FatosCetiner, 536 adet değerlendirme yapmış.  (11/77)
Yeşil Deniz Kabuğu
Yeşil Deniz Kabuğu

10

Kitabın arka sayfalarından birinde bir yorum var; "Klasik bir Sarah Jio değil, bir Sarah Jio klasiği." Gerçekten de öyle. Bugüne kadar Türkçe'ye çevrilmiş her kitabını okudum ve artık üçüncüden sonra biraz sıkılmaya başlamıştım. Tarzını biraz değiştirse diye düşünüyordum. Kendi yazdıklarından sıkılmıyor mu, hep aynı kalıp diye eleştiriyordum ama bu kitabı beni çok etkiledi. Evet, tüm kitapları oldukça etkileyici ve bende hepsini çok sevdim ama bu kitap en sevdiğim olmayı başaracak kadar harika bir kitap. Kısa ve sade bir anlatımı var. Zaten yazarın dili oldukça akıcı ve okunması kolay. Kitabı elinize aldınız mı bitirmeden duramazsınız. Kitap içerik olarak da çok iyi, karakterleri, özellikle Cade'yi sevmemek elde değil. Kitabın sonunda öyle bir şey oldu ki, hem hiç beklemediğim bir şeydi hem de boğazımı düğüm düğüm edecek bir şeydi. Bu kitabı asla unutmayacağım sanırım. Alıtılar; "Gözlerimi sımsıkı kapatıp tekrar açtım. Yüzeye çıkmak isteyen bir anıyı kafamdan atmak istediğim zaman böyle yapardım." SF/14 "Camdan baktığımda yağmur damlalarının dışarıdaki ışıkları mücevherlere benzettiğini fark ettim." SF/14 Kaybolmuştu ve ben artık onun yolunu aydınlatamıyordum. Artık onun haritası olamazdım. Kendi pusulasını bulması gerekiyordu. SF/225

Kargaların Ziyafeti (Buz ve Ateşin Şarkısı, #4, Kısım 2)
Kargaların Ziyafeti (Buz ve Ateşin Şarkısı, #4, Kısım 2)

10

Seri giderek daha ilginç bir hale geldi. Okumak zor gibi gelse de bölümler hızla akıyor. Nasıl bittiğini anlamadan bu kitap da bitti. Bu seride çoğunlukla hep aynı kişilerden bahsediyor ama bugüne kadar akıllarda oluşan soru işaretlerine ufak da olsa cevap vermeye başlamış yazar. Ayrıca bu cevapsız sorularımızın kısa zaman içinde daha tatmin edici birer cevaba kavuşacağının sinyalini bize vermeye başladı. Bu da bende hemen bir sonraki kitaba başlama hevesi uyandırdı. Ben severek takip ediyorum. Mutlaka okunması gereken bir seri. Alıntılar; Kelimeler rüzgardır, dedi Brienne kendine. Seni incitemezler. Bırak üstünden akıp gitsinler. SF/31 Erkekler gelir ve gider. Yalan söylerler, ölürler ya da seni terk ederler. SF/352

Ev Yapımı Sihirli Değnek
Ev Yapımı Sihirli Değnek

10

Bir arkadaşımın tavsiyesiyle alıp, ön yargılarımla okumaya başladığım bu kitap beni oldukça şaşırttı. Bu kadar beğeneceğimi düşünmemiştim. Deneme tarzında yazılmış ve yazar konuları incelikle seçmiş, geçişleri çok iyi bir şekilde kaleme almış. Aslında anlatılan konular bilmediğimiz şeyler değil ama daha çok farkında olmamız gereken şeyler. İnsanın düşünmesine, hatta bir çoğunu hayatına katma isteğine neden oluyor.

