FatosCetiner, 536 adet değerlendirme yapmış.  (8/77)
Çırak
Çırak

10

Harika bir Tess Gerritsen kitabı daha. Her sayfasından inanılmaz keyif aldım. İnanılmaz kolay okunabilen kitaplardan. Yazarın dili gerçekten oldukça yalın ve açıklayıcı. Bazı noktalarda oldukça terimsel bir üslup kullanmış ama başka türlüsü de söz konusu olamazdı. Okuduğumuz kitabı cinayet kitabı diye adlandırıp geçmek bu kitaba haksızlık. Almasını biliyorsak içerisinde birçok ders barındırdığını söyleyebilirim. Ayrıca yazarın karakterin duygu ve düşüncelerini bire bir hissedebilmemiz konusunda oldukça becerikli bir kalemi var. Bunu seviyorum. Alıntı; Bazı insanlar seçimlerini yaparken en iyisini umarlar. Oysa Korsak seçim yaparken en kötüsünden kaçınmaktan başka bir şey istememişti. SF/380

Saklı Ay
Saklı Ay

4

Arka kapak yazısını okuduğumda, "Tam benim zevkime göre bir kitap," demiştim. İkinci Dünya Savaşı sırasında kaybolan kayıp ve değerli mücevheri bulmak için tutulan dedektifler, merak ve heyecan... Zevkle okuyacağımı düşünmüştüm. Ancak kitabın yarısından fazlasını kim kimdir, kim kimin akrabasıdır, bu karakterler geçmişte nerede yaşamıştı, şimdi nerede yaşıyorlar gibi karmaşa içerisinde okudum. İkinci Dünya Savaşı sırasında Çin'in ve olayların bire bir geçtiği Sanghay'ın tarihi konusunda hiç bir fikriniz yoksa ve anlamaya çalışıyorsanız oldukça zorlanacağınızı söyleyebilirim. Yazar ara ara bazı açıklamalar yapıyor ama neyin ne olduğunu kavrama konusunda oldukça yetersiz. Kitabı bitirdikten sonra bu konu hakkında inceleme yapmak ve bulduğum kaynakları uzun uzadıya okumak bilgi dağarcığıma faydalı bilgiler eklediği için yazara artı bir puan ekleyebilirim ama bu da yazarın yazarlığı konusunda eksi olması gereken bir puan aslında. Olayları ve kitabın sonunu hiç bir şekilde tahmin edemedim ama dediğim karmaşalardan ötürü ( yani kimin kim olduğunu anlayamaya çalışmak ve aklıma tutmak ) zaten buna pek de fırsat bulamadım. Yeterli bir kitap değildi bence. Yazarın elinde güzel anlatılabilecek, ilgi çekici bir konu vardı ama bunu iyi kullanamamış. İki detektifin ilişkilerini, çalışma biçimlerini güzel işlemiş ama kitabın başında küs olan ve neden küs oldukları açıklanmayan bu iki dedektif bazı olaylar silsilesi yüzünden tekrar bir araya gelmek zorunda kalıyorlar ama kitabın son sayfasına kadar o sorunun ne olduğunu beklememe rağmen yazar açıklamıyor. Yazım yanlışlarına ise hiç değinmiyorum. Tamamen görmezden geldim, yoksa kitabı hiç bitiremezdim. Tarihi bilgileri önemsemem, benim gözüme batmaz diyorsanız, karakterleri de belli bir yerden sonra kim kimdir çözerim ne olacak diyorsanız okuyun ama bana göre bu kitaba gelene kadar okunacak çok daha güzel kitaplar var.

Kayıp Hayaller Atölyesi
Kayıp Hayaller Atölyesi

4

Büyük umutlarla başladığım ama hüsranla sonuçlanan bir kitap oldu. Yazarın ilk kitabını oldukça başarılı bulmuştum ancak bu kitap için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Keşke ilk kitabının güzelliği ile kalbimizde yer etmeye devam etseydi de bu kitabı yazmasaydı. Bir kere o kadar ayrıntıya yer vermiş ki, bir yerden sonra okurken boğulduğumu hissettim. Kitabı bitirmiş olmama ve sonunu birkaç kez okumama rağmen yazarın bu kitabı hangi amaçla yazdığını anlamlandıramadım. Evet, birçok yan amaç çıkarttım, hatta insan ilişkileri hakkına iyi tespitler yaptığını da düşündüm, kendimden çok şey bulduğum yer de oldu ama kitabı bitirdiğimde yaşayacağımı düşündüğüm o aydınlanma maalesef olmadı. Sadece güzel bir hikaye okudum bile diyemedim. Her şeye rağmen öylesine bir kitap okumak istiyorum derseniz, evet okunabilir ama bu kitaptan hiç bir şey beklememeniz gerekiyor. Ancak o zaman iyiydi diyebilirsiniz ya da ben kitapla ve karakterlerle yeterince empati kuramadığımdan dolayı böyle düşünüyorum. Empati kuramadım çünkü karakterlerin anlamlandıramadığım ve benim düşünce yapıma oldukça ters gelen birçok kararı oldu. Ayrıca yazar kitabın sonlarına doğru, mutlu bir sona bağlamak için biraz romantizm katmak istemiş ama bana göre o romantizm de oldukça yapmacık olmuş. Kısacası benim için boşa zaman kaybı olan bir kitap oldu.

