Ardından

“… Sen bana gülüyorsun. Ve ben sana gülemiyorum. Hayır, gülmek istiyorum ama toplum yapamayacağımı söylüyor, öyle değil mi?”

Japonya’nın ülke dışında en tanınmış ve en saygı duyulan yazarlarından biri olan, Ben Bir Kediyim, Gönül ve Madenci gibi eserlerin yazarı Natsume Soseki, ilk defa Türkçeye çevrilen Ardından’da birincil arzusu “pek bir şey yapmamak” olan Oblomovvari bir karakterin, Daisuke’nin trajikomik hayatını anlatıyor.

Varlıklı bir ailenin aylak evladı Daisuke, hem Meici dönemi sonundaki değişimlerle hem de hayattaki amacı ve kişiliğiyle dertleri olan genç bir adamdır. Günlerini ona tahsis edilen evinde kitap okuyarak, kafelerde vakit öldürerek ya da sokaklarda dolaşarak geçiren Daisuke’nin hayatı, uzun süredir başka şehirde yaşayan arkadaşı Hiraoka dönünce ve onun eşi Miçiyo’ya olan ilgisi tehlikeli bir aşka doğru evrilince tekdüzeliğini kaybeder.

Daisuke, bir yandan onu toplumsal normlara uygun bir yaşam sürmeye zorlayan ailesine karşı kişisel özgürlüğünden ve bağımsız hayatından ödün vermemeye çabalarken diğer yandan da Miçiyo ve Hiraoka’yla girdiği, benliğiyle çelişen umutsuz durumdan yakasını sıyırmaya çalışır.
(Tanıtım Bülteninden)

“… Sen bana gülüyorsun. Ve ben sana gülemiyorum. Hayır, gülmek istiyorum ama toplum yapamayacağımı söylüyor, öyle değil mi?”

Japonya’nın ülke dışında en tanınmış ve en saygı duyulan yazarlarından biri olan, Ben Bir Kediyim, Gönül ve Madenci gibi eserlerin yazarı Natsume Soseki, ilk defa Türkçeye çevrilen Ardından’da birincil arzusu “pek bir şey yapmamak” olan Oblomovvari bir karakterin, Daisuke’nin trajikomik hayatını anlatıyor.

Varlıklı bir ailenin aylak evladı Daisuke, hem Meici dönemi sonundaki değişimlerle hem de hayattaki amacı ve kişiliğiyle dertleri olan genç bir adamdır. Günlerini ona tahsis edilen evinde kitap okuyarak, kafelerde vakit öldürerek ya da sokaklarda dolaşarak geçiren Daisuke’nin hayatı, uzun süredir başka şehirde yaşayan arkadaşı Hiraoka dönünce ve onun eşi Miçiyo’ya olan ilgisi tehlikeli bir aşka doğru evrilince tekdüzeliğini kaybeder.

Daisuke, bir yandan onu toplumsal normlara uygun bir yaşam sürmeye zorlayan ailesine karşı kişisel özgürlüğünden ve bağımsız hayatından ödün vermemeye çabalarken diğer yandan da Miçiyo ve Hiraoka’yla girdiği, benliğiyle çelişen umutsuz durumdan yakasını sıyırmaya çalışır.
(Tanıtım Bülteninden)


Değerlendirmeler

değerlendirme
7 puan

Oblomov gibi yazıldığı dönem ile birlikte değerlendirilmesi gereken bir eser. Natsume Soseki, Meici dönemine kadar dışarıya kapalı bir toplum olan Japonya’da batılı tarzda denilebilecek bir eser ortaya koyarak kendisinden sonra gelen yazarların önünü açmış bir yazar. Bu eserinde de Japon edebiyatında neredeyse ilk kez kullanılan dışarıya dönük kavramlar ile Japon geleneğini başarıyla harmanlamış. Böylece Japon okurlar için yenilikçi bir edebiyat, farklı ülke okurları içinse Japon kültürüne dair bir eser olarak iki yönlü etkisi var. Ayrıca kitapta dönemin Japonyasına yoğun bir eleştiri göze çarpıyor. Bu sayede kapalı bir toplumun dünya ile ilişki kurarken ne kadar zorlandığı ve geçiş döneminin sancıları daha iyi anlaşılıyor. Ek olarak İthaki Yayınları’nın Japon Klasikleri Dizisi’nin kapakları gerçekten çok şık.


Baskı Bilgileri

Karton Cilt, 312 sayfa
Mart2022 tarihinde, İthaki Yayınları tarafından yayınlandı


ISBN
978-625-8475-68-5
Dil
Türkiye Türkçesi

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Şah-Rû
1 kişi

Okumak İsteyenler

Tuğba ekici
1 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski