“Biliyordum, onu gördüğümde yine bütün kalkanlarım bedenimi saracak ve âşık ruhumu saklayacaktım. Artık hiç değilse kendime dürüst olma vaktiydi. Aslı ruhuma işlemişti işlemesine de ben bunu istiyor muydum? Hoş aklıma, ruhuma girerken bana sorduğu yoktu ama korkuyordum. Hiçbir şeyden korkmadığım kadar korkuyordum.”
Ali Aral, nam-ı diğer Ali’m… Karanlık ve acımasız bir hayatı seçmek zorunda kalan, korkularını ve pişmanlıklarını kör bir cesaretin arkasına saklayan bir adam… Ali'm, yetimliğinin acısını; Duygu’ya can, Bekir’e kan, Sado’ya yıkılmayan duvar olarak unutmuştu. Hercai arzuların efendisiyken, bir gün hayatına gökten zembille inen Aslı’yla tanıştığında hayatındaki en büyük eksikliğin ne olduğunu anladı: Aşk… Fakat hayatındaki eksik şeyi yerine koymak sandığı kadar kolay olmayacaktı.
Ali’m, Aslı için yanmayı ve yakmayı öğrenebilecek miydi? Öksüz ruhuna, kana bulanmış geçmişine aşkı anlatabilecek miydi? Ondan kaçan kadını, onu kendinden bile çok seveceğine inandırabilecek miydi?
Hercai arzuların ebedi aşka dönüştüğü Bir Türk Masalı daha…
“Biliyordum, onu gördüğümde yine bütün kalkanlarım bedenimi saracak ve âşık ruhumu saklayacaktım. Artık hiç değilse kendime dürüst olma vaktiydi. Aslı ruhuma işlemişti işlemesine de ben bunu istiyor muydum? Hoş aklıma, ruhuma girerken bana sorduğu yoktu ama korkuyordum. Hiçbir şeyden korkmadığım kadar korkuyordum.”
Ali Aral, nam-ı diğer Ali’m… Karanlık ve acımasız bir hayatı seçmek zorunda kalan, korkularını ve pişmanlıklarını kör bir cesaretin arkasına saklayan bir adam… Ali'm, yetimliğinin acısını; Duygu’ya can, Bekir’e kan, Sado’ya yıkılmayan duvar olarak unutmuştu. Hercai arzuların efendisiyken, bir gün hayatına gökten zembille inen Aslı’yla tanıştığında hayatındaki en büyük eksikliğin ne olduğunu anladı: Aşk… Fakat hayatındaki eksik şeyi yerine koymak sandığı kadar kolay olmayacaktı.
Ali’m, Aslı için yanmayı ve yakmayı öğrenebilecek miydi? Öksüz ruhuna, kana bulanmış geçmişine aşkı anlatabilecek miydi? Ondan kaçan kadını, onu kendinden bile çok seveceğine inandırabilecek miydi?
Hercai arzuların ebedi aşka dönüştüğü Bir Türk Masalı daha…
Aslında bu kitap da oldukça iyiydi ; ama Duygu'ya nazaran puanı böyle :\
"Ben ki hiç ağlamaz Ali! Ben ki kırılan kemik sesinden zevk alan Ali! Ben ki bütün derdini içine gömüp gülüşlere saklanan Ali! Ben ki sevmeyi beceremediği için ömrüm dediği kadını özgür bırakan Ali gözündeki yaşları tutmakta zorlanıyordu."
◆ Ali'm ◆
➯ Duygu'nun kanı, Aslı'nın aşkı, Sedat'ın sol kolu Ali'm...
