Rusya beyazlığına boğulmuş sürükleyici bir roman. Kovalamacanın peşine takılmadan edemiyorsunuz. İlgimi çeken konulara sahip olduğundan, tabirimle, su gibi akıp gitti.
Okurken biraz zorlasa da hikayeler güzel, anlamlı, betimlemeler çok yerinde.
Başları çok güzel, ama ilerledikçe kitabın sizi nereye çağırdığını anlıyorsunuz ve bir süreden sonra kitabın gidişatı çizgisinden çıkıyor.
Okuduğumda, "hep aşk romanları yazmalı BU..." demiştim. Kapılıp gidilesi bir Buket Uzuner romanı yine ve yine.
Sonunda nereden geldiğinizi şaşırıyorsunuz bir kere. "Hı?" diye kalıyorsunuz. Anlamıyorsunuz ve muhtemelen anlamayacaksınız da. Yine çok bizden, içimizden bir roman BU. Severek okudum. Yalnızca, Kumral Ada Mavi Tuna ile kıyaslanıyor bir kere..