Agathe Christie'nin yine ustalik eseri bir eseri daha. 👍 Kitap birbirinden bağımsız, alakasi olmayan daha önce birilerinin ölümlerine isteyerek ya da isteyerek sebep olmus ama ceza almamis kimselerin bir adaya cagirirlip teker teker öldürülmesini konu ediniyor. Yani öldüren, adaleti kendisi tecelli ediyor bir bakima. ✌ Ama tabiki öldüren kim, bulmakta zorlanilacak husus da bu zaten. 🧐 Çünkü adadaki herkes ölüyor. O zaman bu cinayetleri işleyen kim? 👀 Kitabin basinda yer alan On Küçük Zenci siiri bu kişilerin nasil oldurulecegini bizlere söylüyor zaten ama kimin öldürdüğünü anlamak mümkün degil. Kitabın sonunda öldüren kisinin nasil katil olduğuna dair kendisi tarafindan üç dikkat edilmesi gereken nokta belirtilmis ama tabiki yakalanilabilirse. 😉 Akicilik noktasinda mukemmel, her zamanki gibi diyaloglarin, icsel hesaplamalarin cok iyi sekilde ifade edildiği, gerilimin on planda olduğu, surukleyilik anlaminda da okuyucuyu oldukca tatmin edecek bir roman olmuş. Herkese tavsiye ederim. 📖✔
Kürt aydini olan Memduh Selim Beg'in gerçek yaşam öyküsü kurgusal ogelerle desteklenerek roman haline getirilmis Mehmed Uzun'un nefis eseri. Vanli olan ve ömrü hep sürgünde geçen Memduh Selim Beg'in aşkla,siyasetle, mucadele ile yogrulan hayatından kesitler sunulmuş. 🌿 Istanbul 'dan donemin baskici tutumu ile sürgüne gitmek zorunda kalan Memduh Selim beg solugu Antakya'da alir,o donem Fransiz egemenligi altinda olan kadim şehirde ulkesine duyduğu özlem ile yasamini surdurmeye calisir. Ulkesinden,ailesinden,sevdiklerinen uzak...😔 Antakya da dernek yöneticiliği, yazarlık yaparak tutunur hayata. Aydin kişiliğini gosterir her firsatta. Ve hep icinde bir burukluk vardir ulkesinde yasananlara dair. Kendi mucadelesini uzakta sürdürür yazilariyla, eylemleriyle. Ama birden o çıkar karsisina. Adi ne olursa olsun,burda Feriha bir baskasinda baska bir isim ama en geneliyle "aşk ". Gördüğü ilk anda çözülür, kendinden geçer Memduh Selim Beg. Zaten hayatini davasına adamıs bir ömrün baska bir alanda başka bir mucadelesi başlar. 🌿 Aşk ,onu kendinden eder. Duslerinin misafiri olur her dem. Davasina vermisken kendini ,ikiye bölünür. Ve yine ne hazindir ki kalbin birbirine kenetlenmisligini icinde bulunduğu durum itibariyle resmiyete dokemez. 💔 Ve sonrasi tam bi trajedi haline bürünür. Ulkesinde, Agri da bir isyan cereyan etmistir. ⛰ Davasi, inandiklari ugruna burdaki Isyana bagli bulundugu dernegin yoneticisi olmasi itibariyle katilmasi zarureti dogmustur. Aşk ile dava arasinda kalmak. O davasını secer aski yarim birakarak. Agri da kendisi isyancilar acisindan isler istedigi gibi gitmez,geri doner. Ama döndüğünde hicbir sey eskisi gibi degildir artik ve asla hicbir sey eskisi gibi olmayacaktir. Aşk, yalan olmustur. Bundan sonrasi her sey tepetaklak. Omru, freni patlamis kamyon misali ; bir boşluğa dogru suruklenir. Ulkesine en yakin yerde, Antakya da hem davasini hem askini hem de... Kaybeder işte. Neyi varsa. 🌑 Yaşar Kemal'in övgüsüne mazhar olmus, halkinin yasanmisliklarindan eserleri kaleme almis Mehmed Uzun 'un yine okutan,insanin icini burkan bir eserini okumus olduk. Tek solukta okunacak bir eser. ✅ "İnsan sevdiğine kavuştuktan sonra ekmeği olsun,ayranı hiç olmasın yemeği sadece darı olsun yorganı mavi gök olsun döşeği kuru yer olsun yastığı sert taş olsun torbası omzunda olsun torbanın dibi delik olsun yurdu buralar olmasın. Acem ve gavur ellerinde olsun Sevgilisi insanın istediği gibi olduktan sonra gün boyu avare olsun. Aşsız, katıksız, ekmeksiz olsun?" Kitaptan alinti.
