http://kordugumhayaller.blogspot.com/2012/12/bir-yumak-ask-knock-me-for-loop-by.html
Kitap kötü değildi ama beklediğim kadar da iyi değildi. Hep iç sesler ve geriye dönüşler vardı. Bir ara The Penalty Box'a gittiler de rahat bir nefes aldım, ferahladım. Onun dışında kitap fos geldi bana :(
Kitabımız alışageldiği üzere Charlotte'ın anlatımı ile başlıyor. Yazar bize Charlotte üzerinden önce kısa bir özet geçiyor. Daha sonra ise sevimli Charlotte'muz sihirli çıkrıkla çok sevdiği 3 kızdan biri olan Grace üzerinde sihrini konuşturmak için ona kendi eğirdiği pembe ipi hediye ediyor.
Yazar ikinci bölüme geçince bizi önce bir afallatıyor.
Çünkü biz günümüzden devam ettiğini düşünürken o aslında bizi ihanet anına geri götürüyor ama bu sefer olayları ve olay sonrasını bir de Zack'in gözünden okuyoruz. Yazarın bir de diğer taraftan yazması iyi olmuş, merak etttiğimiz yerleri tüm ayrıntıları ile gördük. Benim için kötü oldu çünkü iyi giden bir çifti böyle bir olayla ayırınca soğumaya yüz tutmuş közüm tekrar canlandı ve alevlendi. Yazarın başından beri bu çifte karışmasını istemediğimden mi ne ihanet olayı ve sonrasında Grace'in yaptıklarına hep sinir olmuştum.
Yazar bu küçük süprizden sonra günümüze dönüyor ve uzun bir aradan sonra ilk kez Jenna ve Gage'in düğününde yüzyüze gelecek olan ayrılmış çiftimizi anlatmaya kaldığı yerden devam ediyor.
Kitap boyunca Zack'e hep üzüldüm durdum. Çünkü başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmiyor. Önce sevdiği kadın onu aldatmadığı halde aldattın diye suçlayarak terk ediyor ve bununla kalmayıp onu herkese rezil ediyor. Sonra kötü giden performaslarının ardından tam içini döküp rahatlamış ve daha iyi oynamaya odaklanmışken hoooop sakatlanıyor. Bir de tam Grace ile işi ayarlayacak derken sakatlığı yüzünden en sevdiği tatlısından tadını almışken mahrum kalıyor. Yine de bu sakatlığın iyi yanı Grace'in ona bakmak için yanına taşınması oluyor. Bu iyi çünkü Zack aralarını düzelteceklerine inanmaya ve gelecek için umutlanmaya başlıyor.Zaten bu taşınmadan sonra olaylar başlıyor.
Kitabın sıkan yanı yazarın iç düşüncelere çok fazla yer vermesiydi. Bu yüzden olaya odaklanılamıyor. Zaten Grace baştan sona çıldırma nedenim oldu benim. Bazı hareketleri anlamsızca, nedensiz ve beklenmedik. Akışa kapıldığım anda yaptıkları yüzünden kitaptan soğukttu resmen. Ama en sinir olduğum şey; tamam en baştaki hareketlerini anlayabilirim ama sonrasında herkesin ona açıklama çabalarına kulak tıkaması, dik kafasıyla "biliyorum işte yaptı" havalarına grip gerçeği araştırmadan triplere girmesi ve Zack'i rezil etmesi beni okurken sinir etti. Tüm çıkmaları boyunca aldatmamış adam hadi geçtim otel odasına çapkınlık yapmış olsa seni o şekilde alır mı o odaya? Ama yok bir açığı gördü ve hemen Zack'in adı çıktı! Saçma...
Zack'e gelirsek; diğer kitaplarda aslında okurken pek takmadığım bir tipti ama onun bakış açısından okuyunca haksızlık yaptığımı düşündüm. Çünkü çok komik. Gerek esprileri olsun gerekse benzetmeleri beni kitabı okumaktan zevk aldırdı. Hele Dylan, Gege ve Zack'in The Penalty Box'da toplandığı bölümleri okurken aralıksız kahkahalar attım. Onları okumak öyle eğlenceliydi ki birkaç bölüm devam etseler keşke demedim değil :)
Zack ve Grace olayının sonuna gelirsek. Tamam evlilik teklifi güzeldi ama sonu bana yine de yetersiz geldi. Grace'in davranışları sonrası daha çok acı çekmesini ve ders almasını isterdim. Çünkü Zack onun yüzünden bayağı çekmişti.
Kitabın asıl sonu ise Charlotte'un söylemi ile oluyor. Adamdan bir an korksam da kendi gibi uçuk kaçık birini bulduğu için çok sevindim. Bu sebeple serinin sonu güzel bitti. Daha iyi olabilir miydi? Evet, yazar bize keşke daha ilerileri gösterseydi.
Bir serinin daha sonuna geldik.
Artı ve eksileri bana göre eşit değerdi.
Her şeye rağmen kesinlikle okunmasını tavsiye ettiğim bir seri :)