yorum: https://illekitap.blogspot.com/2021/10/winter-renshaw-umursamaz-amato.html "Sakın onu yapma," dedi Dante. "Sakın patronunun babasıyla randevuya çıkma." "Neden olmasın?" "Çünkü benimle çıkıyorsun?" "Seninle çıkmıyorum. Seninle bir randevuya çıkacağım. Arada fark var." "Yani piyasada dolaşmak istediğini mi söylüyorsun?" Soluğunu telefona vermişti. "Görüyor musun, bu benim için büyük bir sorun olacak çünkü paylaşmakta asla iyi değilimdir." "Benimle çıkmana izin verdiğimde kendimi piyasadan çekeceğimin farkında değildim." "Henüz piyasadan kendini çekmiş değilsin," diye yanıtladı Dante ve ekledi. "Fakat olacaksın. Çok yakında." "Sana hiç kimse deli olduğunu söylemiş miydi? Gerçek klinik bir vaka." "Ben deli değilim," dedi. "Sadece cüretkarım." * * * * * "Sana bir şey söyleyebilir miyim?" diye sordum. Tavana bakıyordum. Başıyla onayladı ve derin bir soluk alıp bekledi. "Seni ilk gördüğümde, Hotel Noir'de, gözlerimi senden bir türlü alamamıştım. Seksi ve kendinden emin bir tavrın vardı. Baştan çıkaran bir gülüşün ve sanki bu dünyaya ait değilmişsin de farklı bir ışıltıya sahipmişsin gibi bir tavrın vardı," deyip devam ettim. "Kesinlikle kendimden geçmiştim ve aşırı derecede uyarılmıştım. Arkadaşın bana yaklaşıp numaranı verdiğinde ise seninle hemen iletişime geçmem gerektiğini hissetmiştim. Bu kesinlikle benim tarzım değildir, Maren. Fakat daha fazla bekleyemezdim. Seni kaybetmeyi göze alamazdım. Şansımı kaybetmek istemiyordum. Seni bir hafta geçtikten sonra aramam çok tuhaf olurdu, bilirsin işte. Seni hemen o anda aramalıydım. Dahası, beni geri çevirdiğinde ise bu tavrın seni daha çok istememe sebep olmuştu." Ona söylemek istediğim bir şey daha vardı, onun bilmesi gerektiğini düşündüğüm bir şey. Ama beklemesi gerekiyordu. Başını kaldırıp bana doğru bednini çevirdi. Ellerini göğsümün üzerine yerleştirdi. "Elde edilmesi imkansızmış gibi görünen kızlardan hoşlanıyorsun, değil mi?" Alt dudağımı ısırıp gülümsedim. "Evet, onlardan hoşlanıyorum." "Peki, pes etmene sebep olan şey neydi? Kısa bir süre öncesine kadar benimle birlikte olmamaya kararlı bir tavır içindeydin." "Beni güldürdün." Başını hafifçe eğip gözlerime baktı. "Daha önce hiçbir erkeğin bana bakmadığı şekilde baktın." * * * * * "Böyle olmaması gerekiyordu, biliyorsun," dedi. "Bu kadar hızlı bir şekilde ilerlememeliydi. Yavaş ve yumuşak gitmeliydi, hızlı ve sert değil." "Onu her kim söylediyse senin gibi birini sevmenin ne demek olduğunu asla bilmiyordu demek ki." Gözlerinde ışıltı belirmiş bakışları benimkilerle buluşmuştu. Omuz silkip dudaklarımı alnının ortasına değdirip badem kokulu şampuanının kokusunu içime çektim. "Her nereye gidersek gidelim, seninle birlikte olduktan sonra hiçbir şey umurumda değil."
