Birbirinden güzel, tokat etkisine sahip dört öykü var bu kitapta. Hafif de efkarlıyken ele alınırsa tadından yenmez.
Bilmem. Ben de merak ettim şimdi. Erkek karakterleri bu kadar düzgün anlattığı için olabilir mi acaba? Ben mesela bu kitapta olsun, Kambur'da olsun yer yer kaçacak delik aramıştım 'aha beni tanıdılar' diye.
Ama onur duydum bu benzerlikten. Kendime hiç şans vermiyorum tabii öyle bir kıyas için. Ancak insan yine de bir hoş oluyor. :)
:)) Hala kaçıyorum, hem de nasıl.
Yazım dilim konuşma dilimle neredeyse birebir aynı. Demek sıkıcı konuşmuyorum da bu durumda. Ama bu da yani, nasıl diyeyim, en hafif tabirle komik. Benden bahsediyoruz. Lütfen. :))
Yine de çok teşekkür ederim. İnsanın hoşuna gidiyor böyle şeyler duymak.
:)))))))) Kaçacak delik aradın demek:) Hala o öyküleri yazanın erkek olduğunu hayal ediyorum. Acaba senin cümle kuruluşlarına benzeştirdiğim için mi bilemedim şimdi?
Ben özellikle 2. ve 3. öyküyü çok sevdim. 4. öyküde çok iyiydi. Geriye kalıyor ilk öykü:))
Senin yazılarını okumak baba ayrı bir keyif veriyor. Sıkıcı yazmıyorsun. Kendine münhasır bir yazım tarzın var. Kimseye özenmiyorsun, taklit etmeye, başkası gibi yazmaya çalışmıyorsun. Benim hoşuma giden bu. Asla iddialı olmadığının da ayrıca çok farkındayım. İçinden geldiği gibi yazıyorsun.
Mustafa, okurken neden hep yazarını erkek olarak hayal ettim? Enteresan bir durum da senin kalemine benzettim. Cümle kuruluşları senin cümlelerin gibi zira.