Saray uyur, burnu uyur, şehir uyur, martılar uyumaz.Bir de karşı apartmanı arka pencerelerinde biri.O ışık bana iyi gelirdi.Nedenini bilmezdim.
Kimiz biz aslında?çoğunluk mu?Yanıt bu mu?Çoğunluk daima kutsaldır, değil mi?Daima, daima.Kısacık, önemsiz bir an için bile haksız değildir, öyle mi?On milyon yılda bile bir kez olsun yanılmaz mı?Düşündü:Nedir bu çoğunluk ve kimlerden oluşur?Ne düşünür, nasıl böyle olmuştur, hiç değişir mi ve ben nasıl oldu da bu ahlaksız çoğunluğa dahil oldum? Ve ay hala ışıldıyor, sayfa 129
"Ayrıca mahkum öyle köpek gibi itaatkar görünüyordu ki, sanki bayırlarda dolaşsın diye serbest bırakılsa idam başlarken geri dönmesi için ıslık çalmak yeterli olacaktı."