Oblomov gibi yazıldığı dönem ile birlikte değerlendirilmesi gereken bir eser. Natsume Soseki, Meici dönemine kadar dışarıya kapalı bir toplum olan Japonya’da batılı tarzda denilebilecek bir eser ortaya koyarak kendisinden sonra gelen yazarların önünü açmış bir yazar. Bu eserinde de Japon edebiyatında neredeyse ilk kez kullanılan dışarıya dönük kavramlar ile Japon geleneğini başarıyla harmanlamış. Böylece Japon okurlar için yenilikçi bir edebiyat, farklı ülke okurları içinse Japon kültürüne dair bir eser olarak iki yönlü etkisi var. Ayrıca kitapta dönemin Japonyasına yoğun bir eleştiri göze çarpıyor. Bu sayede kapalı bir toplumun dünya ile ilişki kurarken ne kadar zorlandığı ve geçiş döneminin sancıları daha iyi anlaşılıyor. Ek olarak İthaki Yayınları’nın Japon Klasikleri Dizisi’nin kapakları gerçekten çok şık.