Büyücünün İlk Kuralı - Kısım 1 / Doğruluk Kılıcı Serisi 1
Büyücünün İlk Kuralı - Kısım 1 / Doğruluk Kılıcı Serisi 1

10

Başından sonuna kadar yüreğim ağzımda okudum. Kelimeler gözlerimin önünden gelip geçtiler. Okumadım sanki hepsini yuttum. Bu nasıl bir hayal gücü? Bu nasıl ucu bucağı olmayan bir dünya? Bu seri bilinmeli, bu seri okunmalı. Heyecan bir an bile dinmedi ve bir an bile yazarın tutumunun hoşuma gitmediği yer olmadı. Fantastik dünyalara kapılarını açan herkes bu seriye hayran olur, aşık olur. Mükemmel, mükemmel ötesi hatta.

Koğuş
Koğuş

10

İlk bölümden son bölüme kadar büyük bir merak içerisinde okudum. Uzun zamandır bu kadar harika bir kitap okumamıştım. Konu harika bir biçimde işlenmiş, karakterler, olaylar, açıklamalar mükemmele yakın bir şekilde yazılmış ve açıklanmış. Kitabı okurken sık sık acaba güzel bir şekilde bağlayabilecek mi diye kaygı duydum ancak bu kaygım boşunaymış. Çok zekice ve iyi anlatılmış, açıklayıcı bir sonla bitirilen kitap, favorilerim arasında yerini aldı. Psikolojik Gerilim sevenler bu kitabı mutlaka okumalı. Okumaya başladığınızda son bölümü okumadan bırakmak imkansız gibi bir şey. İnanılmaz sürükleyici.

Dürrüşehvar Sultan
Dürrüşehvar Sultan

7

Tarihi, hem araştırma hem de roman olarak okumayı seviyorum. Araştırma olabildiğince gerçek bilgilere, belgelere dayandırılarak yazıldığı için doğrusunu öğrenmek adına, tarihi romanları ise her ne kadar gerçek olaylara dayandırılsa da, o tarihi gerçeklerin içine duygu katılması hayal gücümü beslediği için okuyorum. Bu kitap, Naşide Gökbudak'ın okuduğum üçüncü kitabı. Daha önceden okuduğum iki kitabını da çok başarılı bulmuştum ancak bu kitap için aynısını söyleyemeyeceğim. Daha önceki okuduğum kitaplar da yazar duyguları çok iyi ifade etmiş, insanın yüreğine dokunmasını bilmişti. Ancak Dürrüşehvar Sultan'nın hayat hikayesinde bunu başaramadığını düşünüyorum. Kitabın özellikle yarısından sonrası yazarın, kitabın hazırlık aşamasında aldığı notlar gibi, kısa bilgiler halinde verilmiş. Tüm kitap boyunca kendini tekrar etmiş. Duyguları kelime oyunları ile vermek yerine açık açık yazarak bizi şartlandırmaya çalışmış. Bu kitabın içerisinde sultanın güzelliğini kaç kere vurguladığını saymak bile imkansız. İki sayfada bir vermiş neredeyse. İmla kurallarına çoğu zaman uyulmamış. Konuşma cümlesinin içerisinde tırnak işareti yerleştirilmeden, üçüncü şahıs olarak yazar kendisi anlatmaya devam etmiş. İngilizce başlayan cümleyi, Türkçe devam ettirmiş. Son 100 sayfasını okumak işkence gibiydi. Evet, sultanın öldüğü güne kadar kitabı sürdürmek istemiş, bunu yaparken de yıl yıl önemli gördüğü olaylardan bahsetmek istemiş anlıyorum ama ne gerek vardı dedirtecek şekilde göze batıyordu. Kitabı bu kadar uzatacağına 300-350 sayfalık bir kitap yazsa, duyguya daha çok özen gösterse daha anlamlı bir kitap olabilirdi. Aşk konusunda bile içimin cız etmesini sağlayamadı. Okuduğuma pişman mıyım? Hayır, kesinlikle değilim. Önerir miyim? Küçük ayrıntılara takılan biri değilseniz ya da bu dönem hakkında çok bilginiz yoksa ya da benim gibi tarihi olayları okumayı seviyorsanız okuyun. Farklı bir görüş kazanmanızı sağlayabilecek bir kitap. Yaşanılan hayatlar ibret verici ve düşündürücü. Osmanlı Hanedanının sürgün hayatını ve şartlarını bire bir okumak hem güzel hem de anlamlandırmasını bilene iyi bir hayat dersi.

Geçmişin Gölgesinde Aşk
Geçmişin Gölgesinde Aşk

5

Yazar’ın bu kitabı Aşk Adında Hayat isimli kitabının devamı olarak yazılmış. Bu kitabı bir üçüncüsü izler mi bilmiyorum, henüz Türkçeye çevrilmiş bir kitabı yok; umarım da olmaz. Bu kitabı da neden yazdığını anlamlandırmış değilim. Evet, ilk kitap komik ve eğlenceliydi ama kesinlikle ikinci kitabı aynı tadı vermedi. Hatta nefret ettirdi. Tenny’nin ilk kitaptaki sevimli şapşallığı, bu kitapta yerini antipatikliğe bıraktı. O kadar ki kitabın bir yerinde işler sarpa sarmaya başladığında, “Fazlasıyla hak ettin zaten,” dememe neden oldu. Kitabı bitirmek için benim kadar inat etmezseniz yarım bırakılmaya değen kitaplardan.