http://illekitap.blogspot.com.tr/2015/05/busra-kucuk-kotu-cocuk-kotu-cocuk-1.html Gençlerin çığlık çığlığa aldığı, satış rekorları kıran, okurların saatlerce imza sıralarında beklemesine neden olan kitap Kötü Çocuk yorumu ile karşınızdayım. Öncelikle kısaca bahsetmek istiyorum ki, Kötü Çocuk, Büşra Küçük'ün Wattpad'de yayınladığı bir hikaye serisiydi. Ephesus Yayınları ile anlaşmalarından sonra serinin ilk kitabı Kötü Çocuk 1 basıldı ve şimdi kitap halinde birçok okurun kitaplığında yer alıyor. Wattpad'de de oldukça okunma oranı olan kitabın, şimdi de oldukça yüksek okunma oranı var. Kötü Çocuk, 4 kitaptan oluşuyor, wattpadden edindiğim bilgiye göre ve merak edenler yazarın orada başka hikayeleri de bulunmakta, isteyen bir göz atabilir. Büşra Küçük kaleminden okuduğum ilk hikayeydi, Kötü Çocuk. Kendisini ben wattpadde okumadım ve bildiğiniz üzere CNR'da da kitabı aldım ve anca okumaya fırsat buldum. Tabi ki beğendiğim yerler kadar beğenmediğim yerlerde var ama yine de yazarın kendisini tebrik etmek gerek, ciddi anlamda büyük bir başarı yakaladı. Kısaca kitabın konusundan bahsetmek gerekirse, 17 yaşındaki Kayla yıllar sonra hiç tanımadığı babasının yanında yaşamaya başlar. Annesinin yanındaki düzenli hayatından çıkmış olmanın ve babasını yıllarca tanımamış görmemiş olmanın verdiği psikoloji ile okulun kötü çocuğu, Meriç ile takılıp babasından intikam almak ister. Ama işler tahmin edeceğiniz üzere Kayla'nın planladığı gibi gitmez. Okulun bursluları grubunda yer alan Meriç, zor da olsa Kayla ile olan arkadaşlığı kabul edip onu kendi çevresine sokmaya başladığında Meriç'in karanlığı Kayla'yı da sarmaya başlar ve bu durum beraberinde belaları da getirir. Meriç'in sakladığı sırlar, gizemli kişiliği , umursamaz tavırları, emir verici tutumları ve kötü çocuk edaları ile dikkat çekerken Kayla bütün saflığı, temizliği ve masumluğu ile Meriç'in çevresindeki tek iyi şey olarak parıldamaktadır. İyice Meriç'in karanlığında yer edinen Kayla'nın hayatını ve Meriç'le ilişkisini konu alıyor. Yukarıda dediğim gibi beğendiğim yerler kadar beğenmediğim yerler de var... önce size beğenmediğim yerleri söylemek istiyorum. Kitaptaki gençlerin yaş ortalaması 17-18 ve yaşanan hayatlar, ülkemiz gençleri baz alındığında pek de yaşlarına göre değildi. Sigara tiryakiliğine girmiyorum çünkü artık sigara içme yaş oranı oldukça düştüğü göz önüne alınırsa Meriç'in sigara içmesi pek de göze batan bir detay değildi ama... Kayla ve Meriç arasındaki yakınlaşmalar... ikisi arasındaki olaylar... pek de 17-18 yaşındaki gençlerin yapacağı şeyler değildi. Daha çok yetişkin insanların yapacağı şeylerdi. Bazen bazı konuşmalarda Avrupai bir hava sezinledim, yabancı yazarların kurgularındaki gençlerin yaşam tarzları, okullarındaki hayatlar gibiydi. Öpüşme muhabbetleri, tek gecelik kızlar... bunlar bana dediğim gibi Avrupai bir yazım tarzını anımsattı. Bazen tam yaşlarının gerektirdiği ergenliği çocukluğu yaparlarken bazen tam da bir yetişkinin yapacağı şeyleri yapmaları biraz garip hissettirdi okurken. Bir de bu kitabı alan okurların yaş ortalaması düşünülünce... bu olaylar onların yaşları için uygun değil gibi geldi. Ahh, özellikle demek istiyorum... ne olursa olsun hangi kız babası Vural Bey'in yaptığını yapar söyler misiniz? Ülkemizde hangi kız babası, kızının bir erkekle geceyi geçirmesine izin verir. Aralarında hiçbir şey