Bir aşk kitabi. 💘 Ama kesinlikle aşkın en keskin, aci veren hallerini görüyoruz. Intikam duugusuyla yapilan eylemler, amiyane tabirle psikopatca davranislar kitabi olabildigince farkli kilmis. Salt aşki anlatan kitaplardan karakterlerin aşka farkli bakislariyla ayrılıyor. Bununla paralel olarak da gariptir ki kitaptaki birçok karakter kendini sevdiremiyor okuyucuya. Basta Heathcliff olmak uzere Caterine,Joseph.. Heathclif'in Catherine e duyduğu aşka gercek ask diyebiliriz. Tutkunun dorukta yaşandığı, bu uğurda her turlu sapkinliga surukleyecek bir ask. Bu da Heathclif karakterini oldukça farklı, tehlikeli, acimasiz kılmış. Iki malikane arasinda firtinali gunler yasanmasina sebep olmus. Guclunun gucsuzu ezdiği gunleri beraberinde getirmistir. 😕 Bu noktada beni Edgar Linton karakteri, Hareton karakterleri ziyadesiyle uzmustur. Biri yapisi ile digeri ise bir kenara itilmisligi ile. Karakter analizi yapmisken bakici Nelly,diger karakterlere nazaran merhameti ve sadakati ile kendini sevdirmistir bana. 👍 Heathclif in son aşamada geçirdiği değişim, Hareton in kitabin sonu itibariyle mutlu olmasi beni mutlu etti. Dili itibariyle elinizden dusurmeyeceginiz bir yapida. Kendini okutturan bir eser. Karakterler arasi catisma o kadar fazla ki kitabi gerilim acisindan hep yukarda tutuyor. Kendine bağlıyor. Genel itibariyle cok iyi bir eser. Okumaktan keyif aldığım, akici, konusunun işlenişi itibariyle zihnime olumlu anlamda kazinacak bir kitap oldu. ✌📖
Gün Olur Asra Bedel kitabindan siyasi çekincelerle cikarilmis bölümden olusan gayet akici,heyecani eksik olmayan bir eser olmuş. Gun Olur Asra Bedel kitabının peşi sira bu eseri okumak bütünlüğü saglamak acisindan faydali olacaktır. ✌ Öğretmen Kuttubayev'in nasil öldüğünü ele almis kitap. Rus istihbarat örgütü KGB'nib yapısı, anlayisi ile ilgili dusuncelerden ötürü ( tabiki agir elestiriler ) yazar Aytmatov bu bolumu kitabindan cikarmis. Kitabin icinde yer alan Cengiz Han hikayesi de bence cok iyi almis. Cengiz Han'in otoriteye nasil koru korune bagli oldugu,otorite ugruna neleri yapabileceğini gostermis bize. 👀 Genel itibariyle guzel bir eser. Sayfa sayisi az ama yoğunluk acisindan bence etkili bir kitap. Dedigim gibi, Gun Olur Asra Bedel kitabının pesi sira okumakta fayda var. 🗣🌿
Çok fazla adi duyulmayan Nobel Ödüllü Çinli yazar Mo Yan'ın eseri. Çince dışında dil bilmediği, oldukca münzevi bir yasam sürdüğü söyleniyor. Dilimize maalesef pek cevirisi yok. Asya'da ve Avrupa'da bilinen ve okunan bir yazar. Bizde ise Nobel sonrasi bir yonelim var yazara. Nobel'in de yine siyasi sebeplerle verildiği söyleniyor. Iddia tabi. Bakalim. Hani bu eseri okuyunca,yazarin pek fazla eseri olmadigini gorunce acaba neden Nobel almis diye düşünmüyor degilim. Siyasal sebeplerin etkin olduğu kanisindayim. Eser , Saydam Turp adi verilen oyku ve diger oykulerin biraraya gelmesi ile oluşmuş. Saydam Turp baskahraman Kara Çocuk ozelinde aclik, sefalet,acinin buram buram hissettirildigi bir hikaye olmuş. 👍 Kitaptaki diger oykuler de toplumcu anlayisla yazilmis ; genel itibariyle yine sefaletin,açlığın ve Çin toplumuna ait kültürel etkenlerin, ekonomik yapinin, siyasi rejimin topluma yansimasinin konu edildigi bir eser olmuş.👀 Ozellikle tarimsal faaliyetler, hizli nufus artisinin getirdigi toplumsal temelli sorunlar, yoksullugun insanlari karsi karşıya getirdigi sorunlar,siyasi baskilar oykulerde sıklıkla karsimiza cikan temel temalar. Ozellikle bazi hikayelerde fantastik ogeler kullanmaktan da geri durmamış yazar. Bu da hikayeleri daha ilgi cekici kilmis. Hemen aklima Demir Çocuk hikayesi geldi bu noktada. ✅ Yazar , anlayis itibari ile toplumcu gercekci diye nitelendirebilecegimiz bir kisi ; dili sade, anlaşılır ve akici. Hani bu eseri ozelinde konusmak gerekirse kesinlikle alin Yasar Kemal, Orhan Kemal okuyun çok çok daha iyi olur derim. Ama yine de Çin'e ,yaşayışına ait izler öğrenmek isterseniz tercih edebilirsiniz. 🧐
