periyodik neşriyat, 234 adet değerlendirme yapmış.  (11/34)
Sıradan Kişiler İçin Peri Masalları
Tıkanma
Tıkanma

9

Sık sık tüketim toplumu demeden de üzerine konuşulabilecek bir Palahniuk eseri. Yine şaşırtıcı son. Acayip buluşlar. Ayrıntılı açıklamalar. Mide kaldıran görüntüler. Ölmüş de ağlayanı olmayan karakterler. Tasarruflu ve çok akıcı bir dil. Yinelenen ifadeler. Aforizma bombardımanı. Yüzümüze vura vura eleştirdiği toplumsal kalıplar, özgürlük sanrısı. Bol bol b.k. Sümük. Sperm. Seks. Kusmuk değilse de çiğnenip yutulmamış yiyecekler. Taş. İpe dizili toplar. Bir sürü taş. Taşlama. "Gerçek şu ki, dul bir anne tarafından yetiştirilen her erkek çocuk, evli olarak doğmuş sayılır. Bilmiyorum ama bence annesi ölene dek bir erkeğin hayatındaki diğer kadınların hiçbiri metres olmaktan öteye gidemez." (s. 20) "İlk kez otuzbir çektiğimde, bunu benim keşfettiğimi sanmıştım. Avucumdaki sulu şeye baktım ve bu beni zengin edecek diye geçirdim içimden." (s. 35) "Öyle güzel görünüyor ki kendimi otuz saniye tutabilmek için bile toplu mezarları düşünmem gerekebilir." (s. 97) "Hala elindeki defteri karıştırmakta olan Dr. Paige Marshall 'onu yönetebilmek için onun bu şekilde kalmasını istiyorsun,' der. Bana bakıp 'bana tanrı olmak istiyormuşsun gibi geldi' der." (s. 101) "Seks bittikten sonra iki köpek de kilitlenirler ve belli bir süre boyunca çaresiz ve zavallı bir halde beklemek zorunda kalırlar. Annecik, bu senaryonun, çoğu evlilik için de geçerli olduğunu söyledi." (s. 165) "Maymunun kafesinin önünde annecik elini çantasına soktu ve bir avuç dolusu hap çıkardı, ... Avuç dolusu hapı çubukların arasından içeriye fırlattı, ... Çocuk bu defa fısıldamıyordu ve korkulu gözlerle 'zehir mi?' diye sordu. Annecik güldü. 'Bu da bir fikir,' dedi. 'Ama hayır tatlım, küçük maymunları o kadar da özgürleştirmek istemiyoruz." (s. 165) "... Her önüme gelenle yatmamın sebebini aslında bilmek istemiyorum. Sadece yapıyorum, çünkü kendine iyi bir neden söylediğin anda, onu didiklemeye başlarsın." (s. 207) Not: Bunca kötü şeyi bu kadar zevk alarak okumamız normal mi?

Yaratıcı Yazarlık
Yaratıcı Yazarlık

8

Etkili. Faydalı. Gerçekçi.

Kırmızı Pazartesi
Kırmızı Pazartesi

9

Son yirmi sayfayı, kelimenin gerçek anlamıyla, soluk soluğa okudum. Baştan belli olan bir cinayeti bu kadar heyecanla okuyacağım aklıma gelmezdi. Hiç Marquez okumamışsanız ve merak ediyorsanız çok iyi bir başlangıç kitabı olacaktır. Çevirisi de iyi: Benim okuduğum baskıyı İnci Kut İspanyolca aslından çevirmiş. Bir kaç alıntı: "Aşk da öğrenilir." (s. 37) "Özellikle de işleneceği böylesine açıkça duyurulmuş bir cinayetin hiçbir aksilikle karşılaşmadan gerçekleşmesi yolunda hayatın edebiyatta bile görülmeyen onca rastlantıdan yararlanmış olması ona büyük bir haksızlık gibi görünmüştü." (s. 89) Bir çeviri güzelliği: Özgün metin: "Mi hermana sintió pasar el ángel." Yakın çevirisi: "Kız kardeşim melek geçmiş gibi hissetti." İnci Kut çevirisi: "Kız kardeşim, sanki kız doğmuş gibi bir sessizlik olduğunu hissetmişti." (s. 23) Bence harika bir çeviri tercihi. Çevirideki bir-iki ufak ifade hatası: "Bayardo San Român'ın yalnızca her şeyi yapabilecek, üstelik de çok iyi yapabilecek biri olmakla kalmayıp, aynı zamanda bitmek tükenmez olanaklara da sahip olduğu biçiminde çoktan ortalığa yayılmış olan söylenceye de uyuyordu bu yorum." (s. 30) "Gergef işlemeyi, makineyle dikiş dikmeyi, kukalı dantel örmeyi, çamaşır yıkayıp ütü ütülemeyi, yapma çiçekler, kendi uydurdukları tatlılar yapmayı, aşk pusulaları yazmayı bilirlerdi." (s. 34)