✯ Duygunun ardından hevesle aldım kitabımı elime ∩▂∩
→ Başlangıç kısmında geçmişe gidiyoruz
ஜ Geçmişle ilgili bazı cevaplar az da olsa netleşiyo
~ ~ ~
❋ Ali'mi okudukça, onu hissettikçe içim burkuldu benim ╯︿╰
↬ Bir an kitaba sarılıp "Alimm.. Annemm.. gel annem kimler üzdü seni, anlat bakim , çok mu sevdin sen bu Aslı'yı" diye felan geziniyodum evde ∩﹏∩
▷ Dediğim gibi ilk Aslı&Ali kısımlarında Ali'nin içindeki acıklı, aşklı, kırgınlıklı cümlelerinde bende perişan oldum olmasınada bunların ilişkileri ilerledikçe Aslı'ya daha çok üzülesim geldi ╯△╰
▶ Dahasında ise ikili üzüntüye bağlayacaktım resmen
◇ Büyük bir aşk var ortada ancak iki acılı ve hayata kırgın kalpte yanında ╯︿╰
~ ~ ~
✺ Tabi ana karakter Alimizle, Ali'me kendine has konuşma biçimiyle kitaba şen/can katmış ∩▽∩
♔ Kitap kapağı tam bir Ali'yi temsil ediyo
➠ Ayraç da çok güzel değil mi?
^Çok sevdim ben her türlü ∩﹏∩
⇨ Ali'm tam anlamıyla yontulmamış odun parçasıydı cidden
✮ Aslı'nın tüm sözleri yakışır kıvamında
♔ Lakin özü böyle ya devemin ∩▂∩ bir şeyde diyemiyorum
⇨ Aslı'yı çok sevdim ben ^_^
✿ Çok tatlı bir karakter ❀
♡ Ali'mle aşkları büyülü ve bir o kadar tutkulu ∩▂∩
ღ Hercai arzuların edebi aşka dönüştüğü Bir Türk Masalı daha... ღ
↪ iste bu cümle tam manasıyla kitabı özetliyor
▪ Kitap yerinde bitsede
⇨ Daha ilerisini olabilirdi bence
❈ Ben Duygu'nun sonunda Ali'nin hayatına dair şeyler okudum ama orda okuduklarımın Ali'mde geçmemesi... Bilmiyorum eksik gibi geldi ●︿●
↷ O ilerleyen olayları iki üç sayfa da olsa okumayı isterdim kesinlikle
↬ Öyle işte ﺴ
✴ Duygu'dan da iki tık geride kesinlikle
~ ~ ~
⇒ Ali'mi seviyorum, sevdim
☞ İlk kısımları durağan geçse de devamıyla akıcılığını yakaladı
✺ Yazım boyutu büyüktü, hızlıca okuyup bitirmelik kıvamında zaten
❃ Olaylar güzelce ilerledi, sevdim; ancak Ali'nin uğraştığı iş kitapta çok yer aldığını düşünüyorum tamam, onların üstü kapalı işleri var ama anlatıcı Ali olduğundan işleriyle de iyice tanışmış, okumuş oldum ama birazcık beni sıktı gibi, bilemiyorum ﺴ
♔ Karakterler Duygu'dan da aşina olduğum kişilerdi
Öyle işte ^_^
➥ Ali'mi severek okuma dileğiyle...
❣ İyi Okumalar ∩▂∩
"Duygu merhametim, Annem vicdanım, Aslı aşkımdı..
Ahhh Ali'm ahhh ... Bazen kahkaha attığım bazen duygulandigim (özellikle annesiyle ilgili kısımlar ) ama genel olarak tebessümle okuduğum güzel eğlenceli bir kitap sevdimm.. ama benim icin bi duygu kesinlikle degill...
***
Yeterli değil bu iki kelime Aslı! Seni kendimden, aldığım nefesten, yaşadığım bu lanet hayattan bile çok seviyorken o iki kelime taşıyamıyor bizi."
***
Gülüşünde yer gök silindi. Neredeyse onu gönderdiğime pişman olacak bir gülüştü bu. Evet emindim. Şu Eros dedikleri aşk tanrısı beni tam kıçımdan vurmuştu.
***
"Ben ki hiç ağlamaz Ali! Ben ki kırılan kemik sesinden zevk alan Ali! Ben ki bütün derdini içine gömüp gülüşlere saklanan Ali! Ben ki sevmeyi beceremediği için ömrüm dediği kadını özgür bırakan Ali gözündeki yaşları tutmakta zorlanıyordu."
yazarın anlatım tarzı aynı,ama ne diyeyim duygu gibi alamadım burada..Orada hakikaten duygu yoğunluğu çoktu..bunu da tavsiye ederim eğlenceli bir kitap ama aralarda biraz sıkıldığım için olaylar biraz uzatılmış yıldızları bu yüzden kırdım..