olmayacağının garantisini alsa bile... bunu özellikle demek istedim çünkü bu kısmı okurken yok artık dedim yani... :) Eleştirebileceğim tek şey buydu onun haricindeki kurgu bütünlüğünü sevdim. Olay döngüsü, şaşırtıcı ve sürpriz olan sırlar... beklenmedik detaylar ve konuşmalar iyiydi. Evet, Meriç'in sakladığı bazı sırları tahmin ettim Kayla ile olan alışveriş macerasından sonra ama onu için içine katmazsak Meriç'in sırları kitaptaki en güzel detaylardı. Kitaba açıkçası baya bir ön yargıyla başladım, hani bu kadar ergenin okuduğu bir kitabı 27 yaşında olan ben beğenebilir miyim diye ama fena değildi. Beğendim. Devam kitaplarında neler yazılmış olabilir merakı var içimde, çıktıklarında da okuyacağımdan emin olabilirsiniz. Kurgunun akıcılığı ve yazarın sıkmadan olayları anlatan dilini sevdim. Her yaş ortalamasından birinin okuyabileceği bir kitap :) belki yetişkin okur kitlesini memnun etmeyebilir. Ama genç kızların seveceği bir kitap :) Alıntılar için: http://illekitap.blogspot.com.tr/2015/05/busra-kucuk-kotu-cocuk-kotu-cocuk-1.html
http://illekitap.blogspot.com.tr/2015/05/amy-engel-kurucunun-kz.html Yabancı Yayınları'ndan çıkan distopya türündeki Kurucunun Kızı, ciltli bir şekilde raflarda sizi bekliyor ve yorumlarıma güveniyorsanız bu kitabı kesinlikle kaçırmayın derim! Normalde distopya okuyan bir okur değilim, ki zaten bu türü de yeni yeni keşfediyorum ve okuduğum birkaç tane kitap vardır bu türe ait. Şunu samimiyetle söyleyebilirim ki aralarındaki en iyisiydi. Hani bu kitapla bu türe bayıldım diyebilirim. "The Bookof Ivy" serisinin ilk kitabı olan Kurucunun Kızı, henüz 16 yaşında evlenmek zorunda bırakılan gençlerden biri. Diğerlerinden farklı olmasının tek sebebi bir Westfall olması yani kurucunun kızı olması. Diğer gençler gibi uygun olan eş, 18 yaşındaki Bishop'la evlenip, kocasını mutlu etmeye çalışıp, çocuklarını doğuracak ve normal bir eş olmayacaktı. Ailesi, başkanı devirmek için Ivy'e bir görev verdiler. Bu görev, kocasını yani başkanın oğlunu yani Bishop'u öldürmesiydi. Ancak Bishop'la evlenen Ivy, evlikleri boyunca öğrendiği en acımasız gerçek Bishop'un tahmin ettiği gibi biri olmaması ve ona aşık olmasıydı! İşler bu kısımda karmaşık bir hal almaya başladı ve Ivy bir seçim yapmak zorunda kaldı. Bu seçim ya Bishop'u öldürmek olacaktı ya da kendi sonunu hazırlayacaktı. Seçim mi ne oldu? Merak eden kitabı okusun ;) Kitapta, Ivy ve Bishop'un karakterlerini, hayatlarını, nasıl bir dünyada yaşadıklarını ve neleri savunduklarını okuyoruz... ve iki gencin arasındaki duyguları... Tabi bunun yanında Ivy'nin kendi iç dünyasındaki savaşa da tanık oluyoruz. Bütün olayların arasında işlenen ufaktan filizlenen aşk ise tam benlikti. Karakterlerin yaşlarının küçük olması ve evlilik muhabbetinin dönmesi sizi tereddüte ve yanılgıya düşürmesin. Kitabın kurgusundaki detaylar bu yaş ortalamasını gerektiriyor diye de not düşmek istiyorum ;) Özellikle sonu... bu kitap böyle bitmemeliydi. Hele ki 2.kitap henüz yurt dışında bile yayınlanmamışken. Evet, doğru okudunuz 2. kitap Kasım 2015'te yayınlanacak ve sabırsız bir şekilde bekleyişte olacağız. Bir günde okunacak, akıcı bir şekilde kurgulanmış, sonunda ne olacağının merakı içerisinde sayfaları çevireceğiniz bir kitap. Distopya türünü seviyorsanız zaten kaçırmayıp okursunuz, ama bu tür ile henüz tanışmadıysanız bence bu kitap sayesinde tanışabilirsiniz.