yorum için: https://illekitap.blogspot.com/2021/10/winter-renshaw-kalpsiz-amato-kardesler-1.html "O özel insanla tanışmak isterdim, bilirsin işte. Beni çok sevecek birisiyle tanışmayı. Bütünüyle tüketen, bağımlılık yapan, herkesin hakkında konuştuğu o aşkı ben de istiyorum." Günlükte yazan türden bir aşk. "Peki, ya sen?" diye sordum. "Aşık olduğun o kişiyle aranda ne oldu?" Göğsünden hafif bir homurtu yükselmişti. Sanki sorunun cevabını bile düşünmek ona acı veriyordu. Fakat bilmek zorundaydım. Sormam gerekiyordu. "Sadece yürütemedik," dedi Ace. Etrafımda dönüp çenemi göğsüne yerleştirdim. "Ne oldu?" "İki insana birden aşıktı." Daha önce kalbim hiç kırılmamıştı. Nasıl hissettirdiğini ya da bir insanın canını nasıl acıttığını bilemezdim fakat şu an göğsümde bir acı hissediyordum. O kişi Ace'di. Öyle olmalıydı. Kalbi kırık olan Romeo oydu. Kıza kavuşamamıştı. Eğer bu doğruysa o kadını sevdiği gibi kimseyi sevmeyecekti. * * * * * Bana daha önce aşırı seven biri olduğum söylenmişti. Çok derin ve kuvvetli sevdiğim. Kolayca bırakıp vazgeçemediğim. Ve çok uzun bir süreden beri bunun en zayıf noktam olduğuna inanmıştım, bu yüzden de vazgeçmeyi öğrenmiştim. Geri adım atmayı öğrenmiştim ama bir şeyler bana söz konusu Aidy olduğunda bu yaptığımın yanlış olduğunu söylüyordu. Aidy çok narindi. Onun bir kayaya ihtiyacı vardı.
yorum için: https://illekitap.blogspot.com/2021/10/annabel-pitcher-hepsi-benim-sucum.html Bu, ikimizin ortak noktası çünkü. Bunun nasıl bir şey olduğunu biliyorum. Benimki bir kadın değildi ama genç bir erkekti ve ben onu tam olarak üç ay önce öldürdüm. *** Günahları ölçmek mümkün olsaydı, onları un gibi terazinin bir kefesine dökebilseydik, en ağırı hangisi olurdu doğrusu hiç bilmiyorum ama sizinki olacağını sanmıyorum.
yorum için: https://illekitap.blogspot.com/2021/10/elizabeth-hoyt-ruh-esini-buldugunda.html "Amcam zalim biridir, bu konuda sana katılıyorum. Ama anlamıyorum. Sen niçin benimle evlenmek istiyorsun?" Gideon bir konuda haklı çıkmış gibi gülümsedi. Belki de sahiden halı çıkmıştı. "Devasa çeyizini unuttun zannediyordum." "Hayır." Messalina başını iki yana salladı. "Unutmadım. Ama Lucretia'nın çeyizi de aynı. Niçin o değil de ben?" Genç adam egzotik gözlerini ona dikti. "Kardeşinle evlenmemi mi tercih edersin?" "Tabi ki hayır." Dikkatini dağıtmasına müsaade etmemeliydi. Sonunda kadar azimle direnmek istiyorsa tüm dikkatini bu tartışmaya vermeliydi. "Soruma cevap ver lütfen." Gideon birden önünde bitti. Kapkara bakılarını yüzüne dikerken, o kadar yanındaydı ki istese onu öpebilirdi. "Çünkü Messalina, seni istiyorum. Servetini istiyorum. Unvanını istiyorum. Ailenin adının getireceği gücü ve nüfuzu istiyorum. Fakat en çok da..." Kafasını yana eğip elini onun yanağına doğru kaldırdı. Ona dokunmadı ama eli öyle yakındaydı ki parmak uçlarının sıcaklığı bir tehdit gibi hissedilebiliyordu. "Seni istiyorum." *** "On beş yaşına bastığımda bıçağım artık benim bir parçam haline gelmişti. Hiçbir şey düşünmedi, tereddütsüzce saldırmayı öğrenmiştim. Korkumu bir kenara bakıyor, o an sadece rakibimi yenmek için yaşıyordum. O günden sonra hiçbir dövüşte yenilmedim." Messalina'nın parmakları, yanağındaki yara izine değdi. "Sevindim," dedi yumuşacık sesi de. "İyi ki acımasız olmayı öğrenmişsin; bu akşam hayatını kurtardı." "Senin hayatını da," diye mırıldandı Gideon, karısını kulağının narin kıvrımına doğru. Kışkırtıcıydı. Çok kışkırtıcı. Ama şimdilik ulaşılamazdı. "Özellikle senin hayatını." *** "Efendim?" Gideon gözlerini yumup başını iki yana salladı. "Onu kaybettim Keys." "O zaman geri kazanın." Gözlerini açıp adamına bitkin bir bakış attı. "Yapamam. Denedim ama beceremedim." Keys sadece Reggie'yle siyaset tartıştığı zamanlar için sakladığı inatçı ifadeyi takındı. "Pes etmemelisiniz efendim. Böyle bi' konuda olmaz. Kusura bakmayın ama o kadına ihtiyacınız var." Eh, en azından bu doğruydu. "Ama onun bana ihtiyacı yokmuş gibi görünüyor." "Bunu bilemezsiniz," dedi Keys sadakatle. "Siz ona bakmazken hanımefendi hep sizi izliyordu."