"Duygu merhametim,Annem vicdanım,Aslı aşkımdı..." ah Ali'm der susarım..
Huhhh!!.. Sonunda Ali'm keyfimi bitirdim.. :) Duygu'nun sonlarında zaten Ali ve Aslı'nın aşağı yukarı nasıl bir çift olacaklarını az çok anlamıştık.
İtiraf etmeliyim ki Alim'i Duygu kadar sevemedim. Çok kaba davrandığı noktalardan mı kaynaklandı yoksa tüm merakla beklediğim kitaplar bende bu etkiyi mi yapıyor bilemedim ama yinede sevmedim demeyim ya Alim'e ayıp olur Utanıyorum. Aslı'ya çok kaba davrandığı noktalarda o kız nasıl oldu da ona tahammül etti vay canına dedim :)
Önceden kitabın paylaşılan bir kısmını okumuştum . Belkide okuduğumdan çok keyif alamadım. Önceki halini okuyanlar için şunu söyleyebilirim ki; kitapta değişen bazı noktalar var. Spoiler vermemek için yazmıyorum :)
Ali'nin içindeki terkedilmişlik duygusundan dolayı zavallı Aslı'ya bi sevdiğini söyleyemedi. "Yazık lan Ali sana" demekten alamadım kendimi. :/
Yine tebessümle okuduğum tatlı romantik komedi kitaplarının arasında yerini aldı ama Sedat'ın yerini aslaa.. Öptüm.
"Aslı"
"Immm" o nasıl bir inlemektir. İçim sızladı. Yahu bu kız benim yüzümden ne çekti be!. Kapıyı açıp "Aslı kay kenara" dedim. Uyumaması için bir bahaneydi.
"Ya öne geçsene rahatımı bozdun" dediğinde içim rahatladı. İyiydi, çünkü sesi gayet gür çıkıyordu.
"Gel" dedim ve onu kaldırıp kolumun altına aldım. Ters ters bana baktı ama bir sokuldu bana ki içim eridi. Allah'ım benim içime ne oluyordu lan! Eriyor, sızlıyor, titriyor... Lan Eros seni bir bulayım, kendime aşık etmezsem tükür yüzüme... :))))
***
"Duygu merhametim, Annem vicdanım, Aslı aşkımdı.. "
Ali'm in o çılgın kafasında nelere dönüyor bir bir öğrendim bu kitapta. Tasvirler ve duygular beni benden aldı. Hayır diyorum ki kendi kendime bir insanın öküzlüğü nasıl devam et aslanım deme isteği bırakır insanda. Kesinlikle muhteşem bir kitaptı. Yavaş yavaş sindire sindire okuması lazım insanın. Kitapta sadece ali'nin bakış açısını okumak ayrı bir güzeldi. Bence Aslı'nın bakış açısını da eklemek kitabın büyüsünü bozardı.
Ali'nin bakış açısından çocuğu olduğunda ve onu ilk kucağına aldığında nasıl hissettiğini okumak isterdim. Kısmet değilmiş.
Bu çok büyük umutla beklediğim bir kitaptı ancak beni tam anlamıyla tatmin ettiğini söyleyemem. Evet asla bir hayal kırıklığı yorumunu yapamam. Özellikle bazı kısımlarını çok sevdim ve bazı yerlerinde çok güldüm; ama 1,5 ay içerisinde "DUYGU"yu 3 kere okumuş ve 4 gözle "ALİ'M"in çıkmasını bekleyen bir insan olarak ya benim çok büyük beklentilerim vardı ya da kitap tam olarak beklentilerimi karşılayacak kadar iyi değildi. Yani 3 kere daha Duygu'yu okurum ama Alim'i bir daha okurmuyum bilemedim.