Kahkahalar Ülkesi
Kahkahalar Ülkesi

10

Hayran olduğunuz bir kitap, bir yazar varsa, Kahkahalar Ülkesi'ni okuyun mutlaka. Bu hayranlığı çok güzel tanımlayan bir hikaye anlatıyor çünkü. Yazmanın, en güzel yaratım süreci olduğunu düşünüyorsanız, mutlaka okuyun bu kitabı. Çünkü bu kitap, yazma sanatına harika bir saygı duruşu. Aşkın gerçekçi bir sunumunu görmek istiyorsanız mutlaka edinin bu kitabı: Tutku mu, huzur mu? Çok garip, olağandışı bir kasabada aylar geçirmek isterseniz hiç kaçırmayın bu kitabı. Gülmek istiyorsanız, şaşırmak istiyorsanız kesinlikle geçin bu kitabın başına. Sönmez Güven'in harika çevirisi, Jonathan Carroll'ın müthiş kalemi okunmayı bekliyor. Bal çalalım dimağınıza: İngilizce öğretmeni Thomas Abbey, en sevdiği yazar Marshall France'in biyografisini yazmayı aklına koyar. Bu uğurda, yine Marshall France'e duyduğu hayranlık sayesinde tanıştığı ve çok hoşlandığı kuklacı Saxony Gardner ile Marshall France'in doğduğu kasabaya, Missouri eyaletinde bulunan Galen'a gider. Kasabadan, önceki biyografi yazarlarına gösterilen tepkiye benzer bir tepki göreceğini düşünse de tam tersi olur: Marshall France'in kızı Anna France başta olmak üzere, tüm kasaba ona iyi davranır ve biyografiyi yazması için destek çıkar. Kasabada bir ev tutan çift, bir yandan Marshall France'in hayatına dair detaylara ulaşmaya çalışırken diğer yandan kasabada meydana gelen garip olaylara alışmaya çalışırlar. Tüm garip olaylarıın açıklaması, büyülü bir sonla bize ulaşır, kitabı ağzımız açık kapatırız.

Anlatı Ormanlarında Altı Gezinti
Anlatı Ormanlarında Altı Gezinti

8

Eco'nun, Harvard Üniversitesi'nde verdiği, okurun anlatı karşısındaki konumuna dair yorumlar içeren altı dersten mürekkep dolu kitap. Kısaca "anlatı" diye tanımlanan kurmaca metinlerin okur tarafından nasıl algılandığını derince inceliyor Eco. Bunu da sıkıcı yapmıyor: Bir dedektif romanından da örnek verebiliyor, Finnegans Wake'i de anabiliyor. Tek okuyuşta tükenmeyecek, kurmaca yapıtlara bakışınızı bir hayli değiştirecek bir kitap bu. Mutlaka okunmalı. Harika bir çevirisi var kitabın: Kemal Atakay kolaylıkla karmaşıklaşabilecel bu eseri, kusursuz aktarmış Türkçe'ye. Zihni dert bulmasın.

Veciz Sözler
Veciz Sözler

9

Harika. Neredeyse her sayfası, bir kenara not almak isteyeceğiniz güzel cümlelerle dolu. Lakin kitap, bu cümleleri kenara yazıp birilerine söyleyerek kendinizi var etmeye çabalamanızla dalga geçecek kadar da gerçek. İnsanın var olma mücadelesine dair büyük cümleler kurmuyor, tevazu gösterip dalga geçiyor. Kesinlikle okuyun. Bıçakcı ne yazıyorsa okuyun! (evet ünlem!)