Iskender Pala'nin Katre-i Matem kitabini yarıda bırakmıştım o an neden bıraktım hatırlamıyorum ama bu ikinci kitabi oldu. Kitapta Lidya donemi kral Krezüs ve Pers kralı Keyhusrev arasindaki savas ve birkac arkadas arasinda cereyan eden olaylar ile 12 Eylul donemi olaylari yine birkac arkadas arasindaki olaylar anlatiliyor.Lidya donemi ile baslayan savaş hazirliklarinin başladığı kitapta gayet akici bir gidis varken kitap birden 12 Eylul dönemine atladi. Zaten yazarin yapmak istediği de bu. Cok farkli iki dönem arasındaki olaylari ve arkadaslar arasinda meydana gelen yaşantıları birbirlerine iliskilendirmek istemis. Bir baglanti kurmayi hedeflemis. Ama bence cok zorlamış. Heleki 12 Eylul donemi olaylari,yasananlar bence fazlaca tarafli olmus. Sol kesim kotulenmis, sag kesim tamamen sucsuz gösterilmiş. 🧐 Kitap bu iki ayri dönemin birbirine baglantili olarak gosterilmeye cabalanmasi gibi bir fikirden yola çıkmadan olusturulsa daha iyi olurdu. Kurgusal anlamda,öze bakinca aslinda guzel tarihi bir olayi ele almis. Ama ordan 12 Eylul. Ne alaka? 😕 Bunun yanisira kültürün onemi vurgulanmis. Kültür olmadan bir toplumun hic olduğu, toplumu yikmak icin kulturun yikilmasi gerektiği gibi yani kisaca toplumu toplum yapanin kültür olduğunu vurgulamış. Bu bence verilen mesaj yonuyle gayet dogru ve guzel. ✌✔
Belirledigim hedef 2019 yili için 81 kitaptı. Ve nihayet 81.kitap. Guneydogu'da uzun seneler kalmis ve cok onemli operasyonlarda komuta gorevini ustlenmis bir komutan Osman Pamukoğlu. Onun kaleminden bölgede örgüte yönelik verilen mücadele biz okuyuculara en şeffaf şekilde aktarılmış. 📖💂♂️👮♂️ 93-95 yillari arasinda Hakkari ve cevresinde yapilan operasyonlarin anlatıldığı, donemin burokrasisine sitemlerin olduğu,örgüte karşı verilen mucadelede çekilen sikintilarin gözler önüne serildiği eser. Donemin paşası (tumgeneral)Osman Pamukoglu'nun yani bir askerin elinden cikma bir eser olmasi itibariyle askeri anlamda bazi seyleri daha net gorebildigimiz bir kitap olmuş. Edebi anlamda pek bir şey beklenmeden ve Inkilap yayinevinin maalesef pek de iyi bir baski ortaya koymadığı gercegini gözönünde bulundurarak okuyalim. ⚠️ Örgütün muthis derece etkin olduğu, sehre cok yakin bölgelerde, daglarda konuşlandığı yillar olan 90 baslari ve ortalarinda bölgeye atanan Osman Pamukoglu'nun o gune kadar askerî anlamda bölgede genel-geçer butun tabulari yıktığı, bekleyen degil uzerine giden olmayi seçtiği donemler. Ozellikle sayisi cok fazla olan ve cok buyuk darbelerin vurulduğu yurt disi kamplarına yapilan operasyonlar sık sık Atatürkçü general diye kendini tanimlayan komutanin ne kadar gözü kara olduğunu gösteriyor. ⚡💂♂️ Donem itibariyle baktigimiz zaman mühimmat ve silah yonuyle orgutle ordumuz arasinda farkin az olduğu ve bu nedenle gogus goguse çarpışmaların bir hayli fazla oldugu ve maalesef kayiplarimizin da buna paralel olarak fazla oldugu gerçeğini görebiliyoruz. Bircok sey denenebilir. Gunlerce dag başlarında verilen mücadele,yirtik botlar, kanayan ayaklar vs vs...Ozellikle helikopterlerin bu operasyonlarda ne kadar etkin olduğunu,sık sık adinin zikredilmesi yonuyle görebiliyoruz. Gelisen teknoloji ile beraber orgute karsi verilen derecede gelinen nokta ve zamanın kosullari goz onune alininca artik cok daha fazla sonuc alındığı ve orgutun bölgede nasil zor durumlara düştüğünu cok net görüyoruz. Zira teknoloji size dogru yonde kullandikca kazandırır. Halk noktasinda da, masum halk ve destek veren halki ayirma noktasinda da karsilasilan zorluklardan dem vurulmus.