyin gelişimlerini durdurur. Bu kitapta, oksijen elde etmekten bitki yetiştirmeye süper düşünülmüş çok sayıda kurgu var. İkincisi ise psikolojiktir. O Marslı yerinde olsaydık neler yapardık/nasıl hissederdik? Veya biz niye böyle bizim bütün ihtiyaçlarımızın karşılandığı muhteşem bir dünyada yaratıldık? Kim bize hazırladı bu dünyayı? Bizden ne ister? Şükretmek nedir? gibi soruları tetikler. Eğer bir kurgu, bir roman okuyacaksanız, bu kitabı diğer binlerce kitabın yerine tavsiye ederim.
Atatürk hakkında güzel bir kitap. Doğduğu topraklardan kilometrelerce uzaklara savaş cephelerine giden, Osmanlı'nın bitik halinden yeni bir devlet yaratma ve bu devleti dünyadaki diğer güçlü devletlerin gözünde büyük gösterme çabasını okuyacaksınız.
Kemal Tahir, Milli Mücadelenin bu en zor durumunda İstanbul aydınının yaşadığı hayatı, esaretten kendilerine pay elde etmek isteyen tüccarları ve esaretin bir buhran haline gelmesine sebep olan olayları güzel betimlemelerle anlatmıştır. İstanbul'un işgali, milli mücadele sırasında milletimizin kalbinin zapt edilmesi ve bitkisel hayatta yaşamaya zorlanması şeklinde vuku bulmuştur. Yazar romanda Kamil Bey'in şahsında aydınların bir içe dönme ve özeleştiri yapma halini ortaya koymuştur. Kamil Bey kızı Ayşe'nin yıllar sonra "Baba Milli Mücadele sırasında siz neredeydiniz?" sorusunu sorma ihtimaliyle bir içe dönüş yaşamıştır. Bu soru, her zaman ve her olay için herkesin kendisine sorabileceği bir sorudur. Bence romanın en önemli teması, bu muhasebenin yapılmasıdır. Yazarın diğer eserlerine baktığımızda da sürekli bu sorgulama temasının işlendiği görülecektir.