http://kitapasigi.blogspot.com/2013/12/bogurtlen-ks-sarah-jio.html Pek çok kişi Böğürtlen Kışını biran önce okumalısın demişti. Sarah Jio zaten kaliteli bulduğum ve beğendiğim bir yazar. Ama bu kitabı beklentilerimin kat kat üstünde çıktı. Artık kapak görseli için bir şey deme gereği duymuyorum. Ne de olsa Arkadya Yayınlarından bahsediyoruz :) Kitabımız iki zamanda geçiyor. Ben her zaman iki zamanda geçen kitapların biraz riskli olduğunu düşünmüşümdür. Yazar konuyu bu şekilde anlatırken ya batırır yada gerçekten iyi bir şekilde kullanır. Sarah Jio bu konuda gerçekten çok başarılı. İki farklı konuyu okumanıza rağmen hiçbir kopukluk hissetmedim. Hatta bu sayede kendimi kitaba daha çok kaptırdım diyebilirim. Kitabın tamamında bir gizem vardı. Tabi bilinmezlikler kitabı çok çekici bir hale getirdi. Ayrıca Böğürtlen Kışı hiç tahmin edemeyeceğim bir şekilde sonuçlandı. Herkes bu yazara- sadece bu kitabı için değil, diğer kitapları için de geçerli- bir şans vermeli.
http://kitapasigi.blogspot.com/2013/07/kaiken-kaiken-nedir-ve-yorum-konusan.html Jean-Christophe Grangé daha önce pek çok kez duyduğum ama kitabını okumadığım yazardı. Şu anda neden daha önce bir kitabını alıp okumamışım diye dizlerimi dövüyorum. Tanrı yazarımıza öyle bir hayal gücü bahşetmiş ki insan hayran kalmadan edemiyor. Kitabın içeriği hakkında bir şey söylemeyeceğim çünkü spoiler söylemeden bir şey anlatabileceğimi sanmıyorum. Klasik gerilim kitaplarından sıkıldığım bir dönemde bu kitabı okuma şansı bulduğum için çok şanslıyım. Çünkü benim için Kaiken diğer gerilim kitaplarının arasından sıyrılıp baş köşeye kuruldu. Psikolojik ögelerle harmanlanmış gerilim kitabı olan Kaiken benim aslında hiç de merak etmediğim bir kültüre sahip olan Japonya'yı işlemiş. Japon kültürüne ilgim olmamasına rağmen hiç rahatsız olmadım ve büyük bir keyifle okudum.
http://kitapasigi.blogspot.com/2013/06/tutkulu-notalar.html Nasıl yorum yapacağımı bilmediğim bir kitapla karşınızdayım :D O yüzden rastgele bir yerden başlayacağım. Öncelikle Grinin Elli Tonunu okuyanlar erotik roman okuduklarını zannediyorlarsa onları Tutkulu Notalara yönlendirelim - ki ağızları bir karış açık kalsın :D Eğer cinsel içerikli kitapları okurken rahatsızlık duyuyorsanız bu kitaptan uzak durun. Yok ben rahatsız olmam diyorsanız kaçırmayın bu kitabı. Beş yakışıklıdan oluşan ünlü rock grubunun yolu bir gün Myrna ( hadi gel de söyle bu adı ! ) ile kesişir. Myrna baş gitarist Brian'ı gördüğü an onu mimler. Sonrası hop yatak. Kitabın büyük çoğu cinsellikti. Kalan kısımlar ise çok eğlenceliydi. Grubun kendi içindeki atışmaları sohbetleri harikaydı. İlk başlarda tüm grup üyelerini sevsem de sonlara doğru bazı olaylar yüzünden Tyler'dan soğudum. O kısım gerçekten sinir bozucuydu. Her ne kadar bu kitap Brian'ın kitabı olsa da benim favorim Sed oldu. Sert görünüp aslında içten içe acı çekmesine dayanamadım işte ^.^ İkinci kitap Sed'e ait ve yayınevi kısa bir süre sonra çıkaracak diye biliyorum. Dört gözle bekliyorum :) Tuğçe'den İtiraflar: Ben cinsel içerikli kitaplardan rahatsız olmadığım halde bile bazı bölümlerde ufak atlamalar yaptım. Myrna hayatımda gördüğüm en ballı karakterlerden biri :D Kaç yaşına gelmişsin git örgü ör. (Evet kıskanıyorum -_-) Tutkulu Notalardan hiçbir alıntı yazmadım. Çünkü alıntıları yazsam kitabın yarısını da yazmış olacağım. Tyler ikinci kitapta Sed ve manitasına bulaşmasın diye dua ettim :(
http://kitapasigi.blogspot.com/2013/06/ask-adnda-hayat-yorum-konusan-kitaplar.html Gerçekten de harika bir kitaptı. Bir solukta bitirdim ama okurken sinirlerim harap oldu. Gerçekten insanın sinirlerini alt üst eden bir kitaptı. Ve kesinlikle harikaydı. Kitabın içeriğinde beni rahatsız eden pek birşey olmadı ama ilk defa Arkadya'nın bir kapağını beğenmedim. Aslında kapak kesinlikle güzel ama kesinlikle kitabın konusuna uymuyor. Kitabın içeriğine göre fazla sevimli. Keşke orijinal kapağı kullansalarmış. Belki bu kapak daha çekici olabilir ama orijinal kapak kesinlikle içeriğe daha uygun. Umarım Arkadya serinin diğer kitaplarının kapaklarında orijinal kapağı kullanır.
http://kitapasigi.blogspot.com/2013/06/gecenin-prensi.html Kitabı aldığımda sıradan bir tarihi aşk romanının beni beklediğini zannediyordum. Kesinlikle yanılmışım. Kitap birçok yönden diğer tarihi aşk romanlarından farklı. Öncelikle çok gerçekçi bir kurgusu var. Erkek karakter alışık olduğumuz gibi kusursuz biri değil. Tarihi aşk romanlarının birbirine benzer konularından sıkılıp farklılık arayanlar için iyi bir kitap. Gecenin Prensi ile ilgili söylenecek birçok olumlu olumsuz yorum var ama benim ilk olarak söylemek istediğim şey tarihi aşk romanlarında görülebilecek en sinir bozucu kadın karakterin bu kitapta bulunması ! Spoiler vermemek için hangi hareketlerine sinir olduğumu söylemeyeceğim ama okurken kafamı yememe sebep oldu. Erkek karakterde yeni yetme oğlan gibi ben aşığım nidaları atarak etrafta dolaşması da ayrı bir mesele. Buraya kadarki yorumumda kitaptan nefret ettiğim sonucuna varabilirsiniz ama öyle değil. Şimdi gelelim kitap hakkında sevdiğim yönlere. Birincisi konusunun diğer tarihi aşk kitaplarından çok farklı olması ( yine spoiler vermemek için ayrıntıya girmeyeceğim :D). Size çok saçma gelebilir bu neden ama içinde kurt içermesi benim kitabı daha çok sevmemi sağladı. Bunun haricinde kitabın çevirisinde beni çok rahatsız eden bir şey vardı. Kitapta Fransızca sözcükler ve cümleler vardı. İlk başlarda Fransızca sözcüğü/ cümleyi alt kısımda açıklamıştı. Kitap sorunsuz bir şekilde ilerliyordu. Kitabı okudukça 60 sayfa falan önce verdiği Fransızca cümle veya sözcüğü bir daha açıklamadığını fark ettim. Yahu Fransızca mı biliyoruz biz ? Veya 60 sayfa önce verdiğin Fransızca sözcüğü aklımız da mı tutacağız ? Hal böyle olunca kitabı okumayı durdurup yarım saat önceki sayfalara dönüp o cümlenin ne olduğunu bulmaya çalıştım. Bu kitaptan sürekli kopmama sebep oldu.
http://kitapasigi.blogspot.com/2013/05/ejderin-arzusu-yorum-konusan-kitaplar.html Serinin ilk kitabı olan Ejderin Aşkını çok beğenmiştim.Ejderin Arzusu'nun da güzel bir kitap olacağını bekliyordum ama birincisinden de harika olacağını beklemiyordum. Bu kitapta ejderha ailesinden bol kendini beğenmiş Kudretli Briec ve onun aşık olduğu kızla olan maceralarını okuyoruz. Bierc'i ilk kitapta biraz görmüştük ve ben çok güleceğimi tahmin etmiştim. İlk kitaptan farklı olarak sadece ejderha ve onun aşkı hakkındaki olayları görmüyoruz. Bu kitapta diğer kardeşleri de bol bol görüyoruz bu kitabın daha da eğlenceli olmasını sağlıyor. Her kardeş ayrı bir dünya. Bir olayda her kafadan ayrı bir ses çıkıyor ve birde üzerine ejderhaların yabaniliği eklendiğinden tadından yenmez bir kitap oluyor. Kitabın sonunda kardeşlerin ortanca(ve en sapık ) olanı Gwenvael hakkında olacak 3. kitaptan kısa bir bölüm vardı. Bu beni çok heyecanlandırdı. Üçüncü kitabı okumak için sabırsızlanıyorum ! Uzun lafın kısası bu seri favori serilerimden biri oldu bile. Üçüncü kitabını sabırsızlıkla bekleyeceğim :)