http://illekitap.blogspot.com.tr/2015/05/nazmiye-sumer-hic-hesapta-yoktun-sen.html Bir Türk yazar ve yeni bir tat... ama asıl önemlisi de güzel yurdumun Karadeniz kıyılarından güzel bir aşkı tanık oluyor olmamız... Size kısa ve öz bir yorum yapmak gerekirse, eğer her Karadeniz erkeği Nadir gibiyse ben bir Karadenizli istiyorum der yorumumu bitiririm ama biliyorum ki on onu da bir değil bize Nadir gibi de denk gelmez o yüzden en iyisi ben uzun uzun yorum yapayım :) Nazmiye Sümer'in yayınlanan ilk kitabı ve aynı zamanda Mendirek Yayınların'nın da yayınlanan ikinci kitabı. Yayınevi müthiş bir cevher bulmuş bence kaçırmasın :) Nazmiye Hanım'ın dilini, kalemini ve ince ince detayları işlemesini çok sevdim. Kitabın konusuna da azıcık değişmek istiyorum; Şahsenem çalışıp kendi ayakları üzerinde durmak isteyen üniversiteyi bitirmiş,annesini küçük yaşlarda kaybetmiş bir genç kız. Bir gün uzaktan akrabası olan Fatime halası, Şahsenem'in oğluyla tanışmasını ve onunla evlenmesini ister. En azından bir tanışıp kabul ederse evlenmesini ister. Şahsenem evlenmeyi düşünmediğinden dolayı bu durumu yadırgamasına rağmen sesini çıkaramaz derken Fatime halasının oğlu Nadir ile tanışır. Nadir ile aralarındaki çekime karşı koyamayan Şahsenem farkında olmadan genç adama aşık olur derken evlenen genç çift mutlu sona o kadar kolay ulaşamazlar. Önlerinde oldukça büyük bir engel vardı ve bu engel onların mutluluğunu bozman için elinden geleni ardına koymayacaktır. Şahsenem ve Nadir arasındaki diyaloglar, olaylar ve gelişmeler benim en zevkle okuduğum satırlardı. Tabi bilmediğim Karadeniz kültürü, bize tanıdık gelen ve bizlerin de uyguladığı bazı adetleri okumak da ayrı bir keyifliydi. Çoğu kitaplarda bu detaylar atlanır ya da anlatılmaz ama bu kitapta onları okumak güzeldi :) Çay toplamaya dair ve o konudaki detayların anlatılması ilgilenmeyen biri için veya ben zaten biliyorum diyen biri için sıkıcı gelebilir (ben o sayfaları okumaktan keyif aldım, bilmediğim bir şeydi öğrendim ;)) ama sabreder okursanız sonrasındaki sizi güzel bir aşk hikayesinin beklediğini görürsünüz. Özellikle söylemek istediğim bir şeyler var. Şahsenem'in okurken ne kadar zeki bir kız olduğunu öğrendik ama Türkan ve Zühal'in oyununa gelmesi beni sinir etti. Nasıl da boş bulunup buna inanır ve Nadir'i zor durumda bırakırsın dedim. Öyle aman aman bir zor durum değildi ama adam evlendiği gece karısına dokunmadı. Düşünsenize...sevdiğiniz kadın karınız ve gerdek gecenizi kardeş kardeş yatarak geçirmek zorundasınız. Nadir... adamım iyi sabırlısın vallaha :) Kendimi şu dakika tutuyorum yoksa kitap içeriğine gireceğim. Yukarıdaki paragrafta azıcık ucundan girmişim fark ettim ama silemem içimdekini dışıma vurmam lazım ;) Kitap içeriğine girmemek için yorumumu uzatmadan bitirmek istiyorum. Ama söylemezsem içimde kalacak üç şey var. Birincisi, Türkan'la ilgili terastaki olaylar diyeyim okuyan bilir, o şekilde son bulması bir okur olarak cidden tatmin ediciydi. Bu son olmayaydı, o konuda havada kalırdı bence. İkincisi, Ali Avni ile Asiye arasındaki şok edici konuydu! Cidden beklemiyordum ve o sayfalar beni fena şaşırttı! Ama bunu hak ettiklerini düşünüyorum :) Üçüncüsü ise, sonunda Nadir tarafından anlatılan bölüm... itiraf etmek gerekirse beklemiyordum ama onun duygularını okumak... süper bir durum oldu! Kitabı eleştireceğim bir nokta var... Kitapta gelişen bazı olaylar sonucunda Nadir'in kaçırılma durumu söz konusu. Bu konuda biraz daha detay, biraz daha kurgu bütünlüğü istedim. Aslında olayın kurgusu güzeldi ama bir şeyler havada kaldı gibi geldi. Ya kitabın akışında birden böyle bir olay olmadı ya biraz hızlı gelişmiş olması tam oturmadı kitaba ya da daha fazla o kısmı okumak istedim bilemiyorum ama o kısımlarda bir eksiklik hissettim okurken. Tabi bu benim şahsi görüşüm, okurken siz öyle düşünmeye bilirsiniz. Güzel, zaman zaman eğlenceli, zaman zaman hüzünlendiren, bazen sinirlendiren bazen gülümseten, aile ilişkisi ile içinizi ısıtan, aşk ile kalbinizi pırpır ettiren bir kitap! Ayrıca söylemek istiyorum ki kapak tasarımını da çok beğendim :)
http://illekitap.blogspot.com.tr/2015... "Uçuşta Serisi"nin 3. kitabı Yerde yoğun istek üzerine okundu ve yorumlanıyor :P Hazır 4. kitap Bay Harika'da çıkmışken serinin üçüncü kitabının yorumu gelsin dedim :)) 2. kitabın sonunda James ve Bianca beraber olmaya tekrardan başlayıp, ilişkilerini bir sonraki boyuta taşımışlardı. 3. kitap kaldığı hızla kaldığı yerden devam ediyor tabi ki yine yoğun bir aşk, alev alev yanan tutkuları, eğlenceli arkadaşlıkları ve kocaman bir tehlikeyi okuyoruz. Kitap son derece huzurlu, iki aşığın atışmaları, kavgaları, birbirlerine karşı hisleri ve sahip oldukları karakterlerinin zıtlaşmaları ile eğlenceli ilerliyordu. Özellikle James ve Bianca ilişkisi kadar Stephan ve Javier ilişkilerine de dokunuşları okumak süperdi. Güzel romantik bir şekilde ilerleyen huzurlu ve ateşli bir kitap okuyacağımızı düşünürken birden James'in geçmişi bir tedirginlik yarattı onlar son erdi huzur dolu sayfalar geliyor derken Bianca'nın babası devreye girdi. İşte o kısımda tehlike buram buram hissedilirken soluksuz bir şekilde sayfaları okudum. Nefes kesiciydi o sayfalar. James'in ruh halindeki değişim, Stephan'ın kendi hayatını hiçe sayıp Bianca'yı korumaya çalışması, kaybetmeye yakın olunan sevgi, arkadaşlık bağları... ahhh cidden son sayfalar çok fenaydı. İnsanın içini sıkan sayfalardan sonra yüzünüzde bir seriyi daha mutlu sonla bitirmenin verdiği huzurla son iki bölümü okumak ise paha biçilemez. Son iki bölümde cidden müthişti. Hele ki James... Stephan... Süperdi! :) Normalde Uçuşta Serisi 3 kitaptan oluşuyor. Yani 3. kitapta mutlu son ve seri bitti moduna giriliyor ama yazarımız okurlarına bir güzellik yapıp 4. kitap yazmış ve James Cavendish duygularını öğrenmemize olanak sağlamış. İlk üç kitabı Bianca tarafından okurken son kitabı yani Bay Harika'yı James tarafından okuyacağız. Bir şey itiraf edeyim mi? James'in hisleri cidden çok merak ediyorum :) Ben bu seriyi çok beğendim. Evet erotik bir seriydi ama aşk çok güzeldi. Okumaktan zevk aldığım serilerden biriydi. Bu yüzden tavsiye ediyorum :)
http://illekitap.blogspot.com.tr/2015/05/olivia-cunning-cifte-vurus-gunahkarlar.html Günahkarlar Turnede Serisinin son kitabı Çifte Vuruş yorumu ile bu okur karşınızda! Cüretkar kapağı ile seksi ve ateşli gitarist Trey Mills'i anlatan kitap, sadece görünüş ile değil konusu ile de fazlasıyla ateşli! Cidden de öyle... ateşli... hem de alev alev yanan cinsinden... Brian, Sed, Jace ve Eric'in romantik ve ateşli hikayelerinden sonra ateşli kısmı fazla ateşli romantik kısmı çok daha az romantik geldi. Evet Trey'in ateşli kişiliğinin kitabıydı ama en azından biraz daha romantizm olabilirdi. Gerçi biseksüel bir adam ne kadar romantik olabilir o kısmı bilemiyorum ama... Bu kitaba dair nasıl bir yorum yapsam gerçekten bilmiyorum. Sanırım diğer kitaplarda tanıdığımız ya da üstü kapalı tanıdığımız Trey, öyle kalsaydı daha iyiydi. Bu kitap bana... yalnız bunu ben söylüyorum... bilirsiniz ki ben rahatsız olmam erotik kitaplar okumaktan ama ben bile bu kitaptaki erotizmden rahatsız oldum. Aslında rahatsız olma sebebim tamamen Trey'in kendi cinsine karşı hissettiği cinsel çekimdi. O kısımları okumak beni rahatsız etti. Yoksa Trey ve Reagan'ın ilişkilerinden rahatsız olmadım. Ahh hadi ama... düşünsenize erkek erkeğe... tamam neyse... sustum! :( Trey haricinde diğer grup üyelerini okumak harikaydı. Nişanlısından uzak bir adet Sed... karısıyla beraber değişik fantazilerin adamı Eric, utangaç, sevimli Jace ve yeni baba aile adam Brain... süperlerdi!! :) Hep kıyaslama yapmışım okurken şimdi yorumu yazarken fark ediyorum. Diğer kitapların yanında bu kitap müzik bakımından daha yavandı sanki. Diğer kitaplarda konser sahnelerini soluksuz okur, kendimi bir rock konserinde hissederdim ama bu kitapta o kısımlar nedense bana yetersiz geldi. Kitap tamamen Trey ve onun aşk üçgeni arasındaydı ve üçlü olayındaydı! Gerçi başlarda Trey'in bir kadınla ciddi ilişki modu ve o sayfalar güzeldi ama... işte sonu olmadı be! Neyse çok uzatmayacağım... diğer kitaplara göre bir tık daha aşağıda kalan bir kitap oldu! Trey Mills'ten beklentim bu değildi gerçi ne beklediğimi de bilmiyorum ya orası da ayrı bir sorun... öyle işte. Eğer +18 iseniz... hatta +20 olsanız daha iyi... erotik kitapları okumaktan hoşlanıyorsanız bu seriyi tavsiye ederim. Yok erotik kitaplar benim kulvarım değil diyorsanız bu seriden uzak durun sizi yakar ;)
http://illekitap.blogspot.com.tr/2015/04/natasha-boyd-sonsuza-kadar-eversea-2.html Eversea tufanı dur durak bilmeden devam ediyorrr :)) Aşka Var mısın kitabıyla tanıdığımız Jack Eversea ve Keri Ann Butler'ın aşkı Sonsuza Kadar kitabıyla devam ediyor. Okuyan biliyordur ilk kitap yarım bitiyordu ve ikincisi de kaldığı yerden devam ediyor. Yanı aşk, aynı sevgi, aynı dünya, aynı kasaba ve aynı Jack :) İlk kitabın tekrardan özetini geçmeyeceğim merak edenler için aşağıda kitabın linki var :) İkinci kitapta ise, Jack, uyması gereken sözleşme bittikten sonra Keri Ann'in yanına geri dönüyor ve kalbini kırdığı ve terk etmek zorunda kaldığı Keri Ann'in kalbini tekrardan kazanmak için çabalıyor. Sonrasında tabi ki aşk kazanıyor :) Kitapta güzel yanlardan biri, ilk kitap gibi sadece Keri Ann tarafından yazılmamıştı. Jack'in duygularını, neler yaşadığını öğreneceğimiz bölümler vardı. Onun tarafından anlatılan bölümler... Dolayısıyla Keri Ann'in neler yaşadığını aşkını okuduktan sonra Jack'in duygularından şüphe edenler bu kitapta Jack'in duygularını okuyup onun da aslında nasıl güçlü bir aşk beslediğini görebilirler. Her aşk romanı gibi tabi mutlu son garantisi var ve Keri Ann'in bütün korkularına rağmen Jack ile beraber olabilmelerini okumak çok güzeldi. Benim severek ve zevk alarak okuduğum bir kitap serisi Eversea ve yazarın bu seriyle ilgili bir novellası var dilerim onu da çıkarırlar :)
http://illekitap.blogspot.com.tr/2015/04/paula-weston-golgeler-rephaim-1.html Veee paranormal romance severler için tam türüne yakışır bir kitap Gölgeler!!! Normalde bu türü pek okumayan ben, kısa zamanda paranormal romance severi olur çıkarım yani o kadar beğendim kitabı :) 4 kitaptan oluşan The Rephaim serisinin ilk kitabı olan Gölgeler, yukarıda söylediğim gibi paranormal romance türünde, meleklerin, nefillerin, iblislerin olduğu heyecanlı ve akıcı bir kitap. Yazarın kurgu dilini beğendim, heyecan ve adrenalin yüklü olduğu bir gerçek, merakla okunacak ve sonrasında seni neyin beklediğini bilmediğin bir şekilde ilerleyecek bir kitap olması Gölgeler'i heyecanla okunur hale getiriyor. Kısaca konusunu anlatmak gerekirse; Gaby, erkek kardeşi Jude ile geçirdiği kazadan sonra hayatına bir şekilde devam etmeye çalışan ve ara ara hatırlamadığı anılarla beraber kendini monoton hayatına kaptırmaya çalışan bir kız. Bir gün Rafa adında bir adamla tanışıyor. İşte o andan sonra aslında bildiği hayat baştan sona yalanlarla dolu olduğu öğreniyor. Kendisinin aslında bambaşka biri olduğunu, kişiliğinin, özelliklerinin, yeteneğinin neler olduğunu öğrenmeye başlıyor... ama daha da önemlisi ne olduğunu öğreniyor! Bunu kabullenme aşamasını, bu aşamada peşinde olanları, kardeşinin ölümünün bir kaza mı yoksa ardında başka şeyler mi var? Tüm bu soruların yanıtlarını öğrenmeye çabalarken peşinden gelenler, onu isteyenlerle başı derde giriyor. Kime güveneceğini ve neye karşı savaşacağını öğrenmeye başlıyor! Serinin ilk kitabı olmasına rağmen oldukça heyecanlı ve adrenalin doluydu! Ağır bir giriş kitabı değil, oldukça hareketli bir giriş kitabı olmuştu ve bu da benim için bulunmaz hint kumaşı gibi bir şey oldu! Sıkıcı giriş kitaplarından pek hoşlanmam :) ama bunu ve hızını sevdim! Dediğim gibi bu türü pek okumam, ama okuduğum kitaplarda da beklentimi karşılayan kurguları ve olayları görmek beni bir sonraki kitap için heyecanlandırır. Gölgeler'de beni heyecanlandıranlardan oldu! İkinciyi hevesle beklediğim bir gerçek! Paranormal severler, fantastik severler ve farklı türlerde yeni tatlar arayanlara tavsiye ederim. Beğenirsiniz bence ;)