Bu arada Duygu ile ilgili yaptığım yorumda dile getirdiğim iki eleştirimin de Ali'm ile ortadan kalktığını söyleyeyim. Çok güzel süprizler vardı okumak istediklerime dair. Belki de Işıl hanım'ın yazdığı kitap değil değil Ali'm hayalkırıklığı oldu bende. Tam olarak hayalimde yaşattığım gibi çıkmadı. Hakikaten öküzdü bir çok yerde. O da bende biraz sinir yaptı sanırım. Sedat'la Duygu'nun aşkını bin kere tercih ederim. Ama yine de Duygu'yu sevenler mutlaka okuyun demeden de duramayacağım.
http://illekitap.blogspot.com.tr/2015/01/isl-parlakyldz-alim-bir-turk-masal-2.html
~~~*~~~
Aşk tedavisi sevdiğinin kollarında olan bir hastalıktı
ve ben
bu hastalığın pençesinde kıvranıyordum.
~~~*~~~
Veeeeeeeee karşınızda Ali Aral!!!! Yorumuma Ali'nin sözlerinden biriyle başlamak istedim ve nasıldı ama :) (bknz: yukarıdaki alıntı)
Duygu'yu okurken hep dediğim gibi. Sedat ile Bekir de kimmiş Ali varken ;)
Cidden beklentilerimden daha iyiydi. Duygu'yu okurken eğlendim, kızdım, bazen aşkla beraber romantizme bağladım ama Ali'm bambaşka bir şey çıktı. Duygu'da duyguları biraz daha derin yazabilirdi dedim ama bunda da bazen öyle cümleler ve çıkmazlarla duygular aktarılmıştı ki... Süperdi!
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Ali Aral, birgün Harem'de bir karmaşanın içerisinde kalan Aslı'ya yardım eder ve İstanbul'un ileri gelen ailelerinden birinin (aile dediğime bakmayın kabadayılarından birinin) kızı çıkınca işler sarpa sarar. Ali ve Aslı zorla evlendirilirler, ikisi de istemedikleri bir evliliğe zorlanmış olmanın verdiği duyguyla her ne kadar birbirlerinden nefret ettiklerini düşünseler de aslında kalpleri birbirleri için atmaya başlar.
Aşk ve nefret arasında ince bir çizgi vardır derler ya, işte Aslı ve Ali o çizginin aşk olan kısmına geçiş yaptılar. Her ikisi de kabul etmek istemedi ama kabul ettiklerinde ve bunu kendilerine ve birbirlerine itiraf ettiklerinde bile hiçbir şey kolay olmadı.
İşte kitapta Aslı ile Ali'nin aşkının filizlenmesini, kedi köpek gibi dalaşmalarını okuyoruz.
Eğer bir aşk romanı okuruysanız, romantik, hafif eğlenceli, biraz atraksiyonlu, aşk dolu bir kitap okumak istiyorsanız bu kitaplara bir bakın.
Ah Ali'm yaaa !
Yazarin ilk Kitabi olan #Duygu'dan sonra Ben Ali'm asik olmustum ki Ali'm okumak cok uzun surdu ama sonunda tek bir nefesle okudum bittirdim.
Hikayeyi siz zaten Duygu kitabindan biliryorsunuz. Bu kitapta fark bagzi olaylar ve Ali'm ile Aslıyi anlatir.
En guzel yaniysa Ali'im agzindan anlatilmasiydi.
"Onun yasadigi ask, kadinlarin ilgisine siginmak,kokusunda rahatlayip,bedenlerinde var olmakti sadece... Anlikta olsa sevilmeyi seviyordu hepsi bu! Guvensiz sevgisiz bir o kadar duygusuzdu... o Al nam-ı diyar Ali'm bir o kadar uslanmaz..."
Ah Ali'm Ah...
Okadar cok kahkaha attim ki okurken... Ama bir okadarda gozlerimin doldugu ve gorusumun bulaniklastigi yerler olsu.
Yine duygusala bagladim isi okurken ya pes bana !
"Yeterli degil bu iki kelime! Seni kendimden, aldigim nefesten, yasadigim bu lanet hayattan bile cok seviyorken o iki kelime tasiyamiyor bizi."
Ah bu adami bana verin ben seveyim ya. Neyse toparlayalim lafi uzatmaya gerek yok cogunuz zaten.okudu cogunuz onu taniyorsunuz bu adam yuzunden.birgun oglum olursa.adi kesinlikle Ali'm olucak okadar !
"Duygu merhametim, Annem vicdanim, Asli askimdi..."
Karton Cilt, 528 sayfa
7Kasım2014 tarihinde, Müptela tarafından yayınlandı