Kağıttan Kalpler
Kağıttan Kalpler

10

Kitabın arka kapak yazısı beni kendine o kadar çekti ki, ben bunu mutlaka okumalıyım diyerek ilk defa bir arkadaşımdan kitap ödünç alıp okudum. Birkaç satır da kendimden o kadar şey buldum ki, tüm kitabın ne kadar şey ifade edeceğini düşünerek sabırsızlıkla okuduğumu dile getirebilirim. İlk başlarda oldukça romantik olan bu kasaba ve insanlarının beni bunaltacağını düşünmüşsem de, kısa sürede bende kendimi onlara kaptırmaktan, o büyülü havanın içimde yarattığı umuda tutunmaktan kendimi alamadım. Abigail kendime çok benzettiğim bir karakter. Her yönüyle... Hayatta elinde olanlar ve hayalleri arasında sıkışmış, acabaları ve keşkeleriyle, ne istediğinden bir o kadar emin gözükebilen ama bir o kadar da cesaretten yoksun... Onu sevdim. Düşünceleri benim düşüncelerime oldukça yakın. Ayrıca yaşadıkları da... Sıkılmadan kendinizi süzgeçten geçirebileceğiniz, ayrıca eğlenerek okuyabileceğiniz bir kitap. Yalnızca çeviri konusunda ufak bir eleştiri yapmak istiyorum. Genelde oldukça iyi gibi gözüküyor. Kolay okunuyor ve hata yok denebilecek kadar az ama Arkadya Yayınlarının üst üste okuduğum birkaç kitabında Türkçe'ye çevrilirken araya şive katıldığını fark ettim. Bu dikkatsizliği bir an önce gidermelerini dilerim. Okurken, ağızda iyi bir tat bırakmayan ilaç gibi hissettiriyor. Kalbime dokunan bir kaç alıntı; Dışlanmış. Hiç bir yere ait olmayan. Bu his çok tanıdık geliyordu. SF/71 Kahverengi gözleri ışıl ışık parlıyordu. Tıpkı hayallerinin gerçekleşmemesini ne demek olduğunu bilmeyen biri gibi. SF/105 Dua etmek istemiyordu. Tanrı tüm bu yaşananları önceden engelleyebilirdi ama engellememişti. Şimdi ona dua etmenin ne anlamı vardı? SF/116 "Tanrım beni asla terk etmeyeceğini söyledin." Ayet aklından geçti. "Ama nedense tatile çıkmış gibisin." SF/144 Tanrı Abigail'in hiç mutlu olmasını istemiyor olabilir miydi? SF/189 "Aşk gerçekten bir peri masalından ibaret. Aklı başında olan herkes, peri masallarına inanmaması gerektiğini bilir." SF/406

Kır Zincirlerini (MacLeods of Skye Üçlemesi, #3)
Kır Zincirlerini (MacLeods of Skye Üçlemesi, #3)

10

Gerçekten iyiydi. Flora, muhteşem eğlenceli bir karakter. Aynı şekilde Lachlan da aşık olunası. Okurken inanılmaz keyif aldığımı söyleyebilirim. Yine de birkaç eleştiri yapmadan geçemeyeceğim. Yazar kitaplarını hep aynı tarz da yazıyor. Evet, adına her ne kadar seri denilmiş olsa ve bir ailenin etrafında geçse de okurken nelerle karşılaşacağınızı hep biliyorsunuz. Mutlaka dik başlı, inatçı, ne istediğini bilen, karakteri sağlam ama biraz isyankar bir kadın karakter ve dediğim dedik, kendi sözüne itaat edilmesine alışılmış, savaşçı, kadınları ilk başlarda hep kendi çıkarları için kullanan ya da onların söz dinlemek dışında bir his ve duyguları olmadığını zanneden, etrafındaki kadınlar hakkında en doğru ve iyi kararı kendilerinin alabileceğine inanan (yine de mutlaka onlara iyi davranmaya çalışan) ama kadın karakterle karşılaşınca yaşadığı ilk görüşte aşkla zamanla değişen bir erkek karakter. Ve ikisi de mükemmel derecede yakışıklı ya da güzel. Ayrıca mutlaka kitabın bir yerinde bir yanlış anlaşılma oluyor ve karakterler ayrı düşüyor. O yanlış anlaşılma çözülene ve karakterler kavuşana kadar bir çok aptalca olay meydana geliyor. Sanırım bu olmasa da kitapların iyi olduğunu yazara söylemek gerekiyor. Sırf kitabı uzatmak için eklenen bir sahne gibi geliyor bana. Bir de malum konuları sayfalarca anlatıp bu kadar ayrıntılı vermese daha tadında olacağını düşünüyorum. Son olarak bu kadar eleştirdiğim bir kitabı yine de zevkle okuduğumu ve yazarı takip etmeye devam edeceğimi söyleyebilirim.

Hep Seni Aradım
Hep Seni Aradım

10

Kitap bittiğinde yüzünüzde hoş bir gülümseme bırakıyor ama okurken teğet geçen karşılaşmalardan ötürü biraz gerildiğimi söyleyebilirim. Kitabın sonuna kadar mutlu kavuşmanın bir türlü gerçekleşmemesi biraz can sıkıyor. Onun dışında oldukça hareketli, merak uyandırıcı ve okunması kolay bir kitap. Ayrıca düşündürücü. Bu tarz kitaplar yaşadığım hayat, yaptığım seçimler hakkında düşünmeme neden oluyor. Bu yönden biraz rahatsız edici. Çünkü size elinizde binlerce seçenek olduğunu ve sadece siz istediğiniz için şu an ki hayatınızı yaşadığınızı anlamanızı sağlıyor. Bir şeylerden şikayet etmeyi bırakıp, ipleri elinize alabileceğinizi hatırlatıyor.

Rus Cariye
Rus Cariye

10

Bu kitap, Rus devriminden sonra ülkesini zor şartlar altında terk etmek zorunda kalan ve toplama kamplarına düşmekten son anda ama kayıp vermeden kurtulmayı başaramayan bir ailenin Çin'e sığınıp kendi başlarına bir hayat kurma süreçlerini, o hayatı sürdürebilmelerini ve bununla birlikte hem Rusya hem Çin hem de İngiltere kültürlerine göz atma fırsatı sunuyor. Kalın kitapları okumayı seviyorum, çünkü bize ince kitaplara nispeten daha detaycı ve derin bir dünyanın kapılarını aralayıp, karakterleri daha çok benimsememize yardımcı oluyor. Kitabı okurken tek bir kitap olduğunu düşünmüştüm, çünkü yazarın Türkçe'ye çevrilmiş başka bir kitabı yoktu. Ancak kitabın sonlarına doğru hikayenin bazı yerlerde yarım kaldığını fark edince araştırıp, Türkçe'ye çevrilmemiş devam kitabı olduğunu öğrendim. Umarım en kısa zamanda bu çeviri yapılır, çünkü bu kitap o kadar iyi ki devamını mutlaka okumak istiyorum. Kitabın yarısına geldiğimde karakterleri bir türlü sevemediğimden dolayı okumakta zorlandığımı fark ettim ama bu tam da o andan sonra biraz farklılık göstermeye başladı. Kitap o kadar ilginçleşti ki elimden bırakmak mümkün dahi olmadı. İlk başlarda karakterler arasında yeterince duygu barınmadığını ya da yazarın bu duyguları tam hissettiremediğini düşünmüştüm ama kitap bitince bu fikrimin de değişmiş olduğunu fark ettim. Her ne kadar ne zaman olduğunun ayrımına varamasam da. Yazar tüm bu kültür, din, yaşantı birikiminin aktarımı sırasında bize iki kültür arasında yaşanması imkansız gibi gözüken iki aşk hikayesi anlattı. Kitap da hiç beklemediğim şekilde şiddet içeren sahneler olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Gerçekten rahatsız edici ve başıma geldiğini düşünmenin bile acı verici olduğunu söyleyebilirim. Bir ideal peşinde koşan insanların hikayesi. Kitap okumayı gerçekten seven insanlara kesinlikle tavsiye edebileceğim bir kitap. Birkaç Alıntı; "Şiddet çözüm değildir. Bizim geleceğe ait tek umudumuz, bir insanın başka bir ten rengine sahip olmasının ya da başka bir dili konuşmasının, onu bizim düşmanımız yapmayacağını çocuklarımıza öğretebilmek." SF/91 "Bence bu aşk denen şeyin son derece yıkıcı bir tabiatı var. Bir insana, bir ideale ya da bir ülkeye duyulan aşk; hepsi aynı. Bir anda her şeyi yok edip yakıp yıkabiliyor." SF/324 "Ah, çok şanslısın. Annenle evlendiği zaman, şimdiye kadar hayalini kurduğun her şeye sahip olmanı sağlayacak. Bir ev, güzel giysiler, tatiller ve daha birçok şeye kavuşacaksın." Sonra gülerek arkadaşının kaburgalarını hafifçe dürttü. "Tabii tüm bu kavuşacağın şeylerin içinde yeni bir okul forması da var. Kesinlikle yeni bir formaya ihtiyacın var, Lyd." "Bu saydığın şeylere ihtiyacım yok benim," diye karşılık verdi Lydia. "Güce sahip olan insanlar, senin bunlar olmadan mutlu olamayacağını sağlıyor." SF/420 Birine aşık olmak, insanın kalbini dışarıya açarak her türlü tehlikeye karşı savunmasız bırakıyordu; kötü niyetli kargalar, acımasız gagalarıyla onu parçalamaya geldiklerinde yumuşacık ve çaresiz atan bir kalple karşılaşıyorlardı. Aşk, insanı yumuşak karnını açıkta bırakarak sırtüstü uyuyan bir kedi kadar savunmasız bırakıyordu. SF/680 Şimdi artık, hiç kimsenin tek başına hayatta kalmasının mümkün olmadığını gayet iyi anlamıştı. İnsanın hayatına bir şekilde dahil olan herkes, küçük de olsa bir dalga etkisi bırakıyordu. Kişi o anda fark etmese de, bu dalgaların hepsi birbiriyle bağlantılıydı. SF/760