http://dilarabook.blogspot.com.tr/2017/10/degirmen-sabahattin-ali-kitap-yorumu.html
İşte adaşım, sana seven bir Çingene'nin hikayesi.
Çiçeklerin açtığı mevsimde, senin kollarına yaslanan ve çiçekler kadar güzel kokan bir vücutla uzak su kenarlarında oturmak ve öpüşmek, yoruluncaya kadar öpüşmek hoş şeydir...
Seni gördüğü zaman zalimce başını çeviren mağrur bir dilberin kapısı önünde ve ay ışığı altında sabaha kadar dolaşmak, bunu candan arkadaşlara ağlayarak anlatmak, söz aramızda, gene hoş şeydir.
Fakat sevgili bir vücutta bulunmayan bir şeyi kendisinde taşımaya tahammül etmeyerek onu koparıp atabilmek, işte adaşım, yalnız bu sevmektir.
•••
Sabahattin Ali'nin toplam on altı öyküsünden oluşan Değirmen'i elime alıp bitirmem bir oldu. Her biri kısalıkları ile tam tersi olarak ayrı bir maceraydılar benim için.
Ve evet, aynı zamanda nihayet Sabahattin Ali'nin kalemi ile tanışabiliyorum. Düşündüğümden çok daha akıcı ve anlaşılabilirdi. Kişisel düşünceleri ve dönemin havası iç içe girmişti. Özellikle ilk sayfada karşılaştığım, kitaba adını veren Değirmen'i ayrı bir sevdim.
Hayat hikayesinden ve yaşadıklarından anladığım kadarıyla kendisi dönem hükümetini, hükümet adamlarını pek sevmeyen birisi bunu da öykülerine yansıtmış. Yani romanda geçen sanırsam tüm, bir şekilde güç sahibi olanlar kötü, uçkurusundan başka bir şey düşünmeyen kişilerdi.
Yazar ön sözünde bu eseri için çocukluk dönemim, amatörlüğüm ve buna benzer terimler kullanmış. Kendisinin demek istediği şekilde amatörce ya da fazla havada olan bu eserini bir çırpıda okuduysam kalan eserlerini nasıl hevesle okuyup bitireceğim benim için ayrı merak konusu.
Kısa öykülerin her birinin sonuna geldiğinizde içinize bazen koca bir taş oturabilir, bazende vay be ben ne okudum diyebilirsiniz benim gibi muhtemelen.
Kısacası benim gibi geç kalmayın, Sabahattin Ali ve diğer dönem yazarlarımıza en yakın fırsatı bulduğunuzda başlayın.