Yorum: https://illekitap.blogspot.com/2021/10/cagla-cakr-mavi-dantel.html Başımı kendine doğru çekip kulağıma, "Asla vazgeçme," diye fısıldadı. "Ne olursa olsun evladından vazgeçme. Yoksa yıllar sonra yaşlı bir kadın olduğunda geriye sadece pişmanlıkların kalır." Yanağına bir öpücük kondurup, "Sen merak etme, Adile Teyze," dedim. "Ne kadar sürerse sürsün, oğluma yeniden kavuşacağım." ***** "Sizi dokuz ay karnımda taşıdım," dedi. "Ancak işim bitti mi sandın? Bitmez... Anne olunca anlayacaksın, karnında taşımak ne ki? Asıl zor olan, bir ömür kalbinde taşımak evladını. İster yanında olsun ister uzağında, aldığı her nefesin ağırlığını taşımak omzunda. Korkmak annelik... Hem de ne korkmak! Olur da bir gün o nefeslerden birinin, seninkinden önce kesildiğini hissedersin diye ölesiye korkmak..." ***** "Hepimiz aynı hatayı yapıyoruz, önce babalarımıza, sonra kocalarımıza ve oğullarımıza ama hep bir erkeğin gücüne ve bilgeliğine dayanarak yaşıyoruz. Belki de kendimize yaptığımız en büyük kötülük bu. Ağabeyimin eşi Serpil sürekli, 'Kadınlar kendi gücünün farkına varmalı,' derdi. 'Erkeklerin arkasında ya da önünde değil, onların yanında birlikte yürüdüğümüz gün, dünya bizi yeniden bağrına basacak.' Bak, tek başına kocaman bir şehirde kendi ekmeğini kazanıyorsun. Kimseye minnet duymadan yaşıyorsun. Kendi kendine bakabilmek için kimseye ihtiyacın yok. Öyleyse sevilmek ve mutlu olmak için de olmamalı. Gözlerinin içinde yaşayan o küçük kızı senden başka kimse sevemez zaten çünkü onu görebilen bir tek sensin." ***** Benim kardeşim, bir yaz sonu gecesinde kokuları havaya karışan sardunyalar gibi kokardı. Öyle masum, öyle temiz... Benim kardeşim, yemyeşil gözlerinde göreni mest eden tatlı bir nakış saklardı. Öyle eşsiz, öyle gizemli... Benim kardeşim, yüreğinde babasızlığın ağırlığını, ceplerinde ise umutla beklediği yarınların yazdığı türküleri, hayallerini işlediği şiirleri taşırdı. Öyle cesur, öyle naif... Bu tabut... Yoluna canını serdiği al bayrağa sarılı bu tabut beni kardeşim değildi. Olamazdı... Daha görecek nice baharları olan bir ömrü alıp da şu daracık kutuya sıkıştıramazdınız. Yaşanmamış günlerini, yazılmamış şiirlerini, söylenmemiş türkülerini, hiç gözlerinin içine bakamadığı gelinini, kuramadığı yuvasını, artık asla sahip olamayacağı çocuklarını içine alacak kadar büyük bir tabut yoktu şu dünya da. ***** "Şu dünya da bir gün yüzü göremeyecek miyim? Neden, neden yapıyorlar bana bunca eziyeti? Ben bunları hak edecek ne yaptım?" "Sadece inandın," dedi annem saçlarımı okşayarak. "İyiliğe, vicdana, aşka, insanlara inandın."
