Bir Türk Masalı serisinin ikinci kitabı olan Ali'm bitti ama ben de bittim. "Ali Aral nam-ı diğer Ali'm"
Duygu'nun yorumunda Ali'yi çok sevdiğimi dile getirmiştim zaten ama şu an tekrar söylemek istiyorum. Ah Ali'm ne güzel insansın sen! Tamam öküzlükleri falan da yok değil ama gülü seven dikenine katlanır. Öncelikle dışarıdan bakınca yani Duygu'yu okurken öküz ve esprili tarafını görmüştük Ali'nin ama bu kitapta içini gördük onun. Kimselere kolay kolay göstermediği hatta yeri geldiğinde kendisinden bile sakladığı acılarını... Evet öküzlükleriyle sinir etti, tatlılığıyla güldürdü ama acısıyla da üzdü. Özellikle annesiyle ilgili kısımlar gerçekten çok etkiledi beni. Hani annesinin kapısına kadar gidip karşısına çıkmaya cesaret edememesi falan... Of be Ali'm!
Ay öküzlükleri de fena sinir etti ama. Aslı'ya hak vermeden edemedim yani... Gerçi Aslı da az damarına basmadı kuzumun. Tabi bir de Levent'le olan dostluğu... O ikisi bir araya gelince ne tatlı oluyor öyle. Birbirleriyle uğraşmaları falan resmen sevimlilikten ölecekler! Duygu da birçok şeyi okuduğumuz için bu kitap tekrar gibi olur diye düşünmüştüm ama Işıl abla beni yanılttı. Eğer varsa sizin de öyle korkularınız hiiç merak etmeyin bu kitap bambaşka tabi bir şeyleri anlayabilmeniz için Duygu'yu okumuş olmanız lazım o ayrı.
Bir de keşke Ali'nin Aslı'nın hamile olduğunu öğrendiği kısımları da okuyabilseydik. Neler hissetti Ali'm o an çok merak ediyorum. Onun dışında her şey iyi hoş da bilmiyorum sadece benim kitabımda mı sorun vardı ama yazım hataları çok fazlaydı. @indigokitap'a seslenmek istiyorum buradan lütfen ama bir Ali kolay yetişmiyor. Dikkat edelim bunlara :) Yorumumu Alim'in "Duygu merhametim, annem vicdanım, Aslı aşkımdı." sözüyle bitiriyorum.