Bir tarafta Roma'yı feda etmeye hazır bir kalp, diğer tarafta entrikaları ile ünlü Kleopatra. Tertemiz bir aşk hikayesinden çok, iktidar hırsına tanıklık ediyorsunuz. Antonius'un Kleopatra'ya duduğu açık güvensizliğe rağmen, bu ilişkiye devam edebilmesi ve sonunda iktidarı; onun uğruna feda etmesi insana ister istemez; aşkı sorgulatıyor. Yine de bir nevi esaret altında kalmamak için yaptıkları etkileyiciydi. Caesar ve Antonius arasındaki etkileşim de trajedinin en ilginç noktası, insan düşmanını nasıl sevebilir ya da takdir edebilir sorusunu akla getiriyor. Kitabın ortalarında ve sonunda, sevgi ve ihanet o kadar karışıyorki birbirine, Kleopatra Antonius'u sevdi mi diye soruyorsunuz kendinize. Shakespeare'ın diğer eserlerine özellikle de Romeo ve Juliet'e göre gölgede kalan bu tajedisi, yazımda Shakespeare'ın özelliklerini akıcılık ve şiirsellik açısından oldukça taşıyor. Shakespeare'in devrik cümleleri, şiirsel dili esere akıcılık ekliyor olsa da, alışık olmayanlar için oldukça zorlayıcı.