'Kötü çocukların büyüsü neydi böyle? Birinin bir tedavi bulması gerekiyordu.'
Çok beğendiim. İlk kitaptan daha da güzeldi. Ve Mal beni hayal kırıklığına uğratmadığı için çok mutluyum :)
Tam beklediğim gibi bir karakterdi. Eğlenceli, çılgın, arada sinir bozucu ama çoğunlukla tatlı. Ve acayip enerjik.
Anne'de bence davranışlarıyla yakıştı Mal'in yanına. Geçmişi pek parlak değil ama yazar, kendine acıyan hüzünlü bir karakter olarak yansıtmamış Anne'i çokta iyi yapmış. Kitap boyunca hiç bir yanlış anlaşılma ya da büyük kavgalar olmadı ve buna rağmen hiç sıkıcı değildi. Ufakta bir sır vardı. Mal'in ilk başta bir türlü söyleyemediği şeyi öğrendiğimde üzüldüm. Ve okuyunca anlayacaksınız ki Mal sorunlarla nasıl baş edebileceğini bilmiyor. Anne de taam bu noktada yanında oluyor. Anlayacağınız sadece güldüğümüz bir roman da değildi. Araya bir kaç hüzünde katmış yazar. Böylelikle kitap basit olmaktan çıkmış bana göre.
Bu seri sevdirdi kendini. Dili akıcıydı. Diyaloglar ise kahkaha atmama yetecek kadar komikti. Ama içinde çok fazla duygusallık beklemeyin. Kitap boyunca seni seviyorum lafını duymak için kendimi yedim bitirdim amaa maalesef hiç de önemli bir şey söylenmiyormuş gibi son sayfalarda bir iki kere rastladığım bir kelime oldu. Buna rağmen ikisi arasındaki çekim o eksiği kapattı. Diğer kitabı sabırsızlıkla bekliyorum.
Ben bir kolunu Mal’in boynuna doladı, saçlarını dağıttı. “Gel, başka bir oyuncak bul kendine.”
Mal dudaklarını büzdü. “Ben çocuk değilim.”
“Ona ne dersin?” Ben zayıf, havalı bir sarışına işaret etti, kız da cevap olarak gülümseyip saçlarını düzeltti. “Bahse girerim seninle tanışmak onun hoşuna gider.”
“Vaaay, parlıyor.”
“Neden gidip ona ismini sormuyorsun ki?” diye öneride bulundu Ben. Mal’in sırtına bir şaplak attı.
“İsmini bilmem gerekiyor mu?”
“İşe yaradığını duymuştum.”
Mal “hıh”layarak, “Belki senin için,” dedi. “Ben sevişirken sadece kendi ismimi haykırırım.” :D
“O kadar iyisin yani, ha?”
Bir bakışla susturdu beni. “Hiçbir fikrin yok, Bayan Rollins.”
“Biliyor musun, egonun iğrenç mi, yoksa etkileyici mi olduğuna cidden karar veremiyorum.”
“Senden hoşlanıyorum,” dedi sadece.
“Beni doğru dürüst tanımıyorsun bile.”
“Evelyn’in ve Lauren’in arkadaşısın. Sohbet ettik. Üstüne atladım. Yerde beraber yuvarlandık. Epey bağlayıcı bir tecrübeydi.”
Gözlerimi kırpıştırdım.
“Daha da mı? Ciddi misin?”
“Biliyorum, biliyorum. Benim ihtişamıma kıyasla o hiçbir şey.” Parmakları parmaklarımı okşadı ve bakışları yumuşadı. “Ama sadece meraktan soruyorum, alnına ismimin dövmesini yaptırmak konusunda ne düşünürsün?”