yorum için: https://illekitap.blogspot.com/2021/09/lyssa-kay-adams-ask-erkekler-kitap.html "Bak dostum," dedi Malcolm, orman koruma ekibine seçilmesini sağlayacak kadar büyük sakalını devasa eliyle sıvalıyordu. "Erkekler geri zekalıdır. Kadınların esrarengiz olmasından yakınıp duru, ne istediklerini hiç anlamayız. İlişkilerimizi mahvederiz çünkü kendimizi, kadınları çözmenin çok zor olduğuna ikna ederiz. Ama asıl sorun bizde. Bir şeyler hissetmememiz, ağlamamamız, kendimizi ifade etmememiz gerektiğini düşünüyoruz. İlişkilerde duygusal yükün tamamını kadınlara yüklüyor, onlar bize sırtlarını dönünce de ne olup bittiğini anlamıyoruz." Gavin gergin bir nefes verdi. Can evinden vurulmuştu. Herhalde karşıma dikildiğinde sana gülümseyeceğimi ver her şey yolundaymış gibi davranacağımı sanmıştın. Bunu üç yıldır yapıyorum, Gavin. Daha fazla yapamayacağım, kusura bakma. "N-neden bahsettiğinizi hala anlamadım," diye kekeledi. "Aşk romanları genel olarak kadınlar tarafından, kadınlar için yazılır. Kendilerine nasıl davranılmasını istediklerini, hayattan ve ilişkilerden beklentilerini bu romanlarda ifade ederler. Biz de kendimizi daha iyi anlatabilmek ve hayata onların bakış açısından bakabilmek için aşk romanları okuyoruz." * * * * * "Lütfen şunu söylemeyi kes," diye fısıldadı sonunda, acı dolu bir sesle. "Neyi? Seni sevdiğimi mi?" Karısını başını sessizce sallamıştı ama bu Gavin'e bir çığlık gibi geldi. Geriye doğru dengesiz bir adım attı. "Neden?" "Bu kelimelere artık inanmıyorum." Gavin nefes alamıyordu. Ömrü boyunca pek çok şeyi kaybetmişti. Hayatını değiştiren kayıplar, bugün bile içini yakan aşağılanmalar yaşamıştı. Ama bu... Bu hiç bilmediği, hiç tatmadığı bir yıkımdı. Lord Benedict konuşacaksa asıl şu an konuşmalıydı. Ama kafasında duyduğu tek ses bir kadına aitti. Keşke aşk yeterli olsaydı. * * * * * Kızlarının başlaır üzerinden birbirlerine baktıklarında kocasının gözlerinde gördüğü şey, boğazında bir yumru oluşmasına ve kalp atışlarının hızlanmasına yol açtı. Dünya tekrar dengesine kavuşmuştu.
4,5 stars yorum için: https://illekitap.blogspot.com/2021/09/jewel-e-ann-kalbim-sana-ait.html "Bana kalbini açacak mısın?" Elleri sutyenimin kopçalarına doğru hareket ederken bakışları üzerimdeydi. "Evet." "Güzel." Alnını öptükten sonra burnundan elmacıkkemiklerine doğru öperek yol aldım. "Çünkü seni o kadar seveceğim ki zamanın bir önemi kalmayacak." Sutyenimi çıkarırken dudağının bir kenarını öptüm. "Mesafelerin önemi kalmayacak." Dudağının diğer kenarını öptüm. "Her nefes aldığında sadece," dudaklarının üzerinde duraksadım, "sana olan aşkımı hissedeceksin." * * * * * "Bu işin yürümesi için yeri göğü oynattıktan sonra düşük yaptığın için her şeyi bir kenara atmayacağım. Benim için bu iş artık çocukla alakalı olmaktan çıktı." İçimdeki duygular ayağa kalktı. Bu hayatı istiyorum. "Benim için yeri göğü yerinde oynatır mısın?" Burnundan alaycı bir ses çıkardı. "Buna inanmak çok mu zor?" Evet. Erkekler beni onlar için uygun olduğunda severlerdi. Hayat güzel olduğunda. İki ele sahipken. Bizim açımızdan uygun olan bir şey yoktu. Harry bunu öğrendiğinde hayat o kadar güzel hissettirmeyebilirdi. Flint ellerini kaybetmemişti ama çok daha büyük bir şeyi, birini kaybetmişti. Ama benim için buradaydı. "Yap," diye fısıldadım. "Yeri göğü